İNTİKAM BEDELİ

Murat, işten çıktıktan sonra eve gitmek için arabasına bindi. Hava kararmış ve yağmur başlamıştı. Murat, yağmura aldırmadan hızlıca yola koyuldu. O gece, bir arkadaşıyla buluşacaktı. Arkadaşı, Murat'a yeni tanıştığı bir kızdan bahsetmişti. Murat, arkadaşının kız arkadaşını merak ediyordu. Belki de kendisine de uygun birini bulabilirdi.

Murat, yolda ilerlerken radyodan müzik dinliyordu. Şarkılar, onu eski günlerine götürdü. Eski sevgilisi Elif'i hatırladı. Elif'le nasıl tanıştıklarını, nasıl aşık olduklarını, nasıl mutlu olduklarını düşündü. Sonra da nasıl her şeyin bozulduğunu, nasıl kavga ettiklerini, nasıl ayrıldıklarını hatırladı.

Murat, Elif'i hala seviyordu ama bunu kabul edemiyordu. Onunla yeniden bir araya gelmek istiyordu ama bunu yapamıyordu. Çünkü Elif'i aldatmıştı. Bir gece, sarhoşken başka bir kızla yatmıştı. Ertesi gün pişman olmuştu ama iş işten geçmişti. Elif, onun yaptığını öğrenmiş ve ona çok kızmıştı. Onu affetmemiş ve terk etmişti.

Murat, Elif'ten sonra başka kızlarla çıkmıştı ama hiçbiri onun yerini tutamamıştı. Onun güzelliğini, zekasını, neşesini aramıştı. Ama bulamamıştı. Elif'in ona olan nefretini de biliyordu. Onunla konuşmaya çalışmıştı ama Elif onu dinlememişti. Ona intikam alacağını söylemişti.

Murat, bu düşüncelerle yolda giderken dalgınlaştı. Yağmur da şiddetlenmişti. Murat, önünü göremiyordu ama yavaşlamadı. Tam o sırada, karşıdan gelen bir kadın figürünü fark etti. Kadın, yolda koşuyordu ve Murat'ın arabasının önüne atladı.

Murat, fren yapmaya çalıştı ama çok geçti. Arabasıyla kadına çarptı ve savruldu. Murat'ın başı direksiyona çarptı ve bayıldı.

Kaza yerine yakında olan bir polis ekibi geldi. Polisler, kadını ve Murat'ı yerde kanlar içinde gördüler. Hemen ambulans çağırdılar.

Kadın ölmemişti ama ağır yaralanmıştı. Kafasında ve vücudunda kırıklar vardı. Ambulans gelene kadar bilincini kaybetmişti.

Murat ise kazadan daha iyi durumda çıkmıştı ama hafızasını kaybetmişti. Başına aldığı darbe nedeniyle beyin hasarı oluşmuştu. Ambulansla hastaneye götürüldüğünde kim olduğunu veya ne olduğunu hatırlamıyordu.

Kadın ve Murat aynı hastaneye kaldırıldılar. Kadının adının Elif olduğu öğrenildi. Murat'ın adını ise kimse bilmiyordu.

Elif ve Murat'ın hayatları bir kez daha kesişmişti. Ama bu sefer, hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı.

Elif, hastanede birkaç gün yoğun bakımda kaldıktan sonra normal odaya alındı. Vücudunda birçok yara ve morluk vardı. Kafasında da bir bandaj vardı. Doktorlar, onun iyileşeceğini ama bir süre fizik tedavi görmesi gerektiğini söylediler.

Elif, kaza gecesini hatırlıyordu. Murat'ın arabasının önüne atlamıştı. Onu öldürmek istemişti. Ama planı ters gitmişti. Murat, kazadan kurtulmuş ama hafızasını kaybetmişti. Elif, bunu duyduğunda şaşırmıştı. Murat'ın hafızasını kaybetmesi, onun için bir fırsat olabilirdi. Onu yeniden kazanabilirdi. Ya da ona daha büyük bir acı verebilirdi.

Elif, kararsızdı. Murat'ı hala seviyordu ama ondan da nefret ediyordu. Onunla yeniden bir araya gelmek istiyordu ama ona nasıl güvenebilirdi? Onunla konuşmak istiyordu ama ona ne söyleyebilirdi?

Elif, bu düşüncelerle hastanede yatarken, Murat'ın odasının yanındaki oda olduğunu öğrendi. Murat'ın durumunu merak etti ve onu ziyaret etmeye karar verdi.

Murat, hastanede uyandığında kim olduğunu veya nerede olduğunu bilmiyordu. Doktorlar, ona ismini sormuşlardı ama o cevap verememişti. Ona kaza gecesini anlatmışlardı ama o hiçbir şey hatırlamamıştı. Ona fotoğraflar göstermişlerdi ama o hiçbirini tanımamıştı.

Murat, kendisine yabancı hissediyordu. Hayatının bir parçasını kaybetmişti. Kimse onu ziyaret etmemişti. Kimse onu aramamıştı. Kimse onu sevmiyordu.

Murat, hastanede yalnız ve mutsuzdu. Ta ki Elif gelene kadar.

Elif, Murat'ın odasına girdiğinde, onu yatağında otururken buldu. Murat, Elif'i görünce şaşırdı. Onun kim olduğunu bilmiyordu ama onun güzel yüzüne ve tatlı sesine güvendi.

Elif, Murat'a gülümsedi ve yanına oturdu. Ona kendisini eşi olarak tanıttı ve onunla ilgilendi. Murat'a nasıl tanıştıklarını, nasıl evlendiklerini, nasıl mutlu olduklarını anlattı. Sonra da kaza gecesini hatırlattı.

Murat, Elif'in söylediklerine inandı ve ona bağlandı. Elif'e aşık oldu. Elif ise Murat'ın acısını çıkarmak için onu kandırmaya devam etti.

Böylece Elif ve Murat arasında yeni bir ilişki başladı. Ama bu ilişki, yalanlar üzerine kuruluydu.

Bir gün, Elif Murat'a bir sürpriz yapmak istedi. Onu evine götürdü ve eski fotoğraflarını gösterdi. Murat, fotoğraflarda kendisini ve Elif'i gördü ama hiçbir şey hatırlamadı. Elif ise Murat'a gerçeği söyledi. Onun eski sevgilisi olduğunu, onu aldattığını ve terk ettiğini anlattı. Sonra da ona kaza gecesini hatırlattı.

Murat, şok oldu. Elif'e inanamadı ve ondan nefret etti. Ona nasıl böyle yapabildiğini sordu. Elif ise gülümsedi ve ona intikamını aldığını söyledi. Sonra da elindeki bıçağı Murat'ın kalbine sapladı.

Murat, kanlar içinde yere yığıldı. Son nefesini verirken, Elif'in yüzüne baktı. Onun gözlerinde pişmanlık değil, zafer vardı.

Elif ise polisi aradı ve cinayeti itiraf etti. Sonra da Murat'ın cesedinin yanına oturdu ve ağlamaya başladı.

Elif, polis tarafından tutuklandı ve mahkemeye çıkarıldı. Cinayeti işlediğini kabul etti ve pişman olmadığını söyledi. Murat'ın kendisine yaptıklarını anlattı ve onun ölümünü hak ettiğini iddia etti.

Mahkeme, Elif'i cinayetten suçlu buldu ve ona ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Elif, cezasını çekmek üzere hapishaneye gönderildi.

Elif, hapishanede yalnız ve mutsuzdu. Ta ki Murat'ın hayaleti gelene kadar.

Murat'ın hayaleti, Elif'i her gece ziyaret ediyordu. Ona işkence ediyor, onu suçluyor, onu korkutuyordu. Elif, Murat'ın hayaletinden kurtulamıyordu. Onun sesini duyuyor, onun yüzünü görüyordu.

Elif, delirmeye başladı. Murat'ın hayaletinden özür diledi ve onu affetmesini istedi. Ama Murat'ın hayaleti onu affetmedi.

Böylece Elif ve Murat arasında yeni bir ilişki başladı. Ama bu ilişki, ölüm üzerine kuruluydu.