vasklein is blue.

541 100 47
                                    

VASKLEIN
oprah seni çağırıyor.

önemliymiş.

delivered.

acil gelmeni söyledi.

ne oluyor bilmiyorum odasına almıyor beni.
jeongguk'u çağır deyip duruyor.

delivered.

sana ihtiyacı olan kimseleri anında yüz üstü bırakmakta ne kadar iyi olduğunu biliyorsun değil mi?

delivered.

iki elin kanda da olsa gelmezmişsin.

delivered.

seen 2 days later.

JERNUISE
bir dahaki seferde ara.

VASKLEIN
mesajlarıma bakmamak yeni bir kural sanıyorum ki.

JERNUISE
bildirimler kapalı.

VASKLEIN
hiçbir zaman kapatmazdın.

JERNUISE
gerek görmüyorum.

VASKLEIN
yaşlı adamımızı sinirlendirmişiz.

JERNUISE
bir şey olduğu yok.
acil durumlar dışında konuşmanın bir anlamı olmadığını görebiliyorum artık.
mavi körüymüşüm, artık o renk her yerde.

VASKLEIN
nasıl bir tonda?

JERNUISE
soğuk ve koyu.
senin renk kartlarında mevcut değil.

VASKLEIN
mavi bir tek sana uğramıyor.
yıllardır onun buhranındayım.

JERNUISE
doğru.
doğuştan.
ona sahipsin.
gözlerinde taşıdığın için net göremiyorsun yoğunluğunu.

VASKLEIN
başka maviler mi açtırdı göğsünü?
uzaklaşın bundan kaynakça sanırım.

JERNUISE
gerçekten.

VASKLEIN
ne gerçekten?
mavi çok benim olduğum yerde.
cam gibiler, baygın bakışlar.
saçlar ve daha fazlası.
istemediğin kadar bulabilirsin maviyi.

JERNUISE
hiçbirinde o soğuk çekiciliğin olmadığını bilmiyor musun?
kendime dedim ama hayır.
mavi körü olan sensin vasklein.

VASKLEIN
kendine körsün vasklein, kendini görmüyorsun vasklein, cazibenin bilincinde değilsin vasklein.
bla bla bla.
sıkıldım, değiş.

JERNUISE
mavinin yalnızca kendinde olmadığını düşünmeyi becerebilirsen ne açıdan kör olduğunu anlayabilirsin.

VASKLEIN
biliyorum.
dedim sana.
benim çevremde çokça var.
cecilia'yı duydun mu hiç?
bazen mavi eyelinerı ve ombre mavi rujlarıyla geliyor.
resmiyeti batırıyor ama umurunda değil.
electra'yı bilirsin.
isminin okunuşunun hakkını veriyor.
elektrik mavisi saçları var.
yani?
kendime ait bir şey olmadığını düşünmeyi iyi becermiş miyim?

JERNUISE
mavinin sandığın gibi iki anlamı yok.
becerememişsin.
sıkıldım, sohbet kutucuğunu değiş.

VASKLEIN
seninle konuşurken başkasıyla konuşmuyorum.
seninle konuştuktan sonra başkasıyla hemen konuşmuyorum.
o yüzden ne demek istediğini açıkla.

JERNUISE
mecburi değil.

VASKLEIN
ben bir levhayım.
mavi bir levhayım.
ve sola mecburi yönü simgeliyorum.
kurallara uy jernuise.

JERNUISE
şu işe bak.
arkadaşlarınla asfaltı yakarken tüm kuralları sikmişim.
ne levha ne işaret.
onların övgü dolu, cilveli davranışlarıyla hiçbir şey göremiyorum.
virajlar sadece sağa.

VASKLEIN
onları uyarmam için bana demediğini bırakmadın.

JERNUISE
çünkü senin için alevlenen motorları umursamadın.
yolcu koltuğunu doldurmadın.
biraz gençlerle takılmanın ve bu motoru onlar için alevlendirmenin kimseye zararı yoktur.
öyle değil mi?

seen.

ben de böyle düşünmüştüm.

VASKLEIN
o motoru patlatırım jeongguk.

JERNUISE
sebep?

VASKLEIN
başkası için alevlenmesi eminim ki onu çok üzmüştür.
öyle ki intiharın eşiğine getirmiştir.
o bunu yapmadan benim yapmam isabet olur.

JERNUISE
isabet olan ne biliyor musun?
karışmaman.

VASKLEIN
öfkelisin.
fakat bu öfkeyi bu denli yaşama bende.

JERNUISE
seninle alakalı olan hisleri sende yaşarım.
senin için düşündüklerimi sana söylerim.

VASKLEIN
bu dürüstlüğün beni delirtiyor.

JERNUISE
zamanında mürekkeplerim de dokuya yayılmak için deliriyordu.

VASKLEIN
siktir git.

JERNUISE
böyle konuşmaman konusunda anlaşmıştık sanırım.
sizin gibi saygın bir şefe hiç yakışmıyor.

VASKLEIN
anason dolu bir tabak.
bu eve geldiğinde ağzına tıkayacağım.
her yüz buruşturan cümlene karşılık iki kaşık.

JERNUISE
arzularla dolu bir kağıt.
bu eve geldiğinde zihnine işleyeceğim.
her inkar edişine karşılık iki doz, iki satır.

VASKLEIN
bildirimlerini sikmeden onları aç.

JERNUISE
beş yıldızlı michelin.
dörde düştünüz.
konuklarınızın ağzını şölene çevirirken kendi ağzınızı es geçmişsiniz.

VASKLEIN
seni öptüğümde çoktan dörde düşmüştü.

seen.

_______________

𓆞𓅒

nocturne.91Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin