34

424 34 0
                                    

Kapı kısa bir süre içerisinde açıldığında içeriden aşırı derecede neşeli bir kız bize eşlik etmişti. Aslında eşlik ettiği 'biz' değil, sadece Jungkook'tu. Evet...

Neden bilmiyorum ama Jungkook'a fazlasıyla yakındı  ve habire  bir şeyler fısıldayarak kırkırdıyordu.

Bu fazlasıyla sinir bozucu olduğu yetmiyormuş gibi Jungkook'un da başını sallayıp onu dinliyormuş gibi gözükmesi, benim sinirlerimi daha da bozmaya yetiyordu.

Evin içine daha da ilerleyerek büyük salona geldiğimizde gözüm sürekli birbirine sürtünerek dans eden çiftlerdeydi. Bu beni rahatsız etmiyordu ama bu kadar müstehcen olmaları kendimi tuhaf hissettiriyordu.

"Siz burda kalın, ben içecekleri alıp gelicem." Jungkook'a eşlik eden kız bana bakmadan direk Jungkook'a hitaben konuşup gitti ve arkasında ikimizi tek bıraktı.

"Ucube" kendimi tutamadan hakaret ettiğimde acaba duymuşmu diye Jungkook'a yan gözle bakış attım ama keşke bakmasaydım çünkü bana kaşları çatık bakıyordu.

"Kim ucube?"

Gözlerimi devirdim ve odanın en köşene doğru ilerledim ortada durmak rahatsızlık vermişti. Jungkook'ta peşimden gelerek tam yanımda durdu ve arkasını duvara yasladı.

"Yanında ki kız" dedim umursamıyormuş havası vererek.

"Neden "

"Çünkü fazla yılışık"

Gülme sesi geldiğinde hızla başımı ona doğru çevirdim. Birde gülüyor muydu ?

"Neye gülüyorsun sen ?.

"Kıskanmış olamana" diyerek yarım ağız güldüğünde gözlerimi kocaman açtım ve sahte bir gülüşle cevap verdim. "Saçmalama ben asla kıskançlık yapmam." Dediğimde bir şey demedi ve alt dudağını sarkıtarak 'iyi, peki öyle olsun' der miş gibi baktı. Sanırım.

"İçkiler geldiiiiii" Bir elinde iki koca bardak ve diğer eliyle de bir tane bardak tutan az önce ki kız geri geldiğinde, kendimi bir iki adım geri çektim çünkü tam ortamıza girmişti.

Kız bardakların bir tanesini Jungkook'a uzattığın da diğerinide bana uzatıcaktı ama buna engel olan başka bir el gülümserek bana uzatılan bardağı eline aldı.

Bu yaptığına garip bir tepki vermedim çünkü içki içmek istemiyordum.

"Hepsini sen iç bence Miyuaon"

Adını daha yeni öğrendiğim kız Jungkook'a tuhaf bir şekilde baktı. "Neden, için işte. Sen çok seversin içmeyi Jungkook." Diyerek garip bir imada bulunduğunda kaşlarım çatıldı, aralarında ki durum moralimi bozduğunda bunu Jungkook fark etmiş gibi direk bana doğru baktı. Bakışını gördüğüm de ise hemen gözlerimi kaçırdım.

Aralarında bir şey mi vardı ki ?

"Kalsın, bugünlük içmeyi bıraktım say."

"İyi sen bilirsin" elinde ki üç içki bardağını alıp karşıdaki masaya koyan kızı gözlerimle takip ettiğimde hemen biraz ötemde duran Jungkook'un kolunu tuttum ve çimdikleyerek hızla kendi yerime geçtim.

Acıya benzer sessiz bir inleme çıkardığın da hâlen yüzüne bakamıyordum ama bana neden bunu yaptın der miş gibi baktığına da emindim.

Kız tekrar eski yerine geldiğinde bu sefer beni yok saymadı ve gözlerini kısarak yüzüme baktı.

"Çok güzel dedigin arkadaşın bu mu Jungkook?" sorusuna karşı vücudum kasıldığında ne yapacağımı bilemeyerek yapmacık bir şekilde tebessüm ettim.Ne oluyordu lan.

"Evet" kesin bir dille sorusuna cevap verdiğinde gözlerim yüzüne kaydı. Karnımda garip bir kıpırdanma olduğunda yutkundum. Benim hakkımda konuşup bana güzelmi demişti.

"Haklıymışsın, güzelmiş cidden" diyerek olumlu bir tepki verdiğinde biraz utanmıştım. Ama utanmamın en temel sebebi baskaydı da neyse.

Kız adımı ve başka tuhaf şeyler daha sorarak beni tanımaya çalıştığında kendimi karakolda gibi hissetmeden edememiştim. Çünkü kıza bir gram soru soramamış ve kız aldığı cevaplarla bir seyler diyerek yanımızdan ayrılıp gitmişti. Sonunda!

Kız gittiğinde derin bir nefes aldım ve arkama yaslandım.

"Sonunda yalnız kaldık." Diyerek derin bir soluk bırakan Jungkook'a baktım ve tek kaşımı kaldırdım.

"Gerçekten aşırı eğlenceli bir yermiş Jungkook." Dedim biraz agresifçe.

"Üzgünüm." Diyerek cevap verdi. Ardından elini tutmak için bir hamle yaptığında izin verdim.

"Gel seni güzel bir yere götürücem." Diye neşeli bir şekilde konuştuğunda değişen göz rengine baktım. Kanım bir an da garip bir sekilde akmaya başladığında başımı salladım ve gittiği yere götürmesine izin verdim.


Every Tlong Goes /Taekook/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin