KARANFİL YUVASI

32 2 1
                                    



   Selin, telefonunun ekranına baktı. Bir mesaj gelmişti. Mesajda sadece bir adres ve bir saat yazıyordu. Adresi tanımıyordu ama saat yaklaşıyordu. Merakını yenemeyerek mesajı gönderen numarayı aradı. Telefon çaldı ama kimse açmadı. Selin, kararsızlık içinde kaldı. Bu mesaj ne anlama geliyordu? Kim göndermişti? Ve neden ona göndermişti?  Selin, gazeteci olarak çalıştığı gazetenin son zamanlarda en çok ilgilendiği konu olan seri cinayetlerle ilgili bir ipucu olabileceğini düşündü. Belki de mesajı gönderen kişi, cinayetler hakkında bilgi vermek istiyordu. Ya da belki de onu bir tuzak kurmak istiyordu. Selin, risk almayı seven biriydi ama aynı zamanda da dikkatliydi. Mesajı gönderen kişiye güvenebilir miydi?

     Selin, kararını verdi. Mesajdaki adrese gitmeye karar verdi. Belki de bu onun hayatının fırsatı olacaktı. Belki de bu sayede cinayetlerin arkasındaki gerçeği ortaya çıkaracaktı. Selin, cebine telefonunu koydu ve çantasını aldı. Gazetenin binasından çıkarak taksiye bindi. Şoföre adresi söyledi ve yola çıktı.

Selin'in bilmediği şey ise, onun hareketlerini izleyen birinin olduğuydu. Bu kişi, mesajı gönderen kişiydi ve Selin'i bekliyordu. Ve onun için hazırladığı sürprizden habersizdi.

Selin'in hayatının en korkunç gecesi başlamak üzereydi...

    Selin, taksiyle mesajdaki adrese vardı. Adres, şehrin kenarında, ıssız bir sokakta bulunan eski bir apartmandı. Selin, apartmana baktı. Pencereleri kırık, duvarları yıkık, kapısı paslı bir binaydı. Selin, içine bir korku çöktü. Burası neden onu çağıran kişinin buluşma yeri olmuştu? Selin, taksi şoförüne beklemesini söyledi. Şoför, Selin'in nereye gittiğini merak etti ama ses çıkarmadı. Selin, apartmanın kapısına yöneldi. Kapıyı itti ama açılmadı. Selin, kapının üzerindeki zili aradı ama zil yoktu. Selin, telefonunu çıkardı ve mesajı gönderen numarayı tekrar aradı. Telefon yine çaldı ama kimse açmadı.

    Selin, ne yapacağını bilemedi. Burada beklemeli miydi? Yoksa geri dönüp gitmeli miydi? Selin, kararsızlık içindeyken, birden kapının arkasından bir ses duydu. Ses, bir erkeğin sesiydi ve çok kısık geliyordu.

"Kim o?" diye sordu ses.

Selin, sesin sahibine cevap verdi.

"Ben Selin. Gazeteciyim. Bana mesaj gönderen siz misiniz?"

Ses, bir süre sessiz kaldı. Sonra tekrar konuştu.

"Evet, ben gönderdim. Lütfen içeri gelin."

Selin, şaşırdı. Kapının arkasındaki kişi onu tanıyor muydu? Neden onu içeri çağırıyordu? Selin, tedirginlikle kapının kilidini aradı. Kilit yoktu. Sadece bir demir çubuk vardı. Selin, demir çubuğu kaldırarak kapıyı açtı. Karanlık bir koridora girdi. Koridorun sonunda bir ışık vardı. Selin, ışığa doğru yürüdü.

Selin'in bilmediği şey ise, onun arkasından kapının kapanmakta olduğuydu.

Selin'in hayatının en korkunç gecesi devam ediyordu... 

Selin, koridorun sonundaki ışığın geldiği odaya girdi. Oda, küçük ve pis bir odadan ibaretti. Odanın ortasında bir masa, masanın üzerinde bir bilgisayar, bir telefon ve bir kamera vardı. Odanın duvarlarında ise gazete küpürleri, fotoğraflar ve haritalar asılıydı. Selin, odanın sahibinin cinayetlerle ilgili bir takıntısı olduğunu anladı. Selin, odada kimseyi görmedi. Sadece bilgisayarın ekranında yanıp sönen bir yazı vardı.

"Merhaba Selin. Seni bekliyordum."

Selin, şok oldu. Bilgisayar onunla konuşuyor muydu? Selin, bilgisayara yaklaştı. Klavyede bir not vardı.

KARANFİL YUVASIWhere stories live. Discover now