0.2

778 116 25
                                    

Çok yorgun ve mayhoş bir şekilde inledim. Tembel gözlerimi açmayı denedim fakat odama pencereden giren günışığı bana hiç yardımcı olmuyordu.

Yana döndüm ve yastığı başımın üstüne koydum. Uykuma geri dönemedim ve saatin kaç olduğunu merak ettim. Yüzümü ovaladım ve yataktan çıktım.

Bir dakika... Yatağım? Etrafıma baktım ve gözleri her yere baktı. Şu an tur otobüsünde değildim. Odamdayım ve bu çok tanıdıktı... eski odam?

Bu da neyin nesi ?

''Günaydın uykucu kafa.'' Başımı çevirdiğimde annem bana bakıyordu. Neler oluyor ? Neden çocuklarla birlikte değilim ? Şu anda turda olmam gerekiyordu ! Aynaya baktım ve şoka girdim.

Çok genç görünüyordum, 16 yaşındaymışım gibi. Bu da nasıl oldu? Şu an çok korkmuş ve karışmış bir haldeyim. Neler oluyor ?

''Kahretsin.''

''Sorun ne Harr? Küfür etmeni sevmediğimi biliyorsun.'' Aynada anneme baktım sonra yüzümü ona çevirdim. Onu çok özlemiştim, ama her şey yolundaymış gibi davranmalıydım böylece oğlunun delirdiğinden şüphelenmesin.

Dürüst olmak gerekirse yakında delirebilirim.

Ona gülümseyerek ''Üzgünüm, hazır olduğumda aşağı ineceğim.'' dedim , bana geri gülümsedi ve başını sallayıp odadan kapıyı kapatarak ben olanları düşünürken beni yalnız bıraktı.

Bu nasıl olabilirdi ? Bu bir rüyamı ? Rüya veya şaka? Sanmıyorum. Yatağıma oturup gözlerimi kapadım , derin bir nefes aldım.

Ona kadar saymayı ve her şeyin yoluna gireceğini düşündüm ama bunun çok aptalca olacağını farkettim. -Tabi ki bunu denedikten sonra-

Hazırlandım ve odamdan çıktım. ''Günaydın kıvırcık.'' aniden gülümsedim , kimin konuştuğunu biliyordum.

''Günaydın, Gem.'' diyerek gülümsedim, onu da özlemiştim. Sadece ikisine de koşup sarılmak istiyorum, tur beni çok meşgul etmişti ki bu da onları 2 ay boyunca aramamı ve görmemi engellemişti.

Aşağı indim, kahvaltı ettik sonra annem aramızdaki sessizliği bozdu.

''Haydi Harry, seni pastaneye bırakayım.'' Pastane ? Pastane...

Tanrım, buna inanamıyorum! Bu hayatı özlemişim...

Sonra hatırladım 'dün gece' eski hayatıma dönmeyi dilemiştim ve bu gerçekleş miydi ?

''Hayır, B-ben yürüyeceğim.''

''Tamam, sen nasıl istersen.'' Gülümseyerek başını salladı ve bende salak gibi sırıttım.

Çok mutluyum, şu ana kadar dilediğim en en iyi dilek. Gemma bana kaşlarını kaldırarak bakıyordu. ''İyi misin kardeşim ? Aslında salak gibi gözüküyorsun?''

pis pis sırıtıp kafamı salladım.

''Hiç bu kadar iyi olmamıştım.''

Pastaneye çok mutlu bir şekilde yürüyordum, etrafa baktım gerçekten bu sokakları ve bu basit hayatı özlemiştim. Hiç bir baskı olmadan tekrardan 16 yaşında gibi hissediyorum.

Pastaneye girdim, burada birlikte çalıştığım arkadaşlarımla selamlaştıktan sonra çalışmaya başladım , bunu özlemiştim. Burada çalışmayı özlemiştim. Kariyerimi ve işimi de seviyorum fakat burada çalışmayı da çok seviyorum.

''İşte senin cupcakelerin.'' genç kıza gülümsedim ve ona keklerini verdim.

Sonra çöpleri dışarı atmak için dışarı çıktım ve birlikte çalıştığım Marie beni çağırdı.

''Burada biri seni görmek istiyor.'' derken mutfağa yürüdü. Kimin olduğunu merak ederek hemen başımı çevirdim ve--

''Mandy?'' Bu iş giderek daha da harika bir hal alıyordu.


Hikaye bana ait değildir. Sadece çeviridir.

Ayrıca lütfen londorstars'ın diğer kitap çevirilerine de bakmayı ihmal etmeyin.!

Teşekkürler yorumlarınızı ve beğenilerinizi bekliyorum.










The Wish [Harry Styles] -londonstars'tan çeviri-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin