american whore

thanks

"2 bira. Teşekkürler."Genç çocuk eline aldığı bira şişeleriyle genç kızın yanına doğru ilerledi. Kız ona gülümseyerek masaya bırakılan şişelerden birini aldı ve içmeye başladı. 

Gülümsedi. Şişedeki sıvıyı içmeye devam etti. "eğer özel değilse, neden oradaydın?" Aria dayanamadı ve sordu. Merak etmişti. Uçurumun kenarında olup sadece gün batımını mı izliyordu yani? Genç çocuk şişesini masaya bırakıp kızın gözlerinin içine baktı. "özel değil. Orası uçurumun kenarı olduğu için sessi ve huzurlu bir yer. Çok insan da gelmez." Aria başını onaylar bir biçimde salladı. Çocuk onu süzdü. "Peki sen?"

Genç kız omzunu silkti. "bilmem. Ölmek için huzurlu ve güzel bir yere benziyordu." Çocuk gülümsedi. "ölmek? Ne oldu ki?" masada ki şişeyi yeniden kafasına dikti ve cevap verdi. "Temel sebep batırmam. İnsanları haklı çıkarmam." İçkisinden koca bir yudum daha aldı. "Ama ne var biliyor musun? Bu doyumsuzluğu anlamıyorum. İki kişiyi birden istiyor. Neyim ben? Basit bir seçenek mi? Ben asi kızı oynadım diye oluyor. Annem de aynısını yapıyordu. Sırf hayallerimin peşinden gittim diye." Aniden başını iki yana salladı ve gülümsedi. "Şuan belki de polisler beni arıyor. İntihar notu yazıp çıktım ve seninle oturmuş kimse beni anlamıyor edebiyatı yapıyorum. Şaka gibi."

Genç çocuk ona gülümsedi. Çıkışa dönüp baktı ve elindeki birayı masaya bırakıp kızın elini tutup kaldırdı. "Peki , madem intihara bu kadar hazırsın, bari biraz eğlenelim. Gün doğumunu izledikten sonra seni uğurlarız ha?" Aria şaşırdı. Normalde ölümden vazgeçirmeye, geri döndürmeye çalışırlardı. Ama bu çocuk utanmasa ona yardım edecekti.

***

"Bak Andrew. Seni anlıyorum. Ama ben başsavcıyla bu konu hakkında çokça konuştum. Haliyle dosyayı başkasına devretmek istiyorlar. En azından bir kişiyi başkasına verelim. Çünkü senin düşündüğün gibi değil. Bunlar seri katil işi bile değil. Hepsi birer intihar." Andrew derince bir nefes aldı. "Sizi anlıyorum ama ben ümitliyim. Biraz önce Aria Liester adında bir genç kızın intihar notu geldi. eğer yine aynı kişiyse yaklaştığımızdan eminim çünkü sahile yakın terkedilmiş binalarda katliamı yapıyor. Benjamin bey ve ekibi coğrafi kimlikten bir sonraki cinayetin nerede olacağını kestirdiler. İki ihtimal var ve ikisine de intihar mektubu geldiği andan itibaren ekip gönderdik."

Adam derin bir iç çekti. Karşısındaki genç adam kararlıydı. Başını hafifçe salladı. "peki. Ama umarım bir kişi daha kurban gitmez."

***

Yürüdükleri sokakları büyük bir ciddiyetle inceliyordu Aria. Son yürüyüşü, son bakışı, son rüzgarın tenine değişi. Girdikleri kafede iki kahve içtiler. Çok konuşmamışlardı. Oradan da çıkıp yürümeye devam ettiler. Sokak sanatçılarının önünde durdular. Çalan şarkıyla aralarında ki sessizlik de bozulmuştu. "Adını söylemedin." Gülümseyerek döndü genç kıza. "Bu dansta bana eşlik ederseniz olur." Aria elini uzattı ve o da elini tuttu. Dans eden kişilerin arasına karıştılar. Çocuğun elleri genç kızın beline dolandı. Onun elleri ise çocuğun boynuna. Ritme uygun sallanırken çocuk Aria'nın kulağına yaklaştı. "Patrick." Aria ise onu taklit etti. "Aria."

Patrick, genç kızı çok dikkatli izliyordu. İlk defa üzüldü. Bu kadar güzel bakan ve saçlarından bu kadar güzel koku gelen yaşı da genç olan bu kızı elleriyle öldürmek fikri ilk defa ona uzak geldi. Önceden ölüme yolcu ettiklerinin hepsinin elle tutulur bir sebebi, geride bırakacakları olmayan kişilerdi. Bu kız için neredeyse hayat dolu bile diyebilirdi. Ama geri dönüşü yoktu. Mektubu bırakmış ve gözünü karartmıştı.

Gayriihtiyari sağ eli Aria'nın saçına gitti. Kumral rengi saçları ona eskileri hatırlattı. Kendisini öldürmesi için ona yalvaran annesini, gözünü kırpmadan bunu yapan küçük patrick'i.

Derin bir nefes alıp verdi. Ardından da şarkı bitti ve ayrıldılar. Genç kız gülümsedi ve ona teşekkür etti. "Saat de geçti. Ben artık son işimi yapmaya gideyim. Bana güzel zamanlar geçirdiğin için yeniden teşekkürler." Ardından bir süre daha çocuğun yüzüne bakıp arkasını dönüp gitti. Patrick ise gülümsedi ve onu takip etti.