"it was a mistake."

107 10 6
                                    

saat 4.21 ve ben mezuna kaldım, iyi okumalar.

‧͙⁺˚*・༓☾ ☽༓・*˚⁺‧͙

çok fazla sigara içen birisi değildi; üstüne sinen kokudan rahatsız olur, çevresindeki herhangi birine zarar verme fikrinden nefret ederdi. bu kişi sinirini sonuna kadar zorlayan ev arkadaşı olsa bile.

ama yine de içerdi işte. bazen aklına gelirdi, dahil olmaya çalıştığı bu toplum ondan ne kadar da nefret ediyordu, ama yine de ondan uyum sağlaması beklenirdi değil mi? birbirinden farkı olmayan aptallar, hayır, çoğul eki olmasına bile gerek duyulmadığı, aynı düzeyde sıkışmış, rutinlerinden çıkamayan aptal topluluğu. bazı zamanlar onlardan birine dönüşüyormuş gibi hissederdi kaveh.

"ah," diye mırıldandı. "alhaitham gibi düşünmeye başladım galiba, ne kadar da rahatsız edici."

bir yandan terasta ağır ağır sigarasını içiyor, diğer yandan eski, göstermelik terapistinin cümlelerini düşünüyordu. "kimi zaman," demişti orada oturan kadın, kaveh'in odanın ne kadar kötü dekore edildiğini düşündüğü anda. "acımız için kendimizi suçlarız ve içimize atarız, ama bu bize daha çok zarar verir." ne kadar da belliydi hiçbir şeyden anlamadığı.

bunları sadece kitaplardan okuyanlar ona duygularını dışa vur dedi diye yapacak değildi ya, başkalarına yük olmaktan başka bir işe yaramazdı zaten bu. kadını inceledi biraz daha, pahalı görünen sade tırnakları, bakımlı saçları, ağır bir parfümü vardı. zengin, diye geçirdi içinden, genç yaşta ve kliniğe sahip, aileden zengin bir kadın.

elbette yokluk ne anlayamaz.

"biliyorsun kaveh, her ne olursa olsun şükretmeliyiz, daha kötüsü de olabilirdi." komikti, her gece kaveh'in yaşadıklarını yaşamadığı için şükreden insanların onunla böyle konuşması.

bir daha o ofisin kapısından içeri girmedi, zaten kim yeşil ve pembeyi yan yana kullanırdı ki?

psikiyatristinin yorumları hakkında yalan söyledi, "hm, iyiymişim, merak etmeyin." sonuçta yaşça en büyük olan kendisiydi, diğerlerini endişelendirme hakkı yoktu.

iç dünyası bu haldeyken bile sosyal olabilmesi büyük bir başarıydı, öyle ki ev arkadaşını bile sohbetlere dahil etmeyi başarabilmişti. topluma kendisinden de uzak tek kişiyi. ancak onun aksine alhaitham o aptalları umursamıyor gibiydi, gerçi onu tanımayanlar kimseyi umursadığını düşünmezdi ya. beklentisi yok gibiydi toplumdan, diğerlerinden. kendi kendine yetmeyi çoktan öğrenmiş birisi denebilir.

sigarası bittiğinde ayrıldı bu düşüncelerinden, sahi, daha az önce terapisti hakkında düşünmüyor muydu? konu ne zaman alhaithama gelmişti?

son günlerde neden sürekli aklına ev arkadaşı geliyordu ki?

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 31, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

born to die→ haikavehHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin