Beğenmeniz dileğiyle 2.bölümmm gözlerinizin önünde :)
MEDYA ANNA, ANNEMİZ
Ölüydüm, ne kalbim atıyor ne de göğsüm şişip iniyordu . beynim artık durmuş etrafımdaki olayları sadece duyuyor görüyordum ama işitme yoktu- anlama yoktu...
yavaşça yataktan doğruldum, secde etmeye yakın bir pozisyonda yatağın ayak ucunda yerdeydim, bedenim ne yapması gerektiğini bilmiyor amansızca beynimden komut bekliyordu. Hayvani iç güdülerim daha uyanmamış sakince bekliyordu. Acı çekiyordum
Vücudumda su yoktu, gözlerimi ne açabiliyor ne de kapatabiliyordum, yarı aralık gözlerime sanki mentol sürmüşcesine yanıyordu.
Ağzımın gözlerimden bir farkı yoktu, bir avuç kuru toprak yemeye çalışmışımda o ağzımda ki tüm suyu emmiş gibiydi. Acıyı artık idrak edemiyordum.
bedenim artık ölümü en ince ayrıntısına kadar tadınca artık durdu, sırada tekrar yaşam döngüsü vardı..ilk ellerimin kontrolü geldi, sonra ayaklarım.... yavaş yavaş bedenimi hissediyorum, gücü...
büyük şiddetli yırtılma sesleri duyuyorum. yırtılan kıyafetlerim miydi ?? hayır. kusurlarım iyileşirken bir yandan kendine parçalayıp yenileniyordu.
küçük göğüslerimin yırtıldığını ve büyüdüğünü hissettim, acıyordu
canım acıyorduan acısı bunlar olurken sesimi çıkaramıyor oluşumdu, boğazımda ses tellerimi hareket ettirebilecek ıslaklık yoktu. kuruydu
eğer ki durdurma şansım olsaydı şuan her şeyi durdurur ve çığlık atarak ağlardım. Bedenim değişimini sürdürdü.. yavaşça pazularımın genişlediğini ve sınırına gelince yırtıldığını duydum, etim yavaş yavaş ayrılıyor ve içerde ki taze derisiz et dışarıya çıkarak yeni deri duvarını oluşturuyordu. Aynı serüveni baldırlarımda da sürdürdüm...yırtılma seslerinin artık giysilerimden geldiğini duyabiliyordum, bedenim gelişimini tamamlamış dar gelen kıyafetlerimi yırtmaya başlamıştı...yavaşça damarlarıma soğuk bir sıvının dolduğunu hissettim, kan değildi...
kan soğuduğunda pelteleşir ve sabit kalırdı bu başka bir şeydi, bu susuzların kanıydı. Artık nemlenen gözlerim ve boğazım sayesinde rahatlamıştım.
ilk yutkundum sonra sakince gözlerimi kırpıştırdım, ardından yine bedenimin kontrolünü kaybederek hayvani iç güdülerim uyandı...
ayağa kalkarak avımın karşısına usulca yürüdüm, avım yaralı mıydı ??neden kaçmıyordu ? kıvrılmış ve iyice küçükmüş bir çocuk vardı karşımda, ter ve kan kokusunu alıyordum..
bedenimi esneterek iyice gerindim, avımın benden kaçmayacağından emindim...çocuk hareket etti ve ayaklarını öne uzattı, esnediğini sandım ilk ta ki küçük bi inilti duyana dek bedeni kasılıyordu..
küçük hareketleriyle rüzgar oluşturuyor beni ürpertiyordu, ayna da o an kendimle göz göze geldim...dağınık saçlarım sarı parıldayan gözlerim uzun sivrilmiş, parmaklarımın yarısıyla bütün olmuş siyah tırnaklarım..
çıplaktım
altımda ince lastiği iyice gerilmiş bir iç çamaşırım vardı, kalçamı sıkmasından rahatsız olarak tırnağımla ipleri kopardım...tekrar depreşen gerinme isteğiyle. kollarımı yukarı kaldırarak hafif sağa eğildim...burnumdan sert bir soluk vererek yerimi belli ettim..
av kalkmadı, duymadı beni...
hırs ve açlıkla iri adımlarla çocuğun yanına gittim, gözlerini sıkıca yummuş titriyordu....ilk çekimser davransam da susuzluk baskın geldi ve çocuğu sağ omzundan tutarak yere attım, tiz çığlığını duyduğumda mırıldanmama engel olamayarak üzerine atıldım.
ellerimle kıyafetlerini ve derisini yırtarak oyunlar oynuyor, gözlerini açmasını istiyordum...
neredeyse yarım saat kadar onunla ilgilendim, çocuğun hiç karşılık vermemesi ve benim artık susuzluğa karşı koyamamamla bu oyunu bitirerek, dişlerimi yanağına sapladım.
silikon bir şeye kalem batırın ve bütün gücünüzle bunu bastırın kalemin silikonu delme sesini ve silikonda kalemin hareket etmesini hissedeceksiniz.
benim hissettiğim buydu...
dişimi yanağına geçirdim ilk ağzıma et dolarken dişlerimin derisini delişini hissettim,büyük bir hırsla kanını içerken kalbinin bana kan yetiştirememesi sonucu kan içişim yavaşladı...sinirlendim
hırsla bu sefer omzuna geçirdim dişlerimi, kalbi yavaşladı...
yavaşladı
ve durdu...susuzluğum bitmemiş, daha da körüklenmesine sebep olmuştu.
hırs hala benimleydi, karşım da ki av değil de düşmanımmış gibi yükleniyordum. Açlığımın kölesi olarak göğsüne yöneldim, elime gelen renkli kumaşları hızla yırttım karşımda oldukça cılız- kemikli çıplak bir et vardı.
dişiliğimin etkisiyle ilk ellerim bu çıplak göğüste gezindi, ölü olan bedenin karşılık vermemesi beni üzerken, hırçınlaşıyordum..
sivri siyah tırnaklarımı kurbanımın adem elmasına götürdüm, tırnağımın altında ki taze etti okşayarak yavaşça aşağı kaydırdım, 'v' harfine benzeyen kemiğe gelince tırnağımı hem kaydırıyor hem de bastırıyordum
bir doktorun, hastasının etini neşterle kesmesi gibiydi
gibiydi çünkü; ne ben doktordum, ne ellerim neşter ne de kurban bir hastamdı...önümdeki etle duygusal bağ kurma faslını geçerek fısıldadım "yüce annemiz anna için...boşuna ölmedinn"
göbek deliğine yaklaşmış olan elim durdu, iştahımı körükleyen yumuşak dokuya karşı koyamayak deri dokusunu ayırdım.. tek engel etli bir kemik kalmıştı...
elimi yumruk yaparak birden kemiğe vurdum, çıtırdama sesleri kemiğin daha taze ve ıslak olması onu kırmamı zorlaştırsa da pes etmeyerek daha bir hızlanarak ikinci vuruşumu gerçekleştirdim.
göğüs kafesi 4 ya da 5 parçaydı, pek saymaya oyanmayarak kemikleri etten ayırdım ve soğuk çıplak göğüsten kurtardım...
işte ödülüm karşımdaydı
kalp...
kalbi atmaması sebebiyle çok fazla bir kanın olmadığını görmek beni üzse de o sert kas dokusuna diş geçirmek istiyordum, ağzım karıncalaşıyor dişlerimse mayhoş bir meyve yemişçesine kaşınıyordu...
hızlı davranarak, kas topuna dişimi geçirdim iki "pıt-pıt" sesi duyuldu, daha sonra alt dişlerimi de bastırarak etti yardım "hırt"
1-2 yudum taze kan yavaşça boğazımdan aktı...metalik demir tadı her duyumla hissederek gözlerimi kapattım, ve bastırılmış tüm duygularımı geri çağırdım...
ben almina bir soy uğruna küçük kuzenine kıyan kan tanrıçası almina...
merhaba 2. bölümün sonundayız, nasıldı? beğendin mi? takıldığın ve gözüne batan yerler oldu mu?
sormak istediğin her hangi bir sorun var mı?
-almina sence nasıl biri ? ya daaaa nasıl biri olmalı ??
-pars'a üzüldük mü? yazık oldu çocuğa :(
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SUSUZLUK
Fantasykulak zarımı yırtarcasına ritimli, sinir bozucu sesleri işitiyordum. sesin nereden geldiğini anlamak için etrafıma bakmaya çalıştım ,gözlerimin kuruluğu ve donukluğu engel oldu yavaşça bedenimin titremesi dururken son kez sesi duydum..