Kendini boşlukta hisseden herkese...
Onlarca parlayan yıldızın içinde kendini bulamayanlara...
Bir temmuz akşamıydı... Hava kararmış sıcak yerini tatlı bir serinliğe bırakmıştı. Cırcır böcekleri ötmeye başlamış cadde yerini araba seslerinden sonra sessizliğe bırakmıştı. Yoğun geçen günün ardından herkes kendini balkonlarına atmış yarın gene erkenden kalkmayacak gibi aileleri, evcil hayvanları ile günün yorgunluğunu atıyordu. Yemek yiyen insanlar yürüyüşe çıkmış kimisi köşedeki dondurma dükkanına gidiyor kimisi ise ilerideki parka yürüyordu.
Ben ise kendimi balkonunda rahat hisseden taraftayım. Aslına bakarsanız evin içinde her şey üstüme geliyor dışarıda ise her sıkıntıya rağmen mutlu insanları izlemek çoğu zaman beni daha da mutsuz ediyordu.
Soğuk kahvem ve telefonum ile yine balkondayım. İçimde anlam veremediğim sıkıntı var, neden bilmiyorum. Bu arada ben Gece tanıştığımıza memnun oldum.
Ailem neden bu ismi vermiş diye düşünmedim değil ama gene de ismimi seviyorum.
Sosyal medyamda gezinirken bazen ne de güzel hayatlar var be seansıma geldim. Eğer beni okumaya devam edersen bu tarz serzenişlerimi çok duyacaksın emin ol : )
Bu sosyal medya konusu aslında çok değişik. İnsanlara yaptığı şeyleri göstermek kimi zaman doğru fakat benim gibi her şeyi yaparken korkuyorsanız bu hayatlar ağlamanıza sebep oluyor. Eminim tek değilimdir toplumda benim gibi sosyal anksiyetesi olan insanlar vardır. Benimle empati kuruyorsan ve kendini yalnız hissetmiyorsan kalbine dokunabildiysem ne mutlu bana : )
Ailem bu durumu pek anlamıyor. Anlayacaklarını düşünmüyorum klişe gibi gelebilir fakat yaşamayan gerçekten anlamaz. Ama onları seviyorum çünkü tek dostum onlar. Arkadaşlarım yok ya da girdiği yerde dikkatleri üzerine çeken popüler denilen o kızlardan olmadım. Anlayacağınız yalnızım...
Tam bu düşüncelere dalmış oturuyordum ki annem içerden seslendi. Gün içinde defalarca seslendiği için bıkmış bir şekilde kalktım. Tabi bitmiş kahve bardağımı da alarak..
- Gece, kızııım !
- Geliyorum anne lütfen seslenmeyi bırakır mısın?
Kapıdan içeri girince adeta sıcak hava yüzüme çarptı. Çünkü annemi içeride ütü yaparken buldum.
- Anne bu sıcakta gerçekten bir de ütü yaparak acısız ölüm mü istiyorsun? Gerçekten pes...
- Gece hanım , kusura bakmayın ama eve bakmayınca savaş alanına dönüyor madem bu kadar sıcak yapmayım ütü falan buruş buruş giyin kıyafetleri.
- Offf tamam anne gerçekten bir şey demiyorum sana artık. Her şeye cevap verebilme özelliğin var. Keşke bana da geçseydi. Sen beni çağırdın ne diyeceksin?
- Heh tabi yaaa... Yarın psikolog randevun var baban işten çıkınca götürecek onu hatırlatayım dedim.
Bir anda modum düşse de bunu yüzüme yansıtmamaya çalıştım. Anneme kısa bir cevap vererek doğruca odama kendimi en rahat hissettiğim yere kaçtım. Kendimi doğruca yatağıma attım.
Bir önceki görüşmemizde konuştuklarımızı düşündüm. Nasıl bu noktaya geldiğimi, nelerden dolayı bu kadar hayat temposunda sönük kaldığımı düşündüm. Çevremdekilerin yolunda olan hayatlarını başarılarını düşündükçe kendime kızar oldum. Neden bir arkadaşım olmadığını nerede hata yaptığımı düşündüm. Daha sonra bu düşüncelerden sıyrılıp saate baktım. Saat gecenin üçüne geliyordu. Yine uykusuzlukla sınandığım bir gün olacaktı anlaşılan. Gözlerim yavaş yavaş kapanıyordu. Bakalım yarın beni neler bekliyordu...
DEVAM EDECEK...
İnstagram :
YOU ARE READING
Hep Gece, Bazen Yıldız
Teen Fictionyalnızlık neydi? insana neyi hissettiriyordu? bir şarkı sözü müydü ya da onlarca insanın içinde kaybolmak mıydı? içinde birikmiş onlarca söz, kafanda dönen yüzlerce düşünce miydi? ben Gece... o kadar yalnızım ki, gökyüzündeki yıldızlar bile beni ay...