"Yine yangınlar yine benn!"
Sabahın köründe yine aynı yolları giderken yanımda bir gereksiz vardı. Changbin elindeki çantasını sallaya sallaya şarkı söylüyordu ve kuşlar çoktan göç etmeye başlamıştı bile.
Yanındaki elektrik direğine bir bacağını ve kolunu dolayıp dans ediyormuş edasıyla kafasını geri attı."Yine kalsan bul bi nedeeeenn!"
Sahte göz yaşlarını tek eliyle silip benden arkada kaldığını farkedince koşa koşa yanıma geldi.
"Jeongin bana eşlik etsene mal mısın"
Ona doğru dönüp sahte olduğu belli olan bir gülümseme taktım yüzüme.
"Senin muhteşem sesini bastırmamak için söylemiyorum hyung"
Koluma gülerek vurdu. Geçmemiz gereken son iki direk kalmıştı ve changbin hâlâ şarkı söylemeye devam ediyordu. Mustafa Cecelinin tüm şarkılarını bitirince inna'ya bağlamıştı.
"Yaallaaa hobbi yela!"
Yanımızdaki ara sokaktan Felix koşarak yanımıza geldi.
"Günaydın napıyonuz"
Changbin felixin bir elini tutup kendi omzuna koydu. Kendisi de ellerini felixin beline sarıp dans etmeye başladı.
"Muş kaliti şakni if heg vek!"
Felix gülüp changbine ayak uydurmaya başladı. ikisi birlikte yanlarındaki bir başka elektrik direğinin arkasına geçip liseli aşıklar gibi hareketler yapmaya başladılar. Felix direğin arkasında saklanıyordu changbin ise onu bulmaya çalışıyormuş gibi kafasını bi o taraftan bi bu taraftan çıkartıyordu.
"Kovaladıkça kaçan hamam böceğim misin!??!"
Felix gülümsemesini durdurup kafasını changbin olduğu yöne doğru çıkardı.
"Ateş böceğim misin olucak o"
Ben onları arkamda bırakıp okula yürümeye devam ettim. Bunlarla uğraşa uğraşa beynimin sağ tarafı uyuşuyordu zaten. Arkamdan bağıra bağıra " şeytan diyor ki kalk şimdii git kapısına dayan şimdii" diyorlardı. arkamdan koşup tam okulun girişindeyken bana yetiştiler. Beraber okula girip çantamızdaki fazla kitapları dolaplara koymak için koridora doğru ilerledik.
Kendi dolabımı açıp kitaplarımın çoğunu dolaba tıkıştırdım. O sırada aklıma diksiyon kursu için verilen kitabı getirmediğim geldi. Mükemmel!
Yanımdan geçen minho hyungu durdurdum hızla. Minho hyung hemen ellerini önünde yumruk yapıp şaşkınlıkla birlikte savaş moduna girmişti. Benim olduğumu farkedince ellerini indirip kaşlarını çattı.
"Hyung bu gün diksiyon kursuna gelecek misin?"
"Yo müdürü sikim"
Gülümseyip heyecanla sordum. TÜM UMUDUM SENSİN MİNHO
"peki kitabını getirdin mi?"
Çantasını eline alıp içerisine bakmaya başladı. İnce kitabı bana uzatıp gülümsedi. Göt korkumun azalmasıyla hemen ellerimi boynuna doladım.
"Ayy bırak beni"
Minho hyung ellerimi üzerinden çekip saçlarımı karıştırdı.
"Hadi iyi dersler size"
O kendi sınıfına gitmeye başlayınca verdiği kitabı göğsüme bastırdım mutlulukla. Yuri hocanın gazabından kurtulmuştum sonuçta. Kafamı kaldırıp karşı sınıfın kapısında bana bakan hyunjini gördüm. Benim ona baktığımı görünce düz bir suratla içeriye girdi. Fazla takmayıp bende sınıfa gittim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
just kidding | hyunin
FanfictionHwynj0n: midem kalktı J3ongyang: sikindir o dikkatli bak [Texting & düz yazı] Küfür ve +18 ögeler içerir !