Öncelikle Hao'nun kıyafetini halletmişlerdi. Perinin mükemmel (!) moda anlayışından dolayı bu biraz uzun sürse de Hao üstündeki soluk sarı ve beyaz renklerinden oluşan takımdan oldukça memnundu. Peri kaşlarını çatıp Hao'ya bakmaya devam ettiğinde Hao gözlerini tekrar üstünde gezdirdi. "İyi görünmüyor muyum?"
Sorusunun üstüne peri Hao'nun sonradan asa olduğunu öğrendiği tahta çubuğunu kaldırıp hafifçe Hao'nun ellerine doğru salladı. Bu hareketle Hao'nun ellerinde ince fakat parmaklarını güzelce saran beyaz bir eldiven oluşmuştu. "Şimdi harika görünüyorsun."
Hao, perinin moda zevkini sorgulasa da iltifata karşı kocaman gülümsemeden edemedi. "Peki ya baloya nasıl gideceğim?"
Taerae dudaklarını büzüp işaret parmağını çenesine koydu. "Bana bir balkabağı bulabilir misin?"
Hao perinin sorusunu tuhaf bulmasına rağmen başını onaylarcasına sallayıp mutfağa ilerledi ve normalde turta yapmak için almış oldukları büyük balkabağını periye getirdi.
Taerae balkabağını görünce memnun yüz ifadesi ile kapıya doğru yürürken asasını sallayıp kendisiyle birlikte balkabağını da dışarı çıkarmıştı. Perinin amacını anlamaya çalışırken Hao sadece onu takip edebildi.
Taerae en son evlerine bağlanan patikada durup balkabağını asasının küçük bir hareketi ile yere bıraktı ve sırıtarak Hao'ya döndü. Hao'nun beklentiye ona baktığını görünce de asasını bir kez sallayarak az önce balkabağının olduğu yerde bir fayton belirmesine sebep olmuştu. Hao şaşkınlıktan ağzının açık kalmasına engel olamadı. Peri ise ona bakıp pişkin pişkin sırıtıyordu.
"Elbette atlara da ihtiyacımız var. Bana birkaç hayvan bulabilirsen- oh." Peri ayağına sürtünen bir şey hissetmesi ile yere baktı ve ona meraklı gözlerle bakan sarı kediyi görünce memnuniyetle başını salladı. "Pekâlâ, arkadaşın burada. İki hayvan daha bulman yeterli diye düşünüyorum."
Perinin isteği karşısında Hao hemen onu onaylayıp eve tekrar giriş yaptı. Gömme dolaba ulaşıp köpek mamasını eline alması sadece saniyeler sürmüştü. Mamayı heyecanla sallayıp seslendi. "Gyuvin!!"
Hao'nun sesini duyan golden merdivenlerden aşağı arkadaşına doğru koştuğunda Hao gülümsedi. Köpek yukarı sıçrayıp ayaklarını dizine yerleştirince Hao onun başını okşayıp istemeden de olsa mamayı dolaba geri koymuştu. Köpek üzgün gözlerle ona baktığında Hao dudaklarını büzüp köpeğin başını okşamaya devam etti. "Seni kandırdığım için özür dilerim. Eve dönünce istediğin kadar yiyebilirsin, söz veriyorum."
Köpek sanki onu anlar gibi yere inip kuyruğunu sallamaya başladığında Hao arkasına bakma gereksinimi duymadan tekrar perinin yanına ilerlemeye başladı. Sadık dostunun onu takip edeceğini biliyordu.
Taerae kulağının arkasına koyduğu asası ile yere oturmuş kucağındaki sarı kediyi sevmekle meşgulken Hao geldiğini belli etmek için yalandan öksürüp yanında duran köpeği işaret etti. Peri ise ciddiyetle başını sallayarak ayağa kalkmış, asasını iki defa havada sallayarak kediyle köpeği iki güzel ata çevirmişti.
Hao her gün yanında olan minik dostlarının büyük güzel atlara dönüşmesine hayranlıkla bakarken minik bir serçe omzuna konup hafifçe Hao'nun kulağını gagaladı. "Hey, Yujin. Onların Ricky ve Gyuvin olduğuna inanabiliyor musun?"
Serçe ve Hao'nun tek taraflı diyaloğuna şahit olan Taerae ise boğazını temizleyip eliyle serçeyi işaret etti. "Böylece şoförümüzü de bulmuş oluyoruz."
Perinin asasını tekrar sallaması ile küçük serçe kafasını Hao'nun omzuna yaslamış genç bir çocuğa dönüşmüştü. Hao şaşkınlıkla yanındaki çocuğa bakarken Taerae gururla ellerini beline yerleştirmiş onun şaşkın ifadesini izliyordu. Artık bir insan görünümünde olan serçe Yujin sanki ona bir komut verilmişçesine kafasını Hao'nun omzundan kaldırdı ve faytonun sürücü koltuğuna yerleşti. Geriye sadece Hao'nun faytona binip baloya gitmesi kalmıştı.
Hao gözlerinde tekrar biriken yaşları hissettiğinde minnetle ona sırıtmakta olan periye döndü. "Hey, bütün bunları ağlama diye yaptım. Kalbimi kırıyorsun."
Hao perinin dedikleri üstüne gülmeye başlamıştı. Gözyaşlarını elinin tersi ile silip periye sıkıca sarıldı. "Teşekkür ederim Taerae, harikasın."
Kısa sarılmanın sonunda ayrıldıklarında Hao derin bir nefes alıp faytona binmek için arkasına dönecekti ki perinin hafifçe omzuna dokunması ile durdu.
"Yalnızca şunu unutma, 12'den önce balodan ayrılmalısın. Her ne kadar büyü yapabiliyor olsam da süresi sonsuza kadar değil."
Hao periyi dikkatle dinledi ve başını salladı. Son bir kez periye sarıldıktan sonra ona elini uzatan Yujin'in yardımı ile faytona binip tekrar periye dönmüştü. "Çok teşekkür ederim."
Taerae ona geniş gülümsemesini gösterip el sallamakla yetindi.
•••
ben de peri tere istiyorum 😞
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cinderella (HaoBin)
FanfictionSung Hanbin, yaş günü balosunda gördüğü güzel çocuğu bulmaya kararlıydı. -Zhang Hao & Sung Hanbin- Cinderella au