Yarın kendimden nefret ediceğim o şeyi yapma zamanımdı. Masama geçip anı defterime bir sayfa daha ekleyip yazmaya başladım " muhtemelen sen bunu okurken ben çoktan gitmiş olacağım, sana üzülme diyemem ama üzülme meleğim. Biliyorum iğrenç bir insanım ama benim kendime verdiğim sözü yerine getirmem gerek hayatıma girdiğinden beri her şey öyle güzelleşti ki , tekrar yaşama isteğimi geri getirdin ama yapmak zorundayım. Neden diye sorma, bunu er yada geç zaten yapacaktım. Hani o gün verdiğin yıldızlı bileklik varya o hep bende kalacak sevgilim, seni çok seviyorum bir gün ölürsem ölümüm senin elinden olsun mu diye sormuştun ya bana, diyemedim ben zaten çoktan ölmüş olacağım. Her neyse nerde olurum bilmiyorum ama beni bulman dileğiyle sevgilin kim..."
Saat 00:00 olduğunda Mektubu masamın üzerine bırakıp göz yaşlarımı sildim. Bu yaptığım şey saçma gelebilir ama değil. ben buyum hiç bir şeyin sonunu düzgün getiremeyen aptalın teki. Sandalyenin üzerine çıkıp ipi kafamdan geçirdim derin bir nefes alıp sandalyeyi ittirdiğimde, her şey son bulmuştu...
Jungkook'un ağzından:
Sabah uyandığım gibi, hemen sevgilime yazdım 20 tane mesaj atmama rağmen dönmüyordu. Bende evine gidip süpriz yapmak istedim, arabama binip evine geldiğimde kapıyı çaldım ama açmadı, defalarca çaldım yine açmadı artık endişelenmeye başlamıştım, sonra bende evinin yedek anahtarı olduğu aklıma gelince gülümsedim kapıyı açtım ev çok sessizdi odasına doğru adımladığımda öylece durdum karşımdaki görüntü yüzünden aklım bulanıklasırken, dizlerim artık tutmamaya başladı yere çöktüm.Göz yaşlarım gözümde dondu. Nefessiz kaldım. Şokdan hiç bir şey yapamazken gözlerim bileğine kaydı yıldızlı bileklik, bileğindeydi elini oksayıp "sevgilim bak ben geldim" cevap vermedi, ama o beni bırakamazdı, bırakmazdı. Yere çöküp ağlamaya başladım lanet olsun ki elimden bi sik gelmiyordu ellerim ayaklarım bütün vücudum titrerken ellerimi cebime sokup ambulansı aradım geldiklerinde konuşamıyordum, hastaneye gittiğimizde yoğun bakımdan çıkan hemşire bana doğru dönüp"hastanın nesi oluyorsunuz" dediğinde " sevgilisi " diyebildim tekrar dönüp " hasta'nın kurtulma oranı zaten çok düşüktü fakat cok uğraştık ama..." anladığımı anlamış olacakki gittiğimde yere çöktüm saatlerce orda oturup ağladım morga taşınılan sevgilimin cansız bedenini görünce bileğine baktım, bileklik yoktu " bileklik nerde!" Hemşirelerden biri bana dönüp " beyfendi sakin olun" hemşirelerin sesleri beynimde bulanıklaşırken, kendimi yerde buldum. Hastane odasında gözlerimi açtığımda ölü den farkım yoktu . Kolumdaki serumları çıkarıp,hemşirelerden biri odama girdiğinde " serumunuz daha bitmedi" dedi " bileklik nerde " " "beydendi dediğinizi anlamıyorum" "yıldızlı bileklik" dedim fısıltıyla hasteneden hiç umursamadan çıkıp gittim. Sevgilimin kendini astığı eve gittim. Masadaki anı defterini ve mektubu görünce açıp bakmaya başladım. Hep bizimle ilgiliydi çok güzellerdi, arasından düşen mektubu açıp okuduğumda göz yaşlarım artık hiç durmuyordu. Başaramamıştım sevgilimi kurtaramamıştım. Gece öylece onun yatağında kokusunu içime çekerken çekmecesindeki silahı alıp yürüyerek daha önce yıldızları izlemek için gittiğimiz terasa çıktım. " sevgilim bak yıldızlara yakınsın" diyerek silahı hazır hale getirdim kalbime doğru tuttuğum silahı, hiç düşünmeden sıktım. Çıkan sesler beynimde yankı yapıyordu gözlerim son kez göğsümden süzülen kanlara kaydı acıyla konuşamasamda "yıldızlara yakınız sevgilim" diyebildim...
"Yıldızlara yakınız sevgilim"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Star / Taekook
ChickLityıldızlara çok yakınız değil mi kim ? Yıldızlara ne yakın nede uzağız jeon.. [angst]