24

65 5 19
                                    

Sonunda okul çıkışı gelmişti ve ben heyacanlı bir şekilde koridorda duvara yaslanmış, Barış'ın sınıftan çıkmasını bekliyordum. Tabi Minel de yanımda durmuş sevgilisini bekliyordu.

Sınıftan çıkan Barış ve Cem hemen yanımıza geldi.

"Selam." deyip gülümsedim ikisinede.

Cem'de selam verip Minel'le sarıldılar.

"Selam." dedi Barış ve gülümsememe karşılık verdi.
Biz birbirimize bakıp mal mal sırıtırken  Minel koluma dokunup beni dürttü.

"Ee hani siz bir şeyler konuşmayacak mıydınız?" dedi.

Hemen kendimi toparlamaya çalıştım. Tabi ne kadar yapabildiysem.

"İstersen kafeye gidelim. Ya da sahile gidip banklarda oturabilirz. Daha sakin olur." dedi Barış.

Ah be Barış bir bilsen seninle her yere geleceğimi. Tabi ben düzgünce cevao vermeyi seçip "Olur sahile gidelim." dedim.

Minel ve Cem ile vedalaşıp okuldan çıkmıştık. Yavaş adımlarla sahile doğru yürüyorduk. İkimizde çok sessizdik ve bu sessizlik beni aşırı geriyordu. Ama konuşsam ne diyeceğimi bilmiyordum. Şu an o kadar heyecanlıyım ki her an arkama bakmadan kaçıp gidebilirim.

Ben düşüncelerime dalmışke sahile varmıştık ve boş bir banka yan yana oturmuştum.

"Öncelikle nerden başlasam bilmiyorum." dedi Barış. Onun bu haline gülüp "Bodoslama gir işte." dedim. Evet benim heyecan buraya kadardı. Çünkü karşımdaki kişi benden kat ve kat daha heyecanlı gözüküyordu. Bu da ister istemez tüm heyecanımı götürmüş az da olsa beni özüme döndürmüştü.

O da dediğime gülüp devam etti.
"Her en kadar başta nefret mesajı atmış olsan da bana yazdığın için teşekkür ederim."

Klasik ben işte. Nefret mesajlarıyla hem öfkemi kusuyordum hem de az da olsa belki dikkatini çekerim ve biraz konuşurduk diye düşünmüştüm.

"Özür dilerim. İlk başta yazdıklarım için. Aslında nefretten çok dikkat çekmeye çalışıyordum." dedim.

"Olsun. İyi ki yazmışsın. Seninle konuşmadan önce sanki hep eksik hissediyordum. Ama konuşmaya başlayınca, yavaş yavaş seni tanıyınca o eksikliğin gittiğini fark ettim." deyip elimi tuttu.

Bense konuşmayıp onun devam etmesini bekliyordum. Benim soğuk ellerime nazaren elleri o kadar sıcaktı ki. Keşke hiç ellerimiz ayrılmasa.

"Aslında sana karşı hissettiklerimi hep içime atmışım. Kim olduğunu öğrenince bunu fark ettim."

"Keşke o kadar salakça yakalanmasaydım." deyip güldüm.

"Ben de tanımıyorum diye yalan söylemeseydim belki daha önce yakınlaşdık." dedi. Bu dediğine gülümsedim.

Öyle mi olurdu hiç bilmiyorum. Belki de ben seni engellemiş olurdum Barışcığım. Ama neyse bunu söyleyip ortamı bozmaya gerek yoktu.

"Her neyse sonuç olarak senden hoşlanıyorum." Bana bir şeyler oluyor. Yazışarak öğrenmek ve duyarak öğrenmek arasında gerçekten büyük bir fark vardı.

"Ben de senden hoşlanıyorum ya da direkt aşığım." dedim.

Ne yani o itiraf etmişken ben mal mal baksa mıydım.

Sesli bir şekilde gülüp "Biliyorum." dedi.

Ah be Barış. Asıl bir zamanlar sadece sen bilmiyordun da neyse.

"Yine de ikimizde birbirimizi sevdiğimizi teyit ettiğine göre bence flört aşamasını geçebiliz."

"Nasıl yani?" dedim.
Flört aşamasından sonra ne vardı. Bir dakika biz flört aşamasındaydık. Ne diyorsun üzümlü kekim. Söylesene. Allah'ım o kadar anlamlı bakıyor ki. Şu an ağlayabilirim.

"Diyorum ki bence sevgililik aşamasına geçebiliriz yani. Tabi sen de istersen."

Ay bana bir şeyler oluyor.

"İsterimm!" deyip istemeden de olsa ellerimi ellerinden ayırıp boynuna sardım.

O da kollarını belime sardı ve sıkıca birbirimize sarıldık.
Arada koklamış da olabilirim tabi. Ama merak etmeyin çok abartmadım. Çocuk şimdi sevgilisini köpek falan zannetmesin. Ayy sevgilisi dedim di mi? Sanırım artık benim de bir sevgilim var!

•••••
Benim max romantizm 🤭

İnstagram Fenomeni / Texting -Tamamlandı-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin