Multimedya: Lara
Pencerenin önünde dikilmiş Amsterdam' ın mükemmel mimarilerine bakıyordum. Genellikle aynı tarzda olan evlerin tek farkları renklerinin değişik olmasıydı. Karşılıklı evlerin arasından geçen su ve üzerinde duran sallar ortamı romantik hale getiriyordu. En azından bana göre.
Bu şehri çok seviyordum. Bu şehirle yeni bir hayata başladım ve burası ile kendimi hiç olmadığım kadar iyi hissettim. Ama ayrılma vakti gelmişti. Bir sonraki gün buradan gitmiş olacaktım. Belki de hiç dönmemek üzere. Neyse kafamı bugün bunlarla doldurmak istemiyordum. Son günüm gayet neşeli ve güzel geçmeliydi aksi taktirde bir daha bu kadar mutlu olamayabilirdim.
Pencereden bakmayı kesip dolabımın karşısına geçtim.İçinden kot salopet ve içine giymek için de Black & White yazılı bir tişört aldım. Ayakkabılarımın arasından aldığım bordo converselerimi de giydikten sonra kahvaltıya hazırdım. Aşağı inmeden önce Kaya' nın odasına onu uyandırmaya gittim. Canım ikizim o kadar güzel uyuyordu ki bir an onu kıskandım. Ben uyuduğum zaman çok tipsiz oluyordum neyse konumuz bu değil. Kayayı elli kere dürtmeme rağmen onu uyandıramayınca başındaki yastığı çektim, yorganı kaldırdım ve onu tüm gücümle aşağı ittim. Koşarak merdivenlerden inmeye başladım o ise yukardan bağırıyordu. Yaşasın kötülük.
Ben halamla kahvaltımı yaparken Kaya daha yeni inmeye başlıyordu. Üzerini giyinmiş ve çok yakışıklıydı kimin ikizi be. Bana kötü bakışlar atarken ben onu hiç takmadan kahvaltımı yapıyordum. Halamın sorusuyla dikkatimi ona verdim.
" Lara kesin gitmekte kararlımısın bak bence vazgeç. Senin için endişeleniyorum. "
" Hayır hala iki yıldır bu günü bekliyorum ve bundan vazgeçemem. Herşey daha yeni başlıyor. Kim ne yaptıysa hesabını verecekler. Karşılarında artık o kız yok. Ben uyumuyorum. Altı yıl uyuduğum yeter."
Halam bu söylediklerimden sonra konuşmayı fazla uzatmadı. Kaya ise hiç üzerinde bile durmadı. Zaten benimle birlikte o da İstanbula gelecekti. O olmasa ne yapardım bilmiyorum en kötü zamanlarımda hep yanımda oldu. Kahvaltım bitmiş ve Kayayı bekliyordum.İkimizde masadan kalkınca halamı öptüm ve odama tekrar çıkıp telefonumu, çantamı ve ne olur ne olmaz diye hırkamı aldım. Merdivenlerden düşercesine inip mutfakta olan halama "Biz çıkıyoruz!" deyip kapıyı kapattım. Dışarda bekleyen ikizimin koluna girip yürümeye başladım. Bugün burada yaşayan arkadaşlarımızla gitmeden önce son kez bir buluşma ayarladık. Hollanda' da bizi hiç yalnız bırakmayan arkadaşlarımız Adria ve Lucanie -aslında biz ona sadece Lucky diyoruz- ...
Amsterdam Kraliyet Sarayının önüne geldiğimizde Lucky gilin de bizi beklediklerini gördük. Koşarak Adriaya sarıldım. Bu kızı her gördüğümde içime enerji doluyor ve herşeyi unutuyordum. Zeten bana yaptıklarını asla unutmayacaktım. Kısa sürede çok iyi arkadaş olmuştuk. Adria' yı ilk olarak Amsterdam Çiçek Pazarında görmüştüm. O zaman tanışıp kaynaşmıştık ve daha sonra arkadaş olmuştuk...
Lucky ile de sarıldıktan sonra bugün için plan yapmaya başladık.
"Gündüz turistik yerleri gezelim, akşamda sahilde eğleniriz." diye fikrini sundu Adria.
"Bundan daha iyi bir fikriniz varmı?." dediğimde hepsi başlarını salladı.
"O zaman ilk durağımız Anne Frank House." Yolda yürürken Adria İstanbula gittiğinde bizi unutma gibi birçok nutuk çekiyordu. O istese de ben onu unutamazdım ki İstanbul da olan arkadaşlarımdan daha samimi geliyordu.
∆×∆×∆×∆×∆×∆×∆×∆×∆×∆×∆×∆×∆×∆×∆×∆×∆×∆×∆×∆×∆×∆×∆×∆×∆×∆×∆×∆×∆×∆×∆×∆×∆×∆×∆×∆×∆×∆×∆×∆×∆×∆×∆×∆×∆×∆×∆×∆×∆×∆×∆×∆×∆×∆×∆×∆
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOMA!
Ficção AdolescenteÖlüm ile Yaşam arasında sıkışıp kalanlardır KOMA' dakiler. Birkaç makinaya, kabloya bağlıdır hayatları. Bir dıııtttt! sesi hayatlarının sonu da olabilir, başlangıcı da... ∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆ " Yapılan bazı araştırmalara gö...