"Seninle ağlamak, seninle gülmek, her dakikamı her günümü seninle paylaşmak yalnız günlerimi değil, kalbimide seninle paylaşmak istiyorum Chaeyoung, seni seviyorum"
Rose gideceğimiz yerden bahsetmediği için merak etmiştim. Gideceğimiz yer hakkında bilgim olmadığı için nasıl hazırlanmam gerektiğini de bilmiyordum. Her zamanki gibi bir kombin yaptım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Rose geldi. Ben hazırdım ve zil çaldı. Bu geldiğini açıklıyordu. Aşağı indim kapıyı açtım ve dışarı çıktım. Rose bu sefer şoförü ile gelmemişti.
"Nereye gideceğiz?"
"Biraz sabırlı ol, gidince görürsün."
"Senin için demesi kolay! Ben burada meraktan çatlıyorum."
"Hatırlatırım Sen de öyle yapmıştın"
"İkisi aynı şey değil"
"Bal gibi de öyle"
" Tamam tamam! Hadi gideceksek gidelim"
Dedim ve arabaya bindim. Rose koltuğuna, bense şoför koltuğunun yanına oturdum. Gideceğimiz yere kadar kimse konuşmadı. Sonunda gelmiştik ve geldiğimiz yere baktım gerçekten çok hoş ve güzeldi.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
" Vay canına! Burası gerçekten şahane."
" Evet ben de buraya bayılıyorum, huzur bulduğum bir yer."
" Burada neden kimse yok?"
" Hatırlarsan 'sadece benim bildiğim bir yer' demiştim"
" Doğru, demiştin."
Çimenlere oturduk. 10-15 dakika sonra rose'ye bir soru yönelttim.
" Rose beni salıncakta sallar mısın?"
" Sallarım tabii"
Salıncağa doğru yöneldim, salıncağa oturdum ve rose'nin de gelmesini bekledim. Rose geldi arkama geçti ve beni sallamaya başladı. Kahkahalarımız etrafa savrulurken ben rose'ye;
"Daha hızlı rose, daha hızlı!"
Gülerek beni daha hızlı sallamaya başladı. En sonunda kendiside diğer salıncağa oturdu ve sallandı. Salıncaklarımız aynı tempoda sallanıyordu, rose ellerini uzattı bende uzattığı elini tuttum. Hem sallanıyor hem elini tutuyordum kalbimin hızlı atışları ile beraber sallanıyorduk. Bir süre sonra salıncaktan indik ve oturup denizi izledik. Etraf sessizdi. Bu sessizliği telefonuma gelen bildirim bozdu, telefonu açıp gelen bildirime baktım.
Haeyeon Yarın bir parti varmış. Yarın saat 21:00'da. Gelecek misin?
Haeyeon Ya kızım, kim dedi erkek partner ile gel diye? Kız partner ile gel. Hem tek eşcinsel sen değilsin ki.
Jennie Biliyorum ama, hangi kız gelir ki benimle?
Dediğimde rose konuya atladı.
"Ben gelirim jennie."
"Ne?! Sen yazışmaları mı okudun?"
"Eee şey..."
"Eşcinsel olduğumu öğrendin... Şimdi benim ile iletişimini kesecek misin?"
"Tabiki de hayır. Hem bende eşcinselim."
"Ne?! Ciddi misin sen"
"Şaka yapar gibi mi duruyorum? Şimdi, partiye gidecek miyiz?"
"Tabiki rose! Çoook teşekkürler"
Dedim ve ona sarıldım. Kalbinin ve kalbimin hızlı attığını duyabiliyordum. Fakat neden olduğunu anlamadım. Rose'de sarılmama karşılık verdi ve kollarını belimr doladı.
BÖLÜM SONUU
BİRŞEY DİYECEĞİM EKRANA BAKAN ÇITIRIN GÜZELLİĞİ HALİS Mİ??!! YERİM BEN BUNU
