Soyunun çok daha fazlası olduğunu bilmeyen, neşeli, yaşam dolu biri olan peri Felix, merakına yenik düşerek hiçbir perinin girmediği, öldürülen perilerinse katillerinin ceza almadığı sihirli bir orman olan Glasiera yani halk arasında Vampir Ormanı...
Felix, dünyada özel bulunan kana sahip bir periydi. Ancak ne bir ailesi ne de bir arkadaşı vardı. Kendi dünyasında ormanları, bitkileri ve özellikle hayvanları araştıran - bir yetimhanede ne kadar araştırılabilirse- biriydi, ki zaten kendisi baş doğa perilerinden biriydi. Doğa perilerinin kanadı küçük ve ince olurdu. Yani ucuz bir motor gibi, az yol gidebilir ve çok fazla da havalanamazdı.
Ancak ayaklarında ve dizlerinde bulunan gizli çukurluklar ve yelpaze şeklindeki solungaçlar, doğa perilerinin biraz olsun iyi yüzmelerini sağlardı. Her konuda biraz olsun temelleri vardı doğa perilerinin. Ancak biraz biraz güçlerinin olması onların gerçekten güçlü olmalarını sağlamazdı. Onların en güçlü yanı isimleriydi. Miritamrious...
Bu isim, tanrılar tarafından kutsanmış ve doğanın zaafı haline gelmişti. Miritamrious, doğa perilerinin mistik adıydı. Ancak bu her zaman söylenecek kadar güçsüz bir isim değildi. Hatta bu güce bütün periler ulaşamazdı. Sizce bütün dünyayı ayaklar altına serebilecek bu güç, herkesin kullanması için yaratılmış mıdır? Asla ve katiyen bu güç herkese verilemez . Bunun için yıllarca emek, deneyim, tecrübe ve tonlarca daha fazla şey gerekmektedir. Ta ki, Felix, Lee soyundan gelene kadar...
Felix, üç yaşındayken ailesinin vampirler tarafından katledilmesi sonucu, yetimhaneye gelmişti, ancak sorun şuydu ki Lee Felix'in kanı, kraliyet ailesinin çok fazla ayin, dua ve akla hayale sığamayacak emekleri sonucu, bir mücevher haline gelmişti. Vampirlerin anında kokusunu alıp öldürmek isteyceği, perilerin ise farkında olmayıp, öğrendiklerinde bir hapishaneye kapatacakları türden, Misiniuskanıydı bu.
Misinius kanı, doğa perilerine özgün bir kandı. Doğanın kendi kalbinde bulunan özün, sadece doğa ananın akıttığı, tüm doğayı yeniden türetebilmeye kadar giden bir kandı. Bu kana sahip olan herkes, ya idam edilir, ya da özel birilerinin çocuğu olup kendini kurtatirdi.
Normalde kraliyet ailesinin çocuğu olan Lee Felix, normal bir peri olmalıydı. Çünkü onun kaderinde daha çok fazla aşk, kaderin acımasızlığı vardı... Ve onun merakı ve sevecenliği, bunu bambaşka bir boyuta taşıyordu.
Selam bebisler bir sonraki bölüm de Hyunjine gideceğiz. Sonra da hikaye başlıcak. Zaten sonraki bölüm kısa olur diye düşünüyorum. İki saniye yazar yb atarım. Çünkü Hyunjin normal bir vampir prensi o kadar. Neyse çiftleşen şirin yavruları sizleri seviyore bir önceki bölümde söz verdiğim gibi
🦖💨💨💨💨💨💨
Bir ciftlesen dinazor bırakıyorum buraya
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
