yirminci bölüm

1.6K 166 63
                                    



selam ben geldim geldiğim gibi size bölüm getirdim, unutmuş olabilirsiniz kitabı haklısınız da...

günler önce aranızdan bir arkadaşımız saçlarını kesmişti ve bundan daha sonra pişman olmuştu, onun mutsuzluğuyla benden bölüm istedi ve ben hemen bölüm atacağıma dair söz vermiştim ama sözümü tutamadım 😔 üzgünüm bunun için

bölüm diğer bölümlere göre oldukça kısa çünkü bölümde yazacaklarım belli olsa da bir türlü oturup yazamadım ve yarım yazılmış bölüm de boş boş taslaklarda bekledi. ben de yazdıklarımı atmak istedim. kısa ama full taekook var

keyifli okumalar(düzenlemedim gece düzenleyeceğim<3)

♠︎

"Yalan söylüyor, yemin ederim yalan söylüyor!"

Karşımdaki çocuk planının ortaya çıkmasının can havliyle bağırdığında Jungkook ona yaklaşarak tek eliyle okul gömleğini sertçe tuttu ve hızla kendine çekti. Çocuk telaşla Jungkook'un ellerine sarıldı ve tekrar devam etti. "Jungkook yalan söylüyor, yalnızca onu reddettiğim için benden intikam almaya çal-"

"Kes siktiğimin sesini!" diye konuştu Jungkook dişleri arasından. Yakasındaki elini daha da sertleştirdi ve aynı ses tonuyla konuşmaya devam etti. "Her şeyi nasıl mahvettiysen şimdi toparlayacaksın."

"Ben hiçbir şey-"

"Kes sesini dedim!"

Sessizce yerimde dikilerek hareket bile etmeden onları izliyordum. Ne tepki vereceğimi bilmiyordum. Bildiklerim ve emin olduklarım yanlış çıkmıştı, bu konuda Lisa suçsuzdu ve ben ondan ağır bir intikam almıştım. Hayır, gram pişman değildim. Tek pişmanlığım Lisa'nın yapmadığı bir şey için Jennie'yi kurban etmemdi. Ben arkadaşımın canını bir yanlış anlaşılma uğruna yakmıştım.

Gözlerimin önüne o hırstan gözümün döndüğü gün geldi. Hiçbir şeyi umursamadığım tek derdimin can yakmak olduğu o gün ateşim, Jennie'nin yaşlarını gördüğünde dinmişti. Onun gözyaşları benim ateşimi söndürmüş geriye büyük bir vicdan azabı bırakmıştı. Onu üzmüştüm hem de yok yere. Bu yumruklarımı sıkıp ona doğru yürümeme yetmişti bile.

Jungkook'u ikna etmeye çalışırken yanına vardığım gibi kafası bana doğru dönmüştü. Bu benim işime daha da yaramış yumruğumun yüzüne rahatça buluşmasına olanak sağlamıştı. Sağ yumruğum sol yanağına indiği anda yerinde sendeledi ve refleksle Jungkook'a tutundu fakat Jungkook onu ittirerek arkasındaki duvara çarpmasına neden oldu. O doğrulamadan tekrar ilerledim ve yine bir yumruk geçirdim suratına. Bu yumruğumla kafası, sesi hepimizin duyabileceği kadar şiddetli bir şekilde duvara çarpmış ve acıyla gözlerini kapatmıştı. ''Taehyung-''

''Kes lan sesini orospu çocuğu!'' diyerek karnına bir tekme geçirdiğimde acıyla inleyerek yere yığıldı. Tüm sinirimi ondan çıkarmayı hedefliyordum fakat Jungkook ona ilerleyen bedenimi kolumdan tutarak engel oldu. ''Taehyung tamam, şimdi zamanı-''

''Sen de kes sesini!'' diye tısladım ona doğru dönerek. Ellerim sinirden titriyordu. Bu siktiğimin okulunda herkes, her şey bana karşıydı. Hiç kimseye bir zararım olmamıştı, hiç kimseye zarar vermemiştim, hiç kimseyi muhattap bile almamıştım ama herkes bana öfke dolmuştu. Bir an önce buradan siktirip gitmek istiyordum artık.

Jungkook sessiz kaldığında tekrar yerdeki bedene dönerek bir tekme daha attım. "Ne yaptım lan sana orospu çocuğu?! Ne zararım oldu?!" diye yeri göğü inlete inlete bağırdım. Yere eğilerek tekrar bir yumruk geçirdiğimde gözleri kapanmış fakat çok geçmeden açılarak yarım yamalak konuşmaya çalışmıştı. "Yalan söylüy-"

school of bulliesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin