Benim biricik Giyuu'm,
"Neden yüzün bu kadar solgun gözüküyor?" diye sormuştum sana. Sağlıklı ve pürüzsüz yüzün gün geçtikçe solmaya başlamıştı. Beni endişelendirmemek için sürekli gülücükler saçsan da acı içinde olduğunu görebiliyordum. Gün geçtikçe eriyip gidiyordun ve benim elim kolum bağlıydı.Kahretsin, sen çok iyi kalpliydin. Benim gibi bir pisliği hak etmedin, seni bu dünyada hak eden biri var mı Giyuu? Senin o nazikliğini, düşünceli oluşunu, sevgini anlayabilir mi diğerleri? İçinde sakladığın yürek yakan acıları görebilirler mi?
Sen muhteşemdin Giyuu, gerçek olamayacak kadar muhteşemdin. Her sabah kuşları özenle beslemen, yetim çocuklarla oynaman, yaşlı amca ve teyzelere şarkı söylemen... Ben senin her bir zerrene aşıktım.
Her sabah senden önce kalkardım ve senin uyanmanı beklerdim yatakta. Uyandığında mavi gözlerini kırpıştırır ve uykudan yeni kalkmış pürüzlü sesinle "Günaydın." derdin. Şişmiş yüzün bile benim için Tanrıların bana verdiği bir nimetti.
Giyuu, geçmişimizi hatırlıyor musun? Pek iyi geçinemezdik fakat komik anılarımız olmuştu. Evde sana sıcak çay getirip içtiğimizde birlikte geçmişimize gülerdik. Ben senin gülerken kısa saçını kulağının arkasına itmeni çok severdim. İblis avcısı olduğumuz zamanlarda ikimiz de birbirimize düşman gibiydik. Ah, aptal ben... Niye seni düzgünce dinlemek istemedim ki? Olaylara yalnızca kendi bakış açımdan baktığım için özür dilerim sevgilim.
Sen bu iğrenç gerçekliğe karşı gülmeyi başardığında ben de değişmeyi başardım. Ölen yoldaşlarımızın hatırına pişmanlıkla dolu bir hayat yaşamamalıydık. Dört yıl içinde öleceğimiz gerçeğine karşın yaşamaya dair umudumuzu asla kaybetmedik.
"Ne olursa olsun ecelimiz gelmeden ölmeyeceğiz."
Böyle bir söz vermiştik birbirimize. Ay ışığı altında temiz ve onurlu bir hayat yaşayacağımıza yemin ettik. Hiçbir zaman bu sözü bozup seni hayal kırıklığına uğratmak istemedim.
Yaz gelmişti, sıcaklığı her yerde hissediyorduk. Yaz mevsimi bunaltıcı olsa da sen hep yazı severdin.
"Niye yazı seviyorsun Giyuu?"
"Birbirimize olan duygularımızı yazın itiraf ettik."
Bu yanıtı duyunca duygulanıp seni öptüğümü hâlâ hatırlıyor musun? Tek kolunla bana sıkıca sarılmıştın. Harbi, tek kolla hayatını sürdürmek senin için çok zor olmalıydı.
Yazdan nefret eden Shinazugawa Sanemi kör kütük aşık olduğundan dolayı yazı sever hale gelmişti.
Günler geçtikçe senin ölümün yaklaşıyordu. Senden ayca küçük olduğumdan ötürü senin ölümünü izlemenin düşüncesi beni büyük bir kedere sürüklüyor. Yarın doğum günün ve yirmi beş yaşına gireceksin Giyuu. Bunun anlamını hepimiz biliyoruz. Tanrıların seni benden almasını istemiyorum.
Sen yakında ölü olacak olsan bile kendimi yazmaktan alıkoyamıyorum. Bu acımasız fani dünyada benimle beraber olmayı seçtiğin için teşekkür ederim. Senin izini hiç açmamanı ve uzun bir hayat sürmeni isterdim Giyuu.
Ah... sorumu cevapsız bırakmamıştın, değil mi? Ne unutkanım! Az kalsın mektubuma onu eklemeyecektim.
"Çünkü yakında bir çiçekten daha güzel açacağım." şeklinde cevap vermiştin bana.
İyi dileklerimle,
Seni daima seven Shinazugawa Sanemi.still fucking love them
şaka maka ağustosta sanegiyuu shipper olmamın 5. yılını kutlayacağım
vay be...
2019'dan beri sanegiyuu kurguları yazıyorum ve ilk yazdığım sanegiyuu da bir oneshottı (sanırım?)
allah rızası için daha çok türkçe sanegiyuu içerikleri🙏🙏
ŞİMDİ OKUDUĞUN
these tears won't wash you away |sane.giyuu|
Fanfic›giyuu×sanemi‹ Neden yüzün solgun gözüküyor? -manga spoilerları içerir.