Zamansız Aşk

Karakterler ( İz Dolunay Zorlu ve Demir Hoca)

Demir Hoca :merhaba ben Demir Tuna Arslan ben Denizli Pamukkale üniversitesi Coğrafya öğretmenliği bölümü mezunuyum ailem bir trafik kazasında öldükten sonra temelli olarak Denizli'ye taşındım ve tek yaşıyorum 26 yaşındayım aktif olarak 4 yıldır öğretmenlik yapıyorum ve şuanda Mustafa Kaynak Anadolu Lisesinde çalışıyorum ve burda derslere giriyorum en sevdiğim sınıf 12/A sınıfı burda en gözde öğrencim İz çok çalışkan ve başarılı açık konuşmak gerekirse çokta güzel o sarı uzun saçları o mavi gözleri sanki deniz gibi o gözler içimde ona karşı adını koyamadığım birşeyler hissediyorum ama biliyorum ki bizim öğrencilerle aramızda öğretmen öğrenci ilişkisi dışında birşey olamaz keşke onu dışarda tanımış olsaydım ama hayatın bize ne getireceğini bilemeyiz belki İz de bana karşı birşeyler hissederse beraber olabiliriz

- Demir hoca bugün çok halsiz uyanmıştım halsizdim birazda ateşim vardı müdür beyi aradım ve bugün gelmiceğimi söyledim tamam hocam dedi bende bir şekilde evde dinlenmeye çalıştım

-İzden sabah olmuştu bu sefer erken kalktığım için Duyguyu ben kaldırdım hazırlanıp çıktık okula doğru kantine gidip kahvaltılık birşeyler ve kahve alıp bahçeye  geçtik kendi aramızda konuşurken Ateş okula arabasıyla giriş yapmıştı camdan geliyorum kızlar dedi arabayı park edip geldi ve kendi aramızda konuşmaya devam ettik zil çalmıştı ve ilk dersim Demir hocaylayı ve ben nedensizce mutluydum ama içeri bi anda  Turgut hoca girdi Turgut hoca kim mi tarih hocamızdı hemen sınıftan bir kaç kişi sordu hemen Demir hoca nerde diye
- Turgut hoca: Demir hoca rahatsızlanmış evde dinleniyormuş onun yerine ben giricem bugünlük dedi
- İz : çok şaşırmış ve üzülmüştüm çünkü sevdiğim bir hocaydı Demir hoca ve nedensizce yanında olmak istiyordum iyi olup olmadığını görmek istiyordum ve evinin adresini öğrenip gidicektim çıkışta

Gün çok sıkıcı geçmişti ve kafam hiç bir dersi almıyordu çok şükür bitmişti şuan mı ne yapıyordum Demir hocanın evinin kapısının önündeydim ve kalbim çok hızlı atıyordu ve ben bunun nedenini bilmiyordum sonunda gücümü toplayıp zile bastım ikinci çalışta açtı kapıyı Demir hoca ve karşısında beni görünce şaşırdı sorarcasına İz dedi
-İz : ben şey hastaymışsınız sizi merak ettim dedim birşey ihtiyacınız var mı hocam dedim
-Demir H: beni düşünüp gelmen ne güzel İz teşekkür ederim dedi sabahtan beri hiç bir şey yemedim birazda ateşim var dedi
-İz: istemsiz olarak elim anına gitti ve gerçekte ateşi vardı hocam siz yanıyorsunuz dedi ve hemen içeri geçtim siz hemen bir soğuk duş alın bende bir çorba yapıyım dedim
-Demir H: sağol İz teşekürler sana zahmet olmasın dedim tencerelerin nerde olduğunu bilmiyorum dedim ve yukarı duş almaya çıktım
- İz: benim mavişim yanıyordu resmen neyse hemen dolaba gidip baktım ne var ne yok diye elimdeki malzemelerle mercimek çorbası yapabilirdim hemen işe koyuldum 30 geçmişti ve ben bitirmiştim işimi bu  sırada Demir hoca indi merdivenlerden eline sağlık çok güzel gözüküyor senide yordum dedi estağfurullah hocam ne zahmeti dedi ve tepsiyi önüne koydum çorbayı içmeye başlarken bi anda farkettim ki Demir hocanın üstü çıplaktı altında siyah  şort vardı vücudu kaslıydı sanırım spor yapıyordu mavişim çok tatlıydı ya bi anda daldığım için Demir hoca noldu görüntüden etkilendin galiba dedi yanaklarım kızarmıştı utandım yok hocam dalmışım dedim çorbayı bitirmişti bende tepsiyi alıp mutfa geçtim bulaşıkları yerleştirirken arkamda Demir hoca varmış görmemiştim ve üstüme gelmeye başladı ne yapıyorsunuz hocam dedim ama hala gelmeye devam etti ve ben tezgahla kendisi arasında sıkıştırdı önce yüzümün kenarına düşen sarı saç tutanlarını kulağımın arkasına yerleştirdi ve bana çok güzelsin İz dedi aklımı başımdan alıyorsun hocam olmaz siz benim hocamsınız okul neder dedim umrumda değil diyip dudaklarımı öpmeye başladı ilk başta karşılık vermedim ama beni o kadar hızlı öpüyorduki dayanamayıp bende karşılık verdim  elimi ensesindeki saçlarına doladım ve öpmeye  başladım