MinJi yavaş yavaş gözlerini açtığında, bileğinin ağrısı ile yüzünü buruşturdu. Sanırım bileğini gerçekten de derin kesmişti.
Yataktan hafif doğrularak oturur konuma geldi MinJi, sonra ise banyoya doğru ilerledi elini yüzünü yıkamak için.
Yoongi ise hâlâ uyuyordu. MinJi de rahatsız etmek istemeyip tekrar banyoya doğru ilerledi ve içeri girdi.
Yüzüne bakmak için bakışlarını aynaya çevirdiğinde, ayna kırıktı. MinJi umursamadı ve elini yıkamak için musluğu açtı, musluğu açar açmaz ise ince bir çığlık attı MinJi.
Yoongi çığlığı duyar duymaz aceleyle kalkıp hemen banyoya girdi. Girdiğinde ise gözleri şaşkınlık ile irileşti, musluktan su yerine koyu kırmızı kan akıyordu. Yoongi hemen MinJi'nin yanına ilerledi.
"Ne oldu MinJi, iyi misin"
MinJi musluktan ellerine bulaşmış kana şok içinde bakıyordu, bu gerçek kan mıydı, kimin yada neyin kanıydı?
"Y-yoongi"
MinJi kandan bu kadar etkilenmezdi fakat aniden görmesi, eline bulaşması ve musluktan durmadan akıyor oluşu onu biraz korkutmuştu. Öylece kanlı ellerine bakıyordu.
"Tamam, tamam sakin ol, gel buraya"
Yoongi, musluğu kapadı, bir havlu alıp MinJi'nin ellerini eline aldı ve havlu ile silmeye başladı. MinJi bakışlarını ellerinden çekip önüne döndüğünde Yoongi'nin ona ne kadar yakın olduğunu fark etti ve istemsizce bakışlarını Yoongi'nin yüzünde gezdirdi, Yoongi ise odaklanmış MinJi'nin ellerini temizliyordu.
Yoongi, MinJi'nin ellerini temizlemeyi bitirdiğinde kafasını kaldırdı ve MinJi ile göz göze geldi. Elleri ise hâlâ onun elinin üstündeydi. Aralarında ise sadece birkaç santim vardı...
✩.・*:。≻───── ⋆♡⋆ ─────.•*:。✩Jimin saate baktığında sabah olduğunu gördü, yine uyumamıştı fakat... Dünden önceki gün iğnedeki ilaçtan dolayı bayıldığında kabus görmemişti ve bu sayede de vücudu biraz dinlenebilmişti. Ayrıca, dün psikopat adam diğerlerinin güvende olduğunu söylese de Jimin yine de onları merak ediyordu.
Bir kaç dakika sonra Jin uyandığında Jimin'i yine uyanık görmek onu şaşırtmıştı, çünkü Jin saate baktığında daha yeni sabah olduğunu görmüştü.
"Jimin? Yine mi benden önce uyandın?"
Jimin yine yalan söyledi ve 'evet' anlamında başını salladı. Sonra Jin ona tebessüm etti ve banyoya doğru ilerledi, elini yıkayıp Jimin ve kendi için kahvaltı hazırlayacaktı.
Banyoya girdiğinde camın kırık olmasına aldırmadan, aynadan kendine baktı ve 'bu gün de çok yakışıklıyım' diyerek musluğa uzandı. Musluğu açtığında ise gördüğü kan ile hemen musluğu geri kapattı. Nasıl bir oyundu bu böyle?
Jimin ise hâlâ içerde oturuyordu, Jin'in telaşla banyodan çıktığını görünce ona döndü ve kaşları merakla çatıldı.
"Ne oldu hyung?"
Jin, banyonun kapısını kapatıp Jimin'e döndü.