no retreat • page 34

13.3K 1.3K 1.7K
                                    

asıl olayların başlayacağı yere geldik. ağzınızı çok açmayın, bunlar daha başlangıç 😁🫢😯😎☺️🤷

iyi okumalar <3

••

"Kanka o maçta Madrid hakkını yedirmişti anasını satayım, ne hakkı?"

"Ulan saçmalama, en kötü oldukları maçtı!"

"Neresi kötüydü? Mis gibi de oynadılar valla."

Devran ve Alihan'ın büyük bir karşı çıkmayla konuştuğu konu ilgimi o denli çekmiyordu ki ancak Alihan söylediği cümlenin sonunda bana dönüp "Sence de öyle değil mi lan?" diye sormasıyla onlara dönmüştüm. Hangi maçtan bahsettiklerini geç hangi takımdan bahsettikleri hakkında bile fikrim yoktu, bu yüzden bir yorum yapmadan "Sıkılmadınız mı amına koyayım üç saattir aynı konudan?" dedim bıkkınca.

Lafta kafamı akşama kadar meşgul etmesi için buluştuğum arkadaşlarım, bugün dokuzuncu kez girdikleri futbol muhabbetinden bu sözümle tekrar çıktılar. Aslında normal zamanda futbol muhabbeti yapmayı severdim fakat bugün beynim öylesine doluydu ki birisi karşımda Galatasaray'ın bir önceki maçı hakkında konuşmamı istese düşünüp cevap veremezdim. Tüm odağım ve dikkatim akşam olacak olaylardaydı.

Çünkü Duman'ın evime geldiği günün üstünden iki gece geçmişti ve bu gece sabah da attığı mesaja göre yangını çıkartan kişiyi karşıma çıkartacaktı. Anın etkisiyle üstüne gitmediğim bu konu ondan ayrıldıktan ve kafamı biraz topladıktan hemen sonra tüm gerçekliğiyle önüme serilmişti. Aylar önce bulduğu bu bilgiyi zamanı gelince öğreneceksin, diyerek bekletmiş ve sonunda zamanı gelmiş olacak ki bana vermeye karar vermişti. 

Ve benim içimde hiç ama hiç iyi bir his yoktu.

Tüm gece beynimin meşgullüğünden uyuyamamıştım. Ne kadar düşünmeyeceğim, desem de bir şekilde aklıma giren düşünceler gece boyu peşimi bırakmamıştı. Kim olduğuna dair türlü senaryolar kuran beynim şüphelenmedik kimse bırakmamıştı resmen, normal bir zamanda asla şüphelenmeyeceğim kişilerden bile saniyelik de olsa şüphelenmiştim. Bu tamamen Duman'ın tuhaf tavrının sonucuydu.

Şimdiyse saat yediye gelmek üzereydi ve ben dakika başı onu kontrol ediyordum. Düğümlenen midem, düşünüp kurmaktan ağrıyan başım ve kızarmış gözlerimle berbat bir hâldeydim fakat aklım hiçbirinde değildi, sadece şu lanet saatin yediye vurmasını ve Duman'ın dediği gibi beni buradan almasını bekliyordum. Garipti ama durduğum her saniye gerginliğim biraz daha ve biraz daha artıyordu.

"İyi misin lan, suratın bembeyaz?"

Devran'ın konuşma ortasında beni fark etmesiyle kupkuru olmuş boğazımın ıslanması için sipariş ettiğim soğuk kahveden bir yudum aldım. İçindeki buzların çoğu erimiş olduğundan dolayı ağzıma kahveden çok su tadı dolmuştu, bunu umursamadan bir yudum daha aldım ve "Güneş geçmiştir kafama. Kalkacağım zaten birazdan." dedim.

Alihan, bir saatte sipariş ettiği üçüncü limonatasını içiyorken "Nereye erken daha?" diye sordu. O bunu sorarken Devran'ın gözleri garip bir şekilde yüzümü süzmüştü, az önceki bahanemi yutmuş gibi gözükmüyordu. Onunla uğraşamayacağım için bu bakışları göz ardı ettim ve "Eve geçip çalışmam lazım." dedim. Tabii, eve geçip iki gündür yaptığım gibi Duman'ın cinayetlerinin tarih-saat benzerliği üstüne gitmem gerektiği doğruydu. Ama yapıyor olduğum kesinlikle bu değildi, hiç değildi! Yakalamam gereken adama güvenip diğer yakalamam gereken kişiye gidecektim çünkü!

Suikastçı [bxb]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin