Ediz'den...
Bulunduğum yerde bir türlü duramıyordum. Sürekli sağa , sola, öne arkaya gidip duruyordum. Kafayı yemek üzereydim. Zaten ağaçta gelmekte gecikmişti. Ayrıca başım fena dönüyordu ve böyle fıldır fıldır gezmek zor oluyordu.
Sakin kalıp banka oturmaya karar verdim. Gözlerimi kapatıp onu beklemek istedim. Bana doğru gelen adım seslerini duydum. Sanki tam arkamda biri duruyordu. Gözlerimi açıp karşıya baktım. Gözümün önüne siyah bez parçası düştü.
Başımı sallayıp bez parçasını bağlamasına izin verdim.
Bez gözüme çarptı. Bir an abisini falan gönderdi gözümü bağlayıp beni dövecek falan sandım ama ince parmakları yüzüme değdi.
Gözlerimi bağlayıp yanıma oturdu. Başını omzuma koydu ben de başımı başına koydum. Ağladığı duydum. Üzerime bir ağırlık çöktü.
“ Özür dilerim... Söylediğim hiçbir kelimeyi hak etmedin.”
Bir şey demedi. Belki de onu tanıyordum ve sesini duymamı istemedi.
“ Neden bilmiyorum ama çok sinirlendim.”
Ağlıyordu... Çok mu yanmıştı canı?
“ Sorun değil... Geçti...” dedi.
Fakat ağlayarak yanıt verdiği için sesini tanıyamadım. Bunu boş verip onu kendime çekip sıkıca sarıldım.
Kafasını göğsüme gömüp sıkıca sarıldı.
Sonrası yoktu işte....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çapkın Ve Çöpçatan - Texting✓
General Fiction0533***: Hadi gel benim ol... 0533***: Benim olmasan kime giderim? 0533***: Hadi yine gel benim ol... 0533***: Benim olmazsan kime giderim? 0533***: Beni duymazsan kime veririm yüreğimi?