Alarmın çalmasıyla aniden uyandım.Vücudum hiç ağrımadığı kadar ağrıyor. Göz kapaklarım açılmamak için ısrarcı. Sanki dünyada gördüklerin yeter,zaten yorgunsun bırak kendini soğuk,yalnız uykuya diyordu. Ama kalkmam gerektiğini kafama dünden kazımıştım. Bugün on yıllık esaret son bulacak. On yıllık çaresizlik... ailemin beni bu tımarhaneye kapatışlarının onuncu yılını özgür bir şekilde kutlayacağım. Yataktan zorlanarak da olsa kalkıyorum. Odam hep karanlıktır,aydınlık oldum olası beni rahatsız eder. Sağlıksız bir beyine sahip olduğumu buradan anlayabilirsiniz. Aklımdan bir sürü fikir... çıkınca ne yapmam gerektiği hakkında. Beynime kazınan o fikir "İNTİKAM".....
"Onlardan öcünü almalısın Maya. Onlar seni istemedi"
"Rahat bırak beni sen zihnimin oyunusun. Sus, sus ve defol beynimden"
"Ben senim zaten,baksana biz biriz karanlığın,acının ve kötülüğün vücut bulmuş haliyiz."
"Kendimle konuşuyorum, seninle değil. Lütfen beni bırak. İyileşemedim sanacaklar."
"Sen hiçbir zaman hasta değildin. Unutma sakın."
Ses gitmişti ama geride koca bir baş ağrısı bıraktı. Temiz havaya ihtiyacım vardı. Pencereye doğru yürüdüm, hızlıca perdeyi açtım. İçeriye muazzam bir ışık süzmesi doldu. Tanrı bana gülümsemişti. Şeytan ruhlu bana umut gönderiyordu. Pencereyi açıp pervaza dayandım. Yeni kesilmiş çimen kokusu ciğerlerime doldu. Gözüm hemen çıkış kapasına takıldı. İlk girdiğim günden beri geri çıkamadığım o heybetli kapı...
Odanın kapısı açılmasıyla dalgınlıktan kurtuldum. Gelen Nihal Hemşireydi.
"Maya günaydın canım,erken kalmışsın."
"Çok heyecanlıyım."
"Biliyorum , o yüzden yanına gelip destek olmak istedim."
"Teşekkür ederim."
"Sen hazırlan ben aşağıda, yemek salonunda olacağım. Kahvaltı için gelirsin."
"Tamam."
Resmiydim, neden? bilmiyorum. Nihal Hemşire bu bataklıkta ki tek sıcak kanlı insandı. Yedi yaşımdan beri benim yanımdaydı. Annemden farkı yoktu ama nasıl oldu da benden umudunu kesmeyen her daim yanımda olan bu kadına soğuk davrandım.
Unut Maya, unut . Burası hakkında her şeyi unut.
Bavulum hazırdı. Sadece giyinecek ve son kez hastane kokan yatağımı toplayacaktım.
Yemek salonuna indiğimde Eda koşarak yanıma geldi.
"Gidiyorsun ha bugün"
"Evet, gidiyorum."
"Seni çok özleyeceğim."
"Bende seni tek dostum."
Eda koca bir gülümsemeyle bakarken ilk defa birine bağlandığımı hissettim.
Yedi yıldır yanımdaydı. Ailesi gelip giderdi. Yalnız kalmayayım diye sürekli beraber görüşmeye giderdik. Karamel rengi uzun saçları, birbirine mükemmel uyumlu kaşları, koca ela gözleri ve beyaz teniyle müthiş bir kızdı. Onu özleyecektim ama artık bitsin istiyordum. Kayıp yıllarım geri gelmezdi belki ama yenilerini yaratabilirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İçimdeki Düşman
Misterio / SuspensoDerin yalnızlık, derin bir çığlık... Onun hayatı yedi yaşında değişti. İstenmeyen bir çocuk, anne baba sevgisi görmeyen bir kız. "Her gece ağladım. Hep yalnızlığımı içimde en derinde onunla yaşadım.Hayatımı hem mahvetti hem de yaşamam i...