yeni ficime bakin cabuk😠😠😠😠
Manitam bir şeyler karıştırıyordu. Bunu anlamamam imkansızdı. Bu tuhaf haraketleri bir hafta sonraki doğum günüme yormalı mıydım bilmiyordum. Sonuçta daha bir hafta vardı ve şimdiden bir sürpriz yapması çok saçma olurdu. Yine de her şeye rağmen daha süslü giyinmiş ve süslenmiştim.
Kısa süre içerisinde eve ulaştığımda kapıyı çalıp beklemiştim. Kapıyı açan hizmetliyi gördüğümde gülümsemiştim.
" Hoşgeldiniz, Bay Jeon arka bahçede sizi bekliyor. " bu kadın Jungkook'a Bay Jeon dediğinde gerçekten yükseliyordum.
" Teşekkürler. " hızlı adımarla arka bahçenin kapısına gelmiş kapının kapalı olduğunu gördüğümde kaşlarımı çatmıştım. Kulpu indirip çıktığımda arkamdan geri kapattım.
Etrafa bakınıyordum, burası gerçekten büyüktü. Jungkook'u görememiştim.
" Aşkım nerdesin ya. " diye söylenirken bir anda yan taraftan gelen tuhaf seslerle birlikte kafamdan aşağı konfeti patlatılmıştı. Sesden biraz irkilirken kocaman gülümseyip her yerden çıkan insanlara bakakaldım. Herkesi anlıyordum ama Jimin'in burda ne işi vardı? Haindi bu çocuk.
" Sürpriz! " hep bir ağızdan anlaşmış gibi, ki muhtemelen anlaştılar, bağırdıklarında heyecanım artmıştı. Jungkook hâlâ ortalıkta yoktu ve gözlerim sadece onu arıyordu.
Bir anda yürüyen pasta kostümlü Jungkook'u gördüğümde kahkahayı basmıştım. Kostümden dolayı paytak paytak yürüyorek gelmişti yanıma.
" İyi ki doğdun sevgilim! " bir anda ona sarılmak için atak yaptığımda dengesini sağlayamamış olmasından dolayı ikimizde yere devrilmiştik. Ben onun üstüne düşmüş olmama rağmen bir anda beni doğrulttu ve yüzüme bakmaya başladı.
" Bi yerinde bir şey var mı? " her tarafımı kontrol ettiğinde güldüm.
" Hayır yok. " gerçekten ne diyeceğimi bilemiyordum. Evet tahmin etmiştim belki ama bu kadar uğraşması çok tatlı gelmişti. Birbirimize uzun uzun bakmaya başladığımızda eğildi ve dudaklarıma küçük bir öpücük bıraktı. Etraftakilerin bize tezahürat yapmasıyla bende eğildim ve uzun bir öpücük bıraktım dudaklarına.
Daha sonra önce kendi kalktı sonra elini uzatarak beni kaldırdı.
Herkes kendi halinde takılmaya başladığı sürede tanıdık birkaç yüz yanıma gelerek özel olarak doğum günümü kutlamıştı. Etrafa bakınırken geçenlerde Jungkook'un yanında gördüğüm kızı yine görmüştüm. Buraya bile çağırmış mıydı yani?
" Aşkım şu kız kim. " kafasındaki pastalı şapkayı bir kenara fırkatırken işaret ettiğim yere baktı.
" Arkadaşım canım. Bu partiyi onunla düzenledik diyebilirim. Kostüm konusunda bana çok yardımcı oldu. " şimdi anlaşılmıştı işte.
" Ben o gün sizi gördüm ve sende evdeyim deyince anlam verememiştim. " şaşkınca bana baktıktan sonra belimden kavrayarak bana sarıldı.
" Sen o yüzden mi o gün öyle konuşuyordun. "
kahkaha atmasıyla sinirlendim ve üstümden ittim." Sen git önce üstündeki kostümü çıkart. Hem... senin kafan niye ıslak? " eliyle saçlarını karıştırıp dilini piercinginin üstünde gezdirdi.
" Benim yaramaz bir manitam olduğu için ona hazırladığım doğum günü partisinde herkesle onu beklediğim sırada beni yükselttiği için duş almak zorunda kaldım. " uzun açıklamasını sabırla dinlerken bu sefer birazcık utanmıştım. Hayır, artık Jungkook'tan utanmıyordum ama bütün bunlar olurken kuzenimin bile burda olması beni utandırmıştı.
" Uf bende diyorum neden karşılık verilmiyor bana. " kaşlarımı çatmıştım.
" Merak etme aşkım, herkes gittikten sonra çok güzel karşılığını alacaksın. " dudaklarımı dişleyip hemen Jungkook'tan kaçtım ve beraber oturan Yoongi ve Jimin'in yanına oturdum. Jungkook'ta birkaç kişiyle konuşmaya başlamıştı.
" Jungkook gözümün önünde kıpkırmızı oldu, sen büyüdünde sexting mi
yapıyorsun. " Yoongi ağzındaki içkiyi püskürtürken Jimin endişeyle ona baktı." Sen önce kendi manitanla ilgilen. " bana hızlıca kötü bir bakış attı.
" Manita değiliz biz! " Yoongi iyice öksürmeye başlarken kahkaha attım.
" Ölmesene Yoongi lazımsın sen bana. " Jimin tatlı tatlı konuştuğunda bir yandan da Jungkook'u gözetliyordum. Pasta kostümüyle o kadar komik duruyordu ki...
Biraz Yoongi ve Jimin'le konuştuktan sonra bahçeye kocaman gerçek bir pastanın girmesiyle gülümsedim. Jungkook üstündeki kostümü değiştirmiş acayip yakışıklı bir şey olmuştu. Yanıma geldi beni elimden tutarak kaldırdı ve pastanın yanına götürdü.
" Herkes burayla ilgilensin bal peteğim pasta üfleyecek. " diye bağırdığında millet başımıza toplanmıştı. İlk defa bu kadar kalabalık bir doğum günü kutluyordum. Hatta ilk defa bir doğum günü partim olmuştu.
" Dilek tut sevgilim. " eli belime bulurken beni pastaya yaklaştırdı. İki elimi birleştirip gözlerimi sıkı sıkı yumdum. Aslında ne dileyeceğim çok malumdu. Tabii ki Jungkook'la asla ayrılmamayı dilemiştim. Aşk neden bu kadar kırocasın...
Pastamı da üfledikten sonra birkaç görevli gelip pastayı kesmek için götürmüştü. Tekrardan Jungkook'a sıkıca sarılırken beni hafifçe kaldırıp etrafımda döndürdü.
" Her şey için teşekkür ederim sevgilim. "
Yanaklarımı öpmeye başladığında kıkırdamaya başlamıştım.
Bana aldığı paket paket hediyeleri gördükten sonra da birazcık sinirlenmiştim çünkü gerçekten abartmıştı. Bütün hediyeler markaydı.
Herkes geceye kadar eğlenmiş, dans etmiş, sarhoş olmuştu. Gece sonunda ise Jungkook'la ben kalmıştık. Annemi arayıp izin almıştım, bu gece burda kalacaktım. Jungkook'umun yanında.
" Hadi gel bebeğim odama çıkalım. " elini tuttuğumda ise beraber odasına çıkmıştık. Bana rahat kıyafetler verdikten sonra hızlıca giyindim ve odasındaki koltuklara oturdum.
Şimdi ben onun omzundayken o ise saçlarımı okşuyordu. Konuşmuyorduk, birbirimizi seviyorduk sadece.
" Aşkım sana bir ceza vermiştim. Hatırlıyor musun? " romantik hava birden dağılırken kafamı kaldırdım ve Jungkook'un gözlerine baktım.
" Hmm, neydi? Kucağında sekme cezası
mıydı? " alnımdan öptü ve kafasını salladı." Benim bebeğim hiçbir şeyi
unutmuyor. " yerimde doğruldum ve hızlıca Jungkook'un kucağına oturdum.O da fazla beklemeden dudaklarıma yapışmıştı. Bir süre kucağında haraket ederek sadece öpüşmüştük. Ne ara altımızdakilerden kurtulup onu içime aldığımı bile hatırlamıyordum. Birkaç kez sekmeye çalışmıştım ama yapamıyordum işte. Zorlandığımı fark eden Jungkook, kalçalarımı tuttu ve beni durdurdu.
" Bana bırak sevgilim. " avuçladığı kalçalarımla birlikte beni oturtup kaldırmaya başlamıştı. Derince inleyerek Jungkook'un omuzlarını sıkmaya başladım.
En sonunda ikimizde duşa girmiş ve Jungkook'un yatağına uzanmıştık. Yine saçlarımı bir an olsun okşamayı kesmemişti. Bu iyice mayışmamı sağlarken yüzümde aptal bir gülümseme vardı.
" Seni çok seviyorum aşkım. " diye fısıldadığımda eğildi ve saçlarımı öptü." Bende seni her şeyden çok seviyorum bal peteğim. " daha da mayışmış bedenim daha fazla dayanamamış olmalı ki uykuya dalmıştım.
***
slm kizlar hic icime sinmeyen bir final oldu ama yapicak bir sey yok artik final yapmam gerekiyordu.fic hakkindaki dusuncelerinizi yazar misiniz🥺
bu arada yeni ficime bakmayi unutmayin hadi optum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
untrustworthy | taekook
Teen Fictionbenim aşkım göklere çıkartılmalı ama sen buna tahammül bile edemiyorsun texting, düz yazı