Geç yazdığım için özür dilerim mesguldumde neyse devam edem bakam.
Merdivenden inerkenki her bir adımım kalbimin daha hızlı atmasını sağlıyordu. İstemiyordum. Kendi hayatımı yaşayıp mutlu olmak istiyordum. Ama kimse izin vermiyordu.
Salona vardım. Karşımda Lee Minho yani evleneceğim kişi vardı. Ağlamaktan ve kızgınlıktan yüzü kizarmisti salonda sadece benim yürüme seslerim duyuluyor, herkes bana bakıyordu.
Koltuğa oturdum. İlk herkes sessiz bir şekilde oturuyordu. Ortamda çok gergin bir hava vardı. Annem konuşmaya başladı.
'Oglunuzda yakışıklıymış.'
Kadın gülümseyerek
'Hehe teşekkürler. Sizinkiyle pek yakışirlar.'
Ikiside gülümseyerek birbirlerine baktılar.
'E o zaman gençleri hehe pardon çiftleri kendi evlerine gönderelim.'
Kadın tamam anlamında kafasını salladı. Lee Minho'nun iri kolundan tutarak kaldırmaya çalıştı. Kalkmiyordu. Oda istemiyordu. Kadın çocuğuna kizgin bir yüzle bakarak onun kolunu sertçe çekti ve kaldırdı. Hızlı adımlarla evin dış kapısının önündeki arabaya bindiler. Annemde arkamdan beni iterek arabaya bindirdi.
Yan yana oturuyorduk. Hiç birbirimize bakmadık ve hiç temasta bulunmadık. Sadece kafasını eymis ayakkabılarına bakıyordu. Acaba agliyomu diye ona bakmaya çalıştım. Aglamiyordu ama yüzünde korkunç bir ifade vardı. Kızgın olduğu çok belliydi. Kızgın ve üzgün. Kafamı pencereye doğru çevirdim. Annemler bize dışarıdan el salliyordu. Sadece onlara baktım o sırada araba çalıştı. Araba uzaklaştıkça annemler küçülüyordu. Onlara bakmayı bırakarak gök yüzüne baktım. Yıldızlar çok güzel gözüküyordu. Parliyorlar ve asla sonmuyorlardi. Keşke bende onlar gibi olabilseydim diye dusundum. Çünkü asla içlerindeki neşe duygusu kaybolmuyordu. Ben böyle şeyler düşünürken eve varmistik.Bu baya kısa oldu. Yarın ve ya bugün bölüm atacağım merak etmeyin
Optum😽
Ve sanırım yazma yeteneğimi kaybettim yazamıyor gibi hissediyorum. Sizce doğruyu soyleyinki duzeltebileyim