XV. Bölüm

86 6 8
                                    

"Corey Swen"
Kendisi kadınları bir eşyaymış gibi pazarlayan, onları bi kazanç malzemesi yapmış, kadının önemini elinden almış pisliğin teki. Öldürdüğü kadın sayısı 1000den fazla şerefsizin. Bu adamın kadınlara olan nefreti ailesinden ve eşinden kaynaklıymış. Küçüklüğünde çok dayak yemiş annesinden, hem kardeşleri yüzünden hemde sebepsizce. Ne yapsa ailesinden ve özellikle annesine  yetmezmiş. Sonra kendini geliştirmiş onun için en büyük zayıflık dayak yemekmiş hayatının belli bi kısmında yemek zorunda kaldığı için bunu bi zayıflık olarak görürmüş. Yeterince güce sahip olduktan sonra bi mafya babasının yanında işe girmiş. Herkes gibi oda aşık oldu. O saf sevgi ne bilmeyen biriymiş. Saf sevgiyi ne ailesi verdi ne de o almış. Sevdiği kadın anlayışlıymış. Kısa sürede evlenmişler.  Corey eve geç geldiği zamanlar karısıyla çok az zaman geçirebiliyormuş. Karısı bunu hiç sorun etmiyormuş. Bu ona göre anlayışlılıktı. Fakat birinin söylemi üzerinde içine süphe düştü. Karısının onu aldatıyor olabilme ihtimali varmış. Bi gün normalde geldiği saatten 4 5 saat önce gelmiş ve kapıyı tanımadığı bir adam açmış. Evet karısı onu aldatmış. O gün hem karısını hemde karısının sevgilisini orada vurmuş. Karısının bunu yapması onu derinden etkilemişti ve sonunda kadın düşmanı olan, kadın pazarlayan bir pislik oldu.

Fark ettimde böyle kötü adamların böyle olmalarının sebepleri hep aileleri. Ailenin vermediği sevgi. Duygular insana neler yaptırıyor. Bugün o adamın şirketine gidecektik. İçimde garip bi his var kötğ değil fakat iyi de değil yani güzel hissetiriyor ama sonra garip oluyor bilmiyorum.

Duşumu aldım kahvaltıyı yaptık ve kapının çalmasıyla çıktık. Georg dikkatimş çekti. Canı sıkkın gibi duruyordu.

Ruby: Georg bi sorun mu var canın sıkkın gibi?

Georg: Önemsiz bi mesele.

Bill: Senin canını sıkıyorsa önemi sorun değil dökül bakalım.

Georg: Ya Miles mesajlarıma cevap vermiyor. En son amcasına yardıma gidecekti.

Ruby: Amcasına yardım etmesş güzel birşey belkide çok mesgüllerdir.

Georg: Amcası iyi işler yapan biri değil.

Tom: Geo şu konuyu daha da açar mısın?

Georg: Amcası James Fehn gibi yakın arkadaşı büyğk bi mafya ve oda onun arkacısı.

Gustav: Holly shit.

Ruby: Ama neticede amcası ona birşey yapmaz.

Georg : Evet amcasıyla büyük bi bağ var aralarında.

Ruby: Bak işte. Sorun yoktur takma kafana.

Yolda Bill kafasını omzuma dayamış uyuyordu. Hemen fotoğrafını çektim. O çok mükemmel. Geldiğimizde Bill'i öperek uyandırdım ayılması için yüzüne Tom azcık su vuracağını söyledi. Toma gğven olmadığını tekrar anladık. Neyse kapıda bizi bi sekreter karşıladı. Bizi toplantı odasına götürdü.

O adam karşımda oturuyordu. O lanet olası suratıyla oturuyordu yüzsüz pislik. Ona olan öfkem çok fazlaydı. 1000'den fazla kadın ne ya. Seni lanet olası şerefsiz.

Sekreter: Efendim tanıtayım, bu Mick Taylor, bunlar kaulitzler Bill Kaulitz ve Tom Kaulitz, bu Ruby Thomson, bu Madison Nestor, bunlar Gustav Schafer ve Georg Listing.

Corey Swen: Bu çocuklar soylarını devam ettiriyor demek. Bayanların böyle birşey yapması çok ilginç.

AAAAAAAAAA iç savaş veriyorum resmen, bu nasıl bir konuşma tarzı ,kafayı yiyeceğim biri şu adama vursun. İstemeden öfkemi dışa vurmuştum ki Bill fark etti.

Bill: Hayatım sakin ol. Kullandığı uslup tarzı ve konuşma stili gerçekten iğrenç sadece sabret güzelim.
dedi bana fısıldayarak.

Bi nebze içimdeki öfke dindi taki o söylediği cümleye kadar.

Mick bu kızları bana kaça satarsın şu siyahlı çok sinirli duruyor fakat iyi şu kızıl iyi para eder ne dersin Mick.

Bu piçin söylediği laflar bardağı taşıran son damla oldu. Sakinliğimi koruyarak ve kullanacağım kelimeleri ard ardına kullanmak için hazılandım.

Ruby: Öncelikle kadınları kendinle kıyaslama. Çünkü kadınlar emek verirler senin gibi insan ticareti yapmazlar. Ayrıca kadınlardan o kadar korkuyorsun ki yaşadıkların yüzünden. O kadının seni aldatma sebebi işte buydu sen kendine ters geleni ortadan kaldırmaya çalışan bi budalasın. Acınası haldesin çünkü binlerce sebepsiz can almış bir piçsin biliyor musun. Kadınların gücünden korkuyorsun seni tekrardan üzecekler senin canını tekrardan acıtmalarından korkuyorsun. Biliyor musun Swen sen ödleğin tekisin.

bunları duraksamadan nasıl söyledim bilmiyorum ama içimdeki öfeyi sözcüklere bu kafar dökebildim.

Corey Swen: Seni küçük fahişe benim hakkımda böyle konuşmaya nasıl yeltenirsin. Seni öldürmem saniyelerimi almaz. Ben bu kadar yüce ve güçlüyken sen kimsin.

Bill: Bu egonu nerden bulduğunu bilmiyorum ama sen gerçekten acınası haldesin. İnsanları seçim hakkı olmadıkları ve gurur duydukları şeyle aşağılamaya çalışıyorsun. Kadınlara olan kinin, nefretin ve korkun onların seni bi anda ortadan kaldırabilecek olmaları. Kendini ne sanıyorsun sen erkek mi hayır karşı cinsi aşağılamak adamlık erkeklik değildir. Kolların kasla dolu olsa ne kafandakiler boş olduğu müddetçe.

Corey Bill'in üstüne gitmeye çalışırken Mick amcam onunh kesti.

Mick amca: Hareketlerine dikkat et Swen.

Mick amcam bunh dedikten sonra Corey yerine oturdu. Coreyin yanında oturan eleman konuşmaya başladı.

X: Öncelikle hoşgeldiniz Sayın Taylor, Sayın Kaulitzler, Sayın Thomson ,Sayın Schafer, Sayın Listing. Ben Evan Dles tanıştığıma memnun oldum. Burda bulunmamızın en önemli nedeni Willam ve Larry'nin ölümü. Kasa kasa silahları ve kocaman binaları hangisiyle başlayacaksınız.

Mick amca: Larry'nin binalarının tümünğ Fehn aldı. Willam'ın binaları kalsın. Larry'nin silahlarını alırım ben.

Corey Swen: Ben binaların tümünü istiyorum Fehn'den alın binaları ne kadar istiyorsa verin. Silahlar sende kalsın Taylor.

Anlaşmalar yapıldı. Toplantı odasından çıktık. Georg'un beti benzi atmıştı.

Gustav: hey Geo iyi misin adamım bem beyaz oldun?

Georg ses vermiyor.

Tom ellerini Georg'un gözünün önünden el sallayarak.

Tom: Georg adamım kendine gel.

Georg: A şey a dalmışım.

Gustav: Sen iyi değilsin. Ne oldj bi anda. Herşeyi anlat bize.

Georg'un elleri ayakları titremeye başladı. Anksiyete krizi gibiydi. Hemen Georg'u koltuk bulup yatırdık. Bill'in böyle şeylerde bilgisi olduğu için onu kontrol etti.

Bill: Açlıktan olabilir fakat betinin benzinin atmasının el ayak titremeleriyle alakası yok. orda yeni ne öğrendi ki.

Madison: Buldum! Orda yeni oğrendiğimiz tek şey Swen'in yanındaki adamın ismi. Evan Dles.

"Evan Dles"

Selamm bugün barbie filmine gittim sabah yazmadım bu yüzden neyse şuan saat sabah 4.47 yeni bitirdim yazmayı burayı saymazsak tomlam 893 kelime falsn yazdım neysa görüşmek üzere bide votelemeyi unutmayın lğtfennnnn🌹🤍

Gerçekler / Tokio Hotel / Bill KaulitzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin