1 hafta sonra
Yoongi arabadan inince elini uzatarak Hoseok'un da inmesine yardım etti. Hoseok geldikleri yere kısaca göz gezdirdi. Her tarafta mandalina ağaçları vardı. Kuşlar neşeyle cıvıldıyorlardı. Bu neşeli atmosfere rağmen hoseok pek neşeli değildi. Rüzgârın da etkisiyle etrafa yayılan mandalina kokuları onu rahatsız ediyordu. Hoseok Yoongi'nin onu neden buraya getirdiğini anlayamadı. Yoongi onun mandalinaları sevmediğini biliyordu. Hoseok içinden acaba unuttu mu? diye geçirdi.
Ama yine de Yoongi ile beraber olduğu için hoşnutsuz gözükmek istemedi. Olamazdı da zaten. Nerede olursa olsun Yoongi yanında olduğu sürece orası cennetti hoseok için. Bu yüzden gülümseyip onun için elini uzatan Yoongi'nin elimi tuttu. Beraber ağaçlıkların içine doğru yürüdüler "Beni neden buraya getirdin Yoongi?" diye sordu hoseok yüzüne gelen daldan kaçarken.
Yoongi ise sadece "anlatacağım." demekle yetindi. Yoongi bir ağacın önünde durdu. İki eliyle de hoseokun ellerini tuttu. Hoseok'un güzel gözlerine bakıyordu. Sanki o gözler onu içine çekiyor ve hapsediyordu. Ama sonsuza kadar hapsolmaya razıydı. Yeter ki minik omegası sonsuza kadar ona bu şekilde aşkla baksın.
Yoongi tabii ki de hoseok'un mandalinaları sevmediğini biliyordu. Söylediği andan itibaren asla unutmamıştı zaten. "Seninle ilk tanıştığımızdan itibaren kendinden ne kadar nefret ettiğini biliyordum." diye lafa başladı.
Hoseok Yoongi'nin bu konuyu açmasından hoşlanmamıştı. Hala kendini
çok sevmiyordu ama bunu aşmaya çalışıyordu ve şimdi Yoongi bu konuyu açınca eskiden yaptığı o tüm saçmalıklar aklında gelmişti. Sırf güzel olmak için yaptığı o saçmalıklar.Yoongi hoseok'un gözlerini ondan kaçırdığını fark etti. Söylediği şeyler hoseok'un hoşuna gitmemişti ama söyleyecekti. Çünkü Yoongi ona yardım etmek istiyordu.
"Hoseok sen feromonunun kokusundan bile nefret ediyorsun. Bunu ilk söylediğinde büyük bir şaşkınlığa uğramıştım. Çünkü kendi feromonlarını sevmeyen birini ilk defa görüyordum.
Yoongi hoseok'u kendine biraz daha yaklaştırdı ve tekrar gözlerinin içine bakmasını sağladı. Hoseok titrek sesiyle
"Evet biliyorum hala de sevmiyorum." dedi "hatta mandalinaları sevmediğim halde sırf daha zayıf olmak için sadece mandalina yediğim zamanları da hatırlıyorum." dedi.Hoseok'un her sözü Yoongi'nin kalbini tek tek parçalamıştı. Nasıl olur da onun bakmaya dahi kıyamadığı kişiye böyle hor ve acımasızca davranabilmişlerdi.
Hoseok ile tanışmakta bu kadar geç kaldığı için kendine çok kızıyordu.Yoongi zor da olsa konuşmasına devam etti. "Seni seviyorum Hoseok ve senin kendini sevmeni de sağlayacağım. Ama bunu beraber yapacağız. Senin yaralarını teker teker saracağım"
Hoseok'un ağzı kulaklarına kadar vardı
"Bu bi çıkma teklifi mi?" diye sordu hafif cilveli bir tonda. Yoongi ise aynı şekilde karşılık vererek "Galiba öyle." dedi.Hosoeo bunu duyunca hemen deltanın kollarına atladı ve kafasını omzuna gömdü. "Seni seviyorum Yoongi." diyerek ağlamaya başladı ama bu sevinç gözyaşlarıydı. Yoongi hoseok'un çenesinden tuttu ve kendine doğru yaklaştırdı. Sevgilisinin dudaklarına yapıştı ve uzun bir süre bırakmadı. Sanki yıllardır onu görmemiş gibiydi.
Mandalina feromonlarını iyice içine çekti. Ve içinden asla omegasını üzmeyeceğine dair yemin etti.
Off final ağlamak istiyorum 😭🤧
Keşke sonsuza kadar yazabilseydim ama hikayenin de bir yerde bitmesi gerekiyordu.her son bir başlangıçtır ben de yeni bir fic yazmaya başladım hem de vampirli falan fkdkgkdk
Fici nasıl buldunuz ve fic hakkındaki yorumlarınızı buraya yazabilirsiniz.
Eğer eleştirileriniz varsa lütfen yazınHepinizi çok seviyorum ❤️❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Perfect Omega [Sope]
FanficHoseok kendinden nefret eden bir omegaydı Yoongi ise onun mandalina feromonlarına aşık bir delta