O sabah tekrardan üniversite için uyanmıştım lavaboda giderken kendi kendime söyleniyordum "Ne olurdu ki bu kadar erkene ders koymasalardı" ardından tuvaletimi yapıp ellerimi de yıkayıp tuvaletimin kapısını yavaşça örttüm. "Selen kahvaltıya ne hazırladın?" Diye aşağıya bağırdım. "Kahve ve de patates kızartması" dediğinde gözlerim parlamıştı çünkü ben kahveye bayılırdım sabahları. Hızlıca yanına inip yanağına öpücük kondurdum. "Sen var ya birtanecik bebeğimsin, sen var ya en iyi arkadaşımsın" dediğimde gülmüştü. Hızlıca masaya oturup kahvemi içtikten sonra Selen'e bakıp "Ben çıkıyorum, dersten çıkınca istediğin yere gidip konuşuruz" demiştim. Onun da kafa sallamasıyla evden çıkmıştım. Okul nereden baksan yürüyerek eve 30 dakikaydı sıkıntıyla off çekip yoluma koyuldum. Normalde otobüsle giderdim ama bugün otobüs için geç kalmıştım cebimden telefonumu çıkarıp arkadaşıma mesaj attım. "Furki 20 dakika gecikebilirim beni idare et" mesajını yolladıktan sonra Allah'ıma dua ederek çantamda kulaklığımı aradım. En sonunda bulduğumda hafifçe gülümseyip onları kulağıma geçirdim.
Böyle ürkütücü müzikler hoşuma gidiyordu. 15 dakikada okula vardığımda yerleri öpen amcaya dönmüştüm. Hemen anfime yol alıp dersime girmiştim. Abuk Osman bana aşık atıyordu. En sonunda dersler bittiğinde eve dönmek için hazırlanıyordum. Aklıma Selen geldi mesaj kısmına girip "Selen dersim bitti 5 dakikaya sizin anfinin oradayım" yazıp gönderdim. Selen de "Su ben bugün okula gelmedim bizim proje ödevi için evdeyim" yazmıştı. O halde bende eve gidebilirdim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Hayır yani anlamıyorum bu Gıda bölümünde tatlıda ne bu kadar zordu ki? Ben bunları düşünürken bizim evimizi uzaktan gördüğümü fark ettim. Yavaşça söyleniyordum poop goes the real song. Ayağıma bir şey takılması ile yavaş ama sakince yere baktım. Bu oyuncak kutulara benziyordu ama eski ve de yıpranmış bir görüntüsü vardı...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bu şey bilemediğim bir şekilde beni onu almam için kendisine çekmişti. Kılaklığımın tekini çıkarıp "Sevgili arkadaşım peki sen tatlı sever misin? Selen evde tatlı hazırlıyor" yaptığım enayiliğin farkına varıp yolun kalanında elimde kutumla başımı eğip eve girmiştim. "Selen ben geldim" mutfaktan ses yükselmişti "Hoşgeldin Su hadi sen otur ben sana tatlı koyayım" "Tamam Selom" diyip kutuyu yukarıda ki odama bırakıp lavaboya girmiştim. Tatlılardan en tatlısını yedikten sonra "Bu olsun Selom en iyisi bu" demiştim. Oda gülümseyip "Yorgunsan odana çıkabilirsin" demişti, ben ise ona gülümsemiştim. Odama girdiğim gibi kutuyu açmayı unuttuğumu fark ettim. Ardından kutuyu açtım ama bu benim dinlediğim bir müzikle aynıydı istemsiz olarak ona bende eşlik ettim. Ardından müzik durdu ve de odayı gri -siyaha dönük- bir sis kapladı, ardından kulaklarımda o tanıdık ses yankılandı "Merhaba küçüğüm" şaşkınlıkla ona bakıyordum. "JACK?" Hafifçe kıkırdadı "Evet küçüğüm ama unuttuğun bir şey var Laughing Jack" demesiyle ona sarıldım "Annemler seni atınca seni her yerde aradım Jack, neredeydin bu kadar zaman?" Yüzünde şaşırmış bir ifade vardı ardından kendini toplayarak devam etti "Yani sen benim atılmamı onaylamadın?" "Evet, Jack seni çok özledim, bir daha asla seni bulamam sanıyordum" dedim hafifçe göz yaşlarımın arasından. O ise bana bakıp "Gerçekten yaşlısın" dediğinde bozulmuştum ama sesimi çıkarmadım. En sonunda onada tak edince yanağımı hafifçe öpüp çilekli şeker vermişti. Onun verdiği şekeri hemen yemiş ve de ona bir soru sormuştum "Jack eski günlerdeki gibi beraber yatabilir miyiz?" (Jack'in cinsel organları yok arkadaşlar) "İstersen sana özel şarkını bile söylerim" dediğinde kıkırdayıp kafamı sallamıştım ve de yatağın diğer tarafına geçip ona sarılmıştım. Uyku beni yavaş yavaş ele geçirirken onun dediği son şeyi hatırlıyorum "İyi uykular prensesim" dediğinde artık uykuya dalmıştım...
