"Hao, törpümü getir çabuk! Sabahtan beri o aptal kediyle uğraşıp duruyorsun."
Hao kendisini yerinden sıçratan sesle iç çekerek oturduğu yerden kalktı. Karşısında duran sarı kedi onun kalkması ile huysuzca miyavlayıp ayaklanmıştı. Kedi pencereden atlayıp evden ayrılırken Hao yalnızca onu izleyebildi. "Üzgünüm Ricky. Akşam sana mama getirmeye çalışacağım."
Kediden samimi bir şekilde özür diledikten sonra üvey kardeşinin odasına koşup törpüyü aramaya başladı. Hızlı olması gerekiyordu yoksa zaten yeterince iş vermiyorlarmış gibi bir de üstüne azar yiyecekti. Birkaç dakikalık arayışın sonunda tuvalet aynasında duran törpüyü bulduğunda hızlıca oturma odasına ilerlemeye başladı.
Üvey kardeşi kaşlarını çatarak elindeki törpüyü almıştı. "Gyuvin'e mamasını vermeyi unutma. Yemek saatini kaçırınca huysuz oluyor." diye söylenip bakışlarını son iki saattir okuyormuş gibi yaptığı kitaba çevirdi. Hao onun törpüyü kullanmayacağını biliyordu.
"Peki Jingxiang." Azar yememesi Hao'nun derin bir nefes vermesine sebep olurken odadaki büyük gömme dolaba ilerledi ve pahalı köpek mamasını eline alıp kutuyu sallamaya başladı.
"Gyuvin, mama vakti!"
Mama kutusunun ve Hao'nun sesini duyan goldenın kuyruğunu sallayarak odaya girmesi uzun sürmemişti. Hao köpeğin büyük mama kabına mamayı boşaltıp yemeğe saldıran köpeği gülümseyerek izledi. Tatlılığı karşısında kendisini köpeğin başını okşamaktan alıkoyamamıştı.
"Akıllı köpek seni."
"Jingxiang, ne olduğuna inanamayacaksın! Hao, çantamı odama götür." Hao eve gelen diğer üvey kardeşinin dediğini yapmak üzere köpeği olduğu yerde bırakıp ikilinin yanına ilerledi ve kapının yanına fırlatılmış çantayı aldı. Koridorda yürürken ikisinin konuşan seslerini duyabiliyordu. Normalde üvey kardeşlerinin konuşmaları Hao'nun pek de ilgisini çekmezdi fakat duyduğu bir kelime yerinde duraklayıp onları dinlemesine sebep olmuştu.
"Prensin doğum günü için sarayda büyük bir balo olacakmış. Krallığın her bir yanındaki asil ailelerin genç hanımefendi ve beyefendileri baloya davetliymiş. Prens ile birebir konuşma fırsatımız olacak, buna inanabiliyor musun? Ve eğer ki şanslıysak bizimle evlenmek bile isteyebilir. Tabii biz aslen Zerobase krallığından olmadığımızdan şansımız daha düşük fakat... Ah, hayali bile çok güzel!" Krystian kendinden geçerek söylendi.
Hao yaşadıkları krallığın veliaht prensi hakkında çok şey duymuştu. Öncelikle prens kesinlikle bütün halkın gözdesiydi. Her yerde ne kadar kibar olduğu, asillerin yanında çiftçiye bile ne kadar çok değer verdiği ve şehre indiği zaman bütün halkı selamlayıp çocuklara hediyeler dağıttığı anlatılıyordu. Zerobase krallığında yaşayıp veliaht prensin kişiliği hakkında kötü bir düşünceye sahip olmak imkansızdı.
Tabii bir de prensin görünüşü hakkında söylenenler vardı. Hao kendi gözleri ile prensi hiç görmemişti. Babası öldüğünden beri evden getir götür işleri dışında hiç çıkarılmamıştı, bu yüzden sarayda düzenlenen etkinliklerde prensi görme ihtimali yoktu ve prensleri öyle çok sık şehre inen biri de olmadığından saray dışında da prensi görememişti. Fakat söylenenlere göre prensleri uzun boyu, simsiyah saçları ve parıldayan gözleri ile Zerobase krallığında yaşayan herkesin rüyalarını süsleyecek bir görünüşe sahipti. Hao bir kez markette konuşmalarına kulak misafiri olduğu iki genç kızdan prensin güldüğü zaman ortaya çıkan gamzelere de sahip olduğunu duymuştu.
Kısacası bu prens sanki masallardan fırlamış kadar iyi bir kişiliğe ve görünüme sahipti. Hao prense karşı hiçbir şansı olmadığını bilmesine rağmen kendini merak etmekten alıkoyamıyordu. Kim olsa böyle birini merak ederdi, onu suçlayamazdınız.
"Hao, çantamı odama götürmeni söylemiştim!" Düşüncelerinden ayrılmasına sebep olan sesle Hao gözlerini kırpıştırıp bakışlarını üvey kardeşinin sinirli yüzüne çevirdi. "Pardon, Krystian. Götürüyorum."
Fakat günün sonunda, adeta bir hizmetçi hayatı yaşayan Hao için Zerobase krallığının prensi hayalini bile kuramayacağı biriydi.
•••
hanbişim cok güzel tam bir prens ve hao'nun disney prensesi oldugu bir au yazmak zorundaydim
jingxiang veya krystian'a karsi herhangi bir nefret falan beslemiyorum sadece birilerinin uvey kardes olmasi gerekiyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cinderella (HaoBin)
FanfictionSung Hanbin, yaş günü balosunda gördüğü güzel çocuğu bulmaya kararlıydı. -Zhang Hao & Sung Hanbin- Cinderella au