Bu kadar kolay mıydı? Bu kadar basit miydi? Daha fazla ilgi , daha fazla sevgi... Hepsi için saçının rengini değiştirmek , bir kaç parça yeni kıyafet almak yeterli miydi?, Gerçekten bu kadar basit miydi insanlar?
"Ben senden daha heyecanlıyım Jimin, biraz tepki göster be!"
Jimin saçını boyattıktan sonra kendini sanki ilk kez gerçekten kendiymiş gibi hissetmeye başlamıştı. Daha rahattı ruhu, kalbi. Bunu Jin de farketmiş olacak ki daha da üstüne gitmiş , baştan sona dolabını yenilemiş ; Jimin'e yeni takılar ' parfümler almıştı. Jimin onun bebeğiydi ve bir annenin bebeğine iyi bakması gerekirdi öyle değil mi?
"Ayy bende çok heyecanlıyım hyung. Acaba beğenicek mi insanlar. Ya da tuhaf mı bulurlar acaba. Yani tuhaf bulmaları önemli değil ama bulmazlarsa daha iyi olur. Gidip değistirsem mi üstümü. Uff ya çirkin olmuşsam ve sen en yakın arkadaşım olduğun için güzel olduğunu düşünüyorsan. Ya di-"
Jin bunun sonunun olmayacağını anlamış olacak ki Jimin'in sözünü kesmişti.
"Jimin merak etme bebeğim, her şey yolunda ve sen bu kıyafetlerin içinde iyi hissettiğin sürece bol veya dar , siyah veya pembe... Hiç farketmez hepsi sana çok yakışıyor demektir."
Jin Jimin'in elini tutarak ve gözlerinin içine bakarak kurduğu bu cümlelerde fazlasıyla samimiydi. Jimin'in giydiğinin bir önemi yoktu. O hep Jimindi ne de olsa.
Jin ile Jimin okula ilk adımı attıklarında birbirlerine baktılar ve Jin güven vermek istercesine dostuna gülümsedi. 'Yanındayım, sorun yok' gülüşüydü bu. Ve işte şimdi Jimin yeni okul hayatanın ilk adımını atmıştı. Üstündeki tüm bedenini saran beyaz bir kot , beline beyaz ve ince bir kemer , beyaz yine üstünü saran bir tshirt , yaz olsa da biraz serin olan hava nedeniyle de giydiği beyaz ceket ile saçları daha ön plana çıkmış ; yüzünü saran masumluk ve beyazlar onu bir melek gibi göstermişti.Taktığı chanel kolye , gümüş ve mavi tonlardaki yüzükler, halka küpeleri tam bir bütün sağlamıştı. Onca kötülüğün içindeki bir umut gibi göze çarpıyor ve insanın baktıkça bakası geliyordu. Ve öyle de olmuştu.
Kocaman bahçede oturup kendi dersinin başlamasını bekleyenler, uzun bir aradan görüştüğü için hasret giderenler , hâlâ kahvaltısını yapanlar bahçenin her bir tarafına yayılmıştı. Ve işte tek tek , yavaş ama yükselen bir uğultuyla tüm kafalar Jimin ile Jin'e dönmeye başlamıştı. Herkes farketmişti onları ama beyazlar içinden gökten düşmüş gibi duran pamuk şeker kafalı bir meleği kim farketmezdi ki?
"Hyung neden herkes bize bakıyor?"
Jin gurula dolu bir şekilde kıkırdadı.Ben demiştim der gibiydi resmen.
"Çok güzelsin de ondan."
Jimin kafasını hafifçe kaldırmak zorunda olarak Jin'e çevirdi, alay edip etmediğini anlamak istemişti ama Jin gülümseyerek önüne bakmaya devam ediyordu. Jimin'in ona baktığını farkedince o da Jimin'e bakmaya başladı ve en sonunda ona göz kırpıp kolundan tuttu ve çekiştirmeye başladı.
Jin ile yürürlerken bir kaç kişi onları parmakla göstermiş ve yanlarından geçerken kızlar kıkırdayarak kol kola yanlarından onlara el sallayıp selamlamışlardı. Jimin daha önce onlarla tanışmış mıydı? Ya da Jin'e el sallamışlardır?
"Sonunda bee! Hiç gelmeyeceksiniz sandım bir an."
Bahçede okula doğru yürürken bankaların birinde oturan Felix onları görmüş ve koşarak yanlarına gitmişti. Onlardan önce gelmişti çünkü evi daha yakındı ve yürüyerek buraya varabiliyordu. Jimin ile Jin de karşılıklı apartmanlarda oturuyor , beraber otobüs durağından otobüse binip geliyorlardı. İlkokul , ortaokul lise ve geçen sene de aynı bu şekildeydi. Onlar her zaman beraberdi.Felix ile de lise de tanışmışlardı , sandıklarından daha yakın arkadaşlardı şişdi. Belki de onları birbirine bu kadar bağlayan hepsinin sanat ile ilgilenmeseydi.
Nasıl ruh eşleri gibi hissettiklerini bilmiyorlardı ama bundan şikayetçi de değildiler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Herkes Jimini ister / Jikook
FanficOkulun göze batmayan öğencilerinden Park Jimin yeni bir dönem başladığında kendinde bir kaç değişiklik yapar ve okulu en güzeli haline gelir. Şimdi herkes onu istiyordur . Fakat güzeller güzelli bu yeni Park Jimin kimin kaderi? Jikook ficidir S...