Gözlerimi karanlık bir ormanda açtım. Önce gökyüzünde asılı olan hilal ayı gördüm. Sonra nerde olduğumu idrak etmek için etrafıma baktım. Her yer ağaçtan ibaretti. Kulağıma baykuş sesleri ulaşıyordu. Neredeydim ben, sırtım çok acıyordu. Buraya nasıl gelmiştim. Ayağımda hissettiği hareketlikle bakışlarımı korkuyla ayağıma kaydı. Bir yılan vardı. Gördüğüm yılanla kan beynime sıçradı. Ve ağzımdan genzimi yakan tiz bir çığlık yükseldi. Çığlığım ormanın derinliklerine ulaştı
-Annee
-Anneee lütfen yardım etYılan yavaşça koluma doğru çıktı. Hıçkırarak ağlıyordum. Yerimden doğrulmaya çalıştım ama olmuyordu ve çalılıkların arasında biri bana doğru yaklaşıyordu.
Bu bir kadındı. Ve bu kadın annemdi. Annem, yüzü kanlar içindeydi ve anlının ortasında bir delik vardı. Bana doğru geliyordu. Yanıma geldiğinde parmağını kolumdaki yılana dokundurdu ve yılan kül oldu. Parmağı kolumdaki leke izinde durdu ve kolumu bir acı kapladı. O kadar acıyordu ki kolum kopacak kadar, annem uzaklaştı.
-Anne, anne lütfen gitme yardım et bana
"Anneeee" bir anda kendimi yatağımda buldum elim hemen kolumdaki leke izine gitti. Ne görmüştüm ben az önce. Annem...
Yüzüm ter içindeydi hızlıca banoya doğru ilerledim. Yüzüme defalaraca soğuk su çarptım ama o rüyanın etkisinden çıkamadım. Hayır rüya değil bu bir kabustu.
Odama girip dolabımın önünde durdum giyecek bir şeyler alıp hızla hazırlandım
Hava bugün sıcaktı bu yüzden üstümdeki gömleği çıkardım ve sadece altımdaki cropile kaldım. Taksi kapının önünde durunca çantamı alıp evden çıktım.
Şirkete girdiğimde arkadaşlarımla kısa bir selamlaşmadan sonra kendi yerime geçip bilgisayarımı açtım.
Çok sıcaklamıştım. Bugün gördüğüm kabus aklıma gelince elim kolumdaki lekeye kaydı.
Telefonun çalmasıyla kendime geldim ve telefonu açtım " Buyrun Yağmur hanım." Aceleci bir sesle " Elçincim bana yeni projenin sözleşme dosyalarını getirmissin " hemen cevap verip " tabi hemen getiriyorum"
Telefonu kapatıp masamın üzerindeki sözleşme dosyasını alıp kalktım. Ben Yağmur hanımın sekreteriydim.
Yağmur hanımın odasına giderken gözüm Aras beyin odasına kaydı. Kapısı cam olduğu için odasının içi görünüyordu. Barda gördüğüm adamlar odasındaydı. Biraz garip gelsede yoluma devam ettim.
Yağmur hanımın kapısını tıklattım." Gir" sesini duyunca kapıyı açtım. Dosyaları masasına bıraktım. Yağmur hanım gülümseyerek "teşekkürler tatlım" dedi. Bende baş selamı vererek odadan çıktım.
Yağmur hanımın odasından çıkıp yürümeye başladım öğlen arasına girecektik bu yüzden asansöre binip alt kata inecektim. Asansör kapısı açıldığında içeri girdim. Asansör boştu. Zemin kata tıklayıp telefonumu elime aldım asansör ışıkları birden yanıp sönmeye başladı ve asansör durdu.
Kalp atışlarım hızlanmaya başladı ve kendimi kapıyı yurmuklarken buldum. " Kimse yok mu lütfen çıkarın beni buradan, imdaaaaatt." Nefes alamıyordum. Klostrofobim tavan yapmıştı. Titreyen ellerimle telefonumu elime aldım ve birden elimden düşüp yeri boyladı. Eğilip almak istedim bedenimi kaplayan korku ve stres yüzünden kaskatı kesilmiştim. ellerim yavaşça boyuma kaydı. Sanki boynuma dolanmış bir urgan vardı ve ellerimle boynumdan çözmeye çalışıyordum.
Nefes alamıyordum ve ayaklarım hissini kaybetmiş gibi dizlerimin üzerine çöktüm. Kafam yer ile buluştuğunda bilincim yavaşça kapanmaya başladı. ve en son gördüğüm şey asansörün açılan bir hışımla kapısından içeri giren Aras Bey.
*************
Ne olmuştu bana. En son asansörde mahsur kalmıştım. Gözlerimi açılması için ne kadar zorlasam da açılmamakta kararlıydılar. Ve, ve şuan birinin kucağındaydım. Kimin kucağındaydım, kim kurtarmıştı beni. Başım göğsüne yaslıydı. Kim olduğunu çözememiştim. Sadece burnuma dolan erkeksi bir koku vardı.Her kimin kucağındaysam beni yavaşça bir yere bırakmıştı. Ve dahasını hatırlamıyordum.
**************
Gözlerim yavaşça açıldı. Nerede olduğumu idrak etmek için gözümü gezindirdim. Hastanede olduğumu anladım. İçeriye Kerem ve Dicle girdiler. Uyandığımı gördüklerinde "fıstık uyanmışsın, korkuttun bizi." elimden geldiğince gülümsemeye çalışıp "asansör birden durunca panik oldum." kerem başını sallayıp koltuğa oturdu " kerem beni buraya sen mi getirdin." kerem başını kaldırıp bana baktı. " Hayır fıstık ben getirmedim, kimin getirdiğini bilmiyoruz" şaşkınlık içerisinde gözlerimi duvara diktim. Kim beni buraya getirmişti.Bir süre sonra hastaneden çıkmıştık, kerem eve kadar eşlik edip gitmişti. Kısa bir duşun ardından kendimi yatağa atmıştım. Kim beni hastaneye götürmüştü? Hayal meyal bir şeyler hatırlıyordum ama kim olduğu hakkında bir fikrim yoktu. Çok, çok hoş bir kokusu vardı.
Tüm soru işarerlerini kısa bir süreliğine kafamdan uzaklaştırıp kendimi uykuya teslim ettim.
- - - - - - - - - - - - - - - - >>>>>>>>
Hellooooooo aşklar
Sizce Aras neden leke izine baktı?
Elçini kim hastaneye götürdü?
Bir sonraki bölümde neler olacak?
Bir sonraki bölüme kadar iyi kalın 💕