29.Bölüm

110 29 6
                                    

ponçiğimin ailesini düzeltiyoruz


jihyo
ABİM GECE EVE GELMEDİ

sana ablamm
nayeon nasıl acaba ya çok korkmuştu akşam tir tir titriyordu kollarımda 

momo
eniştem yanındaysa iyidir anne :D

annem
bunu söylediğime inanamıyorum ama momo haklı

jihyo
bence de

jihyo
sana abla sen bence yengemi şöyle birkaç saat sonra bir ara seni merak ettim diye

sana ablamm
tamam

Usul usul saçlarımın okşanması hissiyle yavaşça gözlerimi araladım. Kyungsoo yanıma uzanmış, tek kolundan destek alarak biraz dik duruyordu ve direkt gözlerime bakıyordu. ''Günaydın.'' dedi derin sesiyle. Bu bana evlilik günlerimizi hatırlatmıştı. Benden erken kalktığı günlerde kahvaltıyı hazırlar, beni bu şekilde uyandırırdı. Kesin kahvaltıyı da hazırlamıştı. İstemsizce gülümsedim. ''Günaydın.'' 

''Başın ağrıyor mu hala?'' 

''Geçti.'' gülümsememi hiç bozmadan söylemiştim. 

O da gülümsemişti artık. ''Kahvaltı hazırladım. Sonra gidip Areum'ı alalım üçümüz bir gün geçirelim. Öğretmeni önermişti ama hiç yapmadık böyle bir gün, çocuğa iyi gelir. Hafta sonuna denk gelmesi iyi oldu. Hem Areum'la bir gün sana da iyi gelir.'' 

Başımla onayladım onu. Uykum biraz daha açılmıştı ve makyajımı silmeden uyuduğum, uyumadan önce uzun süre ağladığım aklıma gelmişti. İğrenç görünüyor olmalıydım. ''Tipim gözlerimi kanattı değil mi?'' dedim biraz üzgün bir sesle. Adamı bu tipe maruz bırakmak zorunda değildim sonuçta. Eli saçlarımdan yüzüme kaydı. İstemsizce gözlerimi kapatmıştım. Yavaşça yanağımı okşarken konuştu. ''Her halinle çok güzelsin.'' 

Şu sahne bana evliymişiz gibi hissettiriyordu. Bir yandan doğru bir yandan yanlış geliyordu. Duygularım karmakarışıktı. Kyungsoo ile hem mutluydum hem mutsuz, hem onu hala seviyordum hem de nefret ediyordum, bazen boşandığım için çok pişman oluyordum bazen boşandığım için şükrediyordum. O da benim gibi ikilemde miydi acaba? 

Eli yüzümden gidince gözlerimi açtım. Kyungsoo artık yataktan kalkmıştı. ''Hadi, kahvaltımızı edelim.'' 

Mahvolmuş makyajımı silip yüzümü yıkadım ve mutfağa gittim. Özlediğim cinsten bir kahvaltı hazırlamıştı bana. Areum ona gittiğinden beri sabahları atıştırıp çıkıyordum hiç doğru dürüst kahvaltı yapmamıştım. Chaeyoung'un evindeki gibi sessizce yedik. Sanırım o da benim gibi düşünüyordu. İkimiz de duygularımızla bir savaş içerisindeydik belli ki. Boşanmak isteyen, savaşı açan, bendim ama ikimiz de huzursuz olduğumuza göre savaşlarımızda henüz kazanan bir taraf yoktu.

Sofrayı beraber toplamayı teklif etmiştim ama hala durgun göründüğümü, Areum ile görüşeceksem daha güçlü görünmem gerektiğini söyleyerek beni duşa yollamıştı. 

Duşum çok kısa sürdüğü için hala mutfakta olacağını düşünerek bornozumla odama girdiğimde Kyungsoo kollarından destek alarak yaslanmış bir şekilde yatağımda oturuyordu. Onu görünce gözlerimi kırpıştırmıştım ama umursamadan dolabıma dönüp kıyafetlerime bakmaya başladım. O arada odadan çıkacağını düşünüyordum ama kombinimi ayarlayıp yatağa attığımda kıyafetler direkt Kyungsoo'nun kucağına düşmüştü. İnanılmaz bir rahatlıkla kıyafetleri yanına koydu ve tuhaf bir gülüşle bana bakmaya başladı. 

''Dışarı çıkar mısın?'' dedim sakin bir sesle. 

''Niye ki?'' alaylı bir yüz ve sesle söylemişti. 

''Çünkü giyineceğim.'' ufaktan sinirleniyordum bunu belli ederek söyledim. 

''Ben akşam senin yanında soyundum ama.'' alayını hiç bozmuyordu. 

Oflayıp göz devirdim ve sakin sakin konuşmaya başladım. ''Sende iç çamaşırı vardı en azından ben şu an çıplağım.'' 

Gülerken söyledi. ''Daha önce görmediğim şey mi?'' 

''Ya Kyungsoo!!!'' diye avazım çıktığı kadar bağırınca kahkaha atarak ayağa kalktı ve dışarı çıktı. O çıkar çıkmaz kapıyı kilitledim yeni bir kahkaha atmıştı ve sesi yavaş yavaş uzaklaşırken konuştu. ''O kadarına gerek yoktu.'' 

Karşılık vermedim ve üzerimi değiştirdim. Bütün hazırlığımı yaptım. Nerede ne yaparak bekledi beni hiçbir fikrim yoktu. Dün akşamki rezaletimden sonra insan içine çıkabilecek biri olmuştum. Hala balon gibi gözüken suratımı bir kenara bırakırsak artık çok güzel olduğuma kanaat getirince odamdan çıktım ve yanına gittim. Salonda, koltuğuma fazlasıyla yayılmış bir şekilde telefonuna bakıyordu. ''Hazırım çıkabiliriz.'' dediğimde dikkatini çekebilmiştim. Gülümseyerek kalktı ve bana yaklaştı. ''Kendimi evliymişiz gibi hissetmem normal mi?'' İstemsizce gülümsemiştim ben de. Çünkü ben de sabahtan beri böyle hissediyordum. Bir anda belimden tutup kendine çekti beni ve alnını alnıma yasladı. 

Beni şu an yeni bir savaşın içine sokmuştu. Beynim, biz boşandık diyip onu itmem gerektiğini söylüyordu ama kalbim eski günlere dönmek istediğimi, beni öpmesine izin vermem gerektiğini söylüyordu. O bana yaklaşırken beynim ve kalbim arasındaki savaş hala kıyasıya sürüyordu ve karnımda aynı anda hem kelebekler uçuşurken hem de karnım kasılıyordu. 

Telefonumun sesini duyunca gerginlikle dolu bir ''Alo!'' kaçtı ağzımdan ve alnına yaslanmış alnımı geri çektim. Olan biteni idrak edebildiğim anda hızla kollarından kurtuldum ve koşarak odama geri döndüm. Arkamdan gülme sesini duyuyordum ama umursamadım. Sana arıyordu. Ben açar açmaz konuştu. ''Ablacığım nasılsın?'' 

''İyiyim abla. Annemle babamdan haberin var mı ben daha arayamadım.'' 

''İyi onlar merak etme.'' dedikten sonra sesi daha meraklı bir tona bürünmüştü. ''Ben seni merak ediyorum. Aklım sende kaldı ama öyle basıp gidince yalnız kalmak istersin diye düşündüm. Darlamadım.'' 

''İyiyim iyi merak etme.'' dedim ama Kyungsoo'nun yanımda olduğundan bahsedip bahsetmek konusunda emin olamamıştım. O sırada Kyungsoo odama geldi ve telefonda olduğumu hiç umursamadan konuştu. ''Areum beni merak etmiş Jihyo aradı. Hadi gidelim.''

Kyungsoo'nun sesini duyar duymaz Sana bağırdı. ''O kim?!'' 

''Şey...''

''Söylesene Nayeon! Kim o diyorum!'' 

''Sana... O Kyungsoo.'' dedim zorla. ''Beni merak etmiş, sonra ben gece burada kalmasını istedim öyle...'' 

Bunu duyduktan sonra çok mutlu bir ses çıkarmıştı ve telefonu yüzüme kapattı. 

''Yanlış anladı.'' dedim Kyungsoo'ya bakarak. Bir tepki vermedi. ''Hadi.'' dedi sadece. 

Yanlış anlamasından memnun olacak mıydım acaba? 

ponçiğimin ailesini düzeltiyoruz

sana ablammm
aradım kyungsoo da onunlaydı gece orada kalmış

jihyo
ay ben de aradım duramadım

jihyo
oldu bu iş sevgili ailem ponçiğimin ailesini düzelttik ahhahahaha

momo
i'm not sure jihyo abla

minseok
emin değilim dedi sevgili ailem

jihyo
oldu oldu ben eminim artık

jihyo
momolaşacağım

jihyo
za xd

momo gruptan ayrıldı

Don't Fight The Feeling | Twice × ExoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin