KALDIK BÖYLE -YAKMA TENÝMÝ
Bugün okulların açılacağı o meşhur gündü. Kim ne kadar değişmiş, kim kimle ayrılmış, okula kimler gelmiş, bunlar ciddi meselelerdi ilk gün için. Eğer bana sorarsanız, ilk gün kitapları nasıl eve götüreceğim dışında bir şey düşünemiyorum ben.
Bu arada kendimi tanıtmayı unuttum ben GÜLCE ERDEM. Babasının prensesi, annesinin belası, bir o kadar tatlı bir kızımdır. Kendimi tanıttığıma göre ben yavaştan yatağımdan kalksam iyi ol-
-Gülceeeeee
-EFENDİM ANNE
-GÜLCEE
- OFF ANNE OFFF CEVAP VERSENE
Yataktan kalktığım gibi annemin yanına uçmuş olabilirim. Her ne kadar bir şey demeyeceğini bilsem de anneler işte.
-Anne bana neden seslendin?
-Uyandın mı diye
-OFF ANNE OFF
-Anneye oflanmaz Gülüm. Hadi bir ekmek al gel. İlk günden geç kalma okuluna.
-Anne siz niye tek çocukla yetinmek istediniz anlamıyorum, diyerek koştum. Ardımdan bana terliğin eşlik ettiğine emindim.
Üzerime hırka alıp bakkala yürürken, mahallenin yerel ayaklı gazetecisi de karşımdan gelmekteydi.
-Kız Gülce nereye böyle pasaklı pasaklı sabahın köründe?
-Ekmek almaya Sebahat teyze .(şeytan diyor ki tut saçından neysem)
-Bu saatte mi?
-Ekmeğin saati olduğunu senden duydum valla Sebahat teyze.
-Neyse annene selam söyle.
-Tamam, Sebahat teyze hadi eyvallah.
Yemin ederim kaçacağım buralardan bıktım bu yaşlı dedikoducu teyze sendromlarından. Söylene söylene bakkala girdiğimde Ahmet amcanın yanında tüm endamı ile oturmaktaydı o.
Beni görmezdi o, beni duymazdı o ,beni bilmezdi o ,benim imkansızımdı o .
-Bir ekmek aldım Ahmet amca, parayı tezgâha koydum kolay gelsin, deyip çıkmıştım.
Yine ağlayacak gibi oldum. Yapma gülce yapma. Sakin ol, nefes al, her şey yolunda. Evet şuan gülüyorum ben. Mahallenin ortasında ağlayacak değilim ya henüz. Eve girdiğimde annem çoktan masayı kurmuş, çay dolduruyordu .
-Anne ben okula geç kalıyorum size afiyet olsun diyerek üzerimi değiştirmek için çıktım odama. İşte şimdi ağlayabilirim sanırım.
Ben on yaşındayken taşınmıştık bu mahalleye, bizden on gün sonra da onlar taşınmıştı mahalleye .On iki yaşındaydı taşındıklarında. Taşınırken yanlarına gitmiştim :
-Yardım edecek bir şey var komşu teyze?
-sen nasıl yardım etmeyi düşünüyorsun yer cücesi?
-pis kalpli hödük deyip kaçmıştım.
Ama o gün gelip benden özür dilemişti. O gün tüm mahalleye bu yağız delikanlı benim diye tanıştırmıştım. Ayrılmaz ikili olmuştuk onunla. Onunla ağlayıp onunla gülmüştük bazen de küsmüştük. Aynı gün doğmuştuk bir de ,işte bunu öğrendiğimde bu çocuk benim kaderim demiştim.
14 Kasım 2007
Sabah erkenden uyanmıştım. Bugün Yağızla benim doğum günümdü.Tatlı bir heyecan vardı bende .
-Gül dışarıya çıksana
-Geliyorum yağız koşa koşa inmiştim merdivenleri. Aşağı indiğimde Yağız elinde bir gülle beni bekliyordu. Gülü bana uzattığında eline dikenlerinin battığını görmüştüm.
-YAAğızz el-
-o Sebahat denen ayaklı gazetenin bahçesinden çaldım al lütfen bir şey deme. Beni anneme şikâyet etmeden eve gitmem gerek GÜL
Ben tam gülü almış teşekkür edecekken Yağızların evinin önünden. Yağız ne olduğunu anlamış gibi koşarak çıkmıştı bahçeden bende peşinden gitmiştim. Bahçede asker amcalar ,ablalar vardı . Şermin teyze ye bir şeyler söylemeye çalışıyorlardı. Ben Şermin teyzeye bakarken önüme Yağız geçmişti:
-Git buradan şimdi
-Niye gideceğim ki?
-Git Gülce buradan, arkana bakmadan git, dönersen hiç konuşmam senle, diyerek kolumdan tutup bahçe kapısının dışına çıkardı beni ve gitti. Ben dediği gibi arkamı dönmedim ama o günden sonra hiç konuşmadı benimle. Arkamı dönmediğim halde konuşmadı.
Liseyi bitirene kadar peşinden koştum, benimle konuşsun diye. Karne günü karnelerimizi almış, o önden yürürken ben arkasından yürüyordum. Bir anda durdu ve arkasını döndü. Sapık mısın kızım sen? dediğinde tuhaf hissetmiştim. Her an ağlayacak gibi. Böyle mi hissettirmiştim gerçekten ona. konuşsana ne bakıyorsun öyle alık alık dedi. Ağzım açılmıyordu dilimi yutmuştum sanki bir şey çıkmıyordu ağzımdan, gözlerimden yaşlar akmaya başladı istemsizce. mahallenin ortasında mı ağlayacaksın deyip tebessüm etti. Ben hem ağlayıp hem gamzelerinin güzelliğiyle tekrar büyülenmiştim. Beni bırak düş yakamdan çık git hayatımdan birde senin gibi şımarık kız çocuğunun başıma bela edemem .dedi. Şaşkınca baktım ona. PİS KALPLİ HÖDÜK deyip koşarak kaçtım ama neyden kaçtım bende bilmiyorum. O günden sonra hiç görmedi beni
Bu sene benim okulum son yılıydı, o çoktan asker olmaya gitmiş evlerini memleketleri Muğlaya taşımak için gelmişti. Artık onu senede bir kez de olsa göremeyecektim. Gurursuz bir kız çocuğuyum işte. Belki de ilk aşk olduğu için böyledir.
Üzerimi giyip aşağı indiğimde annem elime bir tabak tutuşturup geçerken Şermin Teyzeye vermemi söylemişti. Yaklaşık iki dakikadır kapılarının önünde bekliyordum. Sakin ol, nefes al, her şey yolunda arkamdan gelen sesle zaman durmuştu sanki. Arkama dönmeye korkmuştum. Ya benden daha da nefret ettiyse diye. Adım sesleri daha da yaklaşınca zile bastım hemen. Gül kızım hoş geldin dedi Şermin Teyze. hoşbuldum Şermin Teyze annem gönderdi bunu deyip nasıl kaçtığımı bilemeden attım kendimi bahçeden dışarı. Ben okuldan geldiğimde o çoktan gitmişti.
YOU ARE READING
SARI SÖZ
Teen FictionOnu gördüğümde hissettim kalbimi .Yıllar sonra yine aynı duygu başa sararsa peki ?