"Gelebildin. Cidden gelebildin. İnanamıyorum. Diğer yakadan buraya geldin!" dedi Sena heyecanla.
"Geldim, geldim!" dedim keyifle. Çünkü babam bu gece işi olduğundan dışarı çıkmıştı. Annem de babam yokken babaannemle oturmayacağından o da çıkmıştı. Ve bende odama kapanmıştım. Abimlere bile gözükmeden çıkabilmiştim şükürler olsun ki. Biraz fazla bir taksi parası ödemiştim ama sonuçta kredi kartımı babam ödediğinden umurumda bile değildi.
"Ne kadar var başlamasına?" dedim birden.
"On beş dakika. Niye?"
"Of, çok tuvalete gitmem lazım!"
"Hadi, çabuk git gel." dedi hemen. Çantamı Sena'ya verirken sıradan çıkıp salondan da çıktım. Birkaç koridor sonra tuvalete girdim. İşimi hızlıca halledip çıktıktan sonra tekrar koridorları geçtim. O an, tam köşeyi döndüğümde gördüğümü sandığım kişi yüzünden refleks olarak bir adım gerileyip duvara gizlendim.
"Nerede bu herif?" diyen sesle ise gözlerim büyüdü.
Baba?
Köşeyi dönmeden dümdüz ilerlediler. Yanında iki adam vardı. Bir odaya girdiklerini gördüm.
Babamın burada ne işi vardı?
Kaşlarımı çatarken adımlarım odaya doğru gitti. Kapıya yaklaşıp kenarına geçtim.
"Rüzgâr denen çocuğun karşısında yenilirse ona ne yapacağımı biliyor değil mi?" dedi babamın sesi.
Babam Rüzgâr'ı nereden tanıyor?
"Ferit Bey gerçekten yenilebilme olasılığını göz önüne almalıyız. Rüzgâr buralarda henüz üç yıllık fakat epey gelişmiş." dedi bir adam.
Ferit bey. Ferit. Evet. Babam burada. Ama ne alaka?
"Ben anlamam Hikmet. Bu işe neler bağladığımı nelerle uğraştığımı açıklamayacağım bile. Ya adamın yenecek ya da bu gece son gecesi olacak."
"Ferit Bey..."
"Kes zırvayı!" diye bağırdı babam adama doğrudan.
Son gecesi?
Kariyerini mi bitirecek Rüzgâr'ın rakibinin? Çünkü düşünebildiğim tek iyi ihtimal bu. Ve babamın ses tonuna göre de bu çok düşük bir ihtimaldi.
"Senin adamın ya yenecek ya yenecek. Yoksa buradan ceset torbasıyla çıkar kendine yeni dövüşçü bulursun Hikmet."
Ceset torbası.
Kalbim henüz adını koyamadığım bir duyguyla hızla çarparken ayak seslerini duyduğum gibi kendimi diğer koridora attım.
Babam birini mi öldürecek? İmkânsız. Babam öldürmez. Niye öldürsün? Benim babam ilaç üretiyor. İnsanları iyileştiriyor. Benim babam yapmaz. Benim babam asla yapmaz.
"Leyla yengeye selamlar abi." dedi bir ses.
"Söylerim." dedi babam. Gittiklerini duydum. Yutkundum.
Tamam sakin ol.
Rüzgâr'ın rakibi var. Rakibi kaybederse ölecek. Galiba? Kesin. Babam dedi. Babam yalan söylemez.
Ama babam bize bunları da söylemedi.
Ama bu yalan değil. Bu saklamak. Yalanla aynısı değil. Aynısı. İşim var dedi. Burada. Ya işi buyduysa? İyi de ne alaka?
Ne sıklıkla böyle şeyler yapıyor? Çok rahat konuşuyor. İnsanlar onu ve annemi tanıyor. Annem de mi burada? Annem arkadaşına gitmedi mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZAMBAK(TAMAMLANDI)
Teen Fiction'Çin'de bir yakınını kaybeden kişiye zambak çiçeği hediye edilir, çünkü gönül sancısını dindirdiği düşünülür. Kısa sürede kuruyan bir çiçek değildir, dayanıklıdır.' 4.02.22 kurgu tarihi 13.10.23 yayınlanma tarihi TAMAMLANDI * ZAMBAK ve ISSIZ aynı ev...