Sabah saat 5, 6 gibi ormana gidip resim çizmek benim favorimdir.
Her zaman yanıma çizim defterimi ve kalemlerimi alıp kendimi Ormanın derinliklerine atarım.
Gideceğim yolu çoğunlukla ben değil hislerim yönetilirdi.Yine o sabahlardan biriydi...
Boyalarımı ve defterimi çantama koyup aşağıya indim.
"Anne ben dışarı çıkıyorum!"
"Tamam canım kendine dikkat et ve yanına yicek bir şeyler almayı unutma!"
"Tamam anne."
Mutfağa geçip kendime sandviç hazırlayıp evden çıktım.
Ormana doğru ilerlemeye başladım.
" Khloe yine ormana mı gidiyorsun?"
Sesin geldiği yöne döndüm.
" Evet Miele, sende gelmek ister misin?"
Miele benim en yakın arkadaşlarımdan biri.
Ailesi İngilizce isimleri sevdiği için ilk adı Miele ikinci adı ise Emiko.
Emiko güzel kız anlamına geliyormuş, bana öyle demişti.
Oda benim gibi sanat bölümünde okuyor.
Çizdiğim o manzara resimlerini en çok o beğenirdi."Bekle ne, kafamıza taş yağacak galiba."
"A a neden?"
" Sen ve birinin seninle ormanda geçen o kutsal zamanında yanında olması."
" Bir kere bir değişiklik yapıyım dedim."
Birlikte ormana yürümeye başladık.
" Sen gerçekten ormanda onca saat resim mi yapıyorsun?"
" Göreceksin."
" Neyi?"
Onu kolundan çekip Ormanın derinliklerine götürdüm.
En az 1 saat tir yürüyorduk.
" Kızım dursana artık. Bak kayıpolucaz, sonra bide haberlere çıkarız."
" Hayır şuan olmaz."
" Neden, tam 1 saat tir yürüyoruz ama."
" Daha gelmedik de ondan."
Onu zorla bir kaç metre daha yürüttüm.
Kolunu elimden kurtardı ve bileğini tutup geri çekildi.
" Yeter artık! çok yoruldum, duralım lütfenn."
" Peki o zaman, ben yoluma yalnız devam ederim."
Yavaş yavaş yürümeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Bir Efsane'nin Doğuşu
ФэнтезиOnları görmek için uğraşmaya pek gerek yoktur herhangi bir yerden karşına çıkıyolar zaten. Herkes onlardan kaçmaya çalışırken ben onların resimlerini çizerim...