Geçmiş

5 0 0
                                    

6 Mart 1997;

Bir hastane odasında elleri kucağında, düz bakışlarla duvarı izliyordu kadın. Yeni doğum yapmıştı,bugün hastanede ilk gecesiydi. Çok geçmeden odaya bir adam girdi,bu eşiydi. Kadın kimin geldiğini merak etmediğinden dolayı duvara bakmaya devam etti,adam dayanamadı ve kadının yanına gidip ellerini avuçları arasına sığdırdı. Ve hüzünlü bakışlarla konuşmaya başladı.

"Hayatım yapma ama böyle,bak dünyalar tatlısı bir kızımız oldu,neden böyle yapıyorsun?" Diye sordu karısına. Kadın omuz silkti,adam bir elini kadının yüzüne götürdü ve yanağını avucladı ve konuşmaya devam etti.

"Ama bak kızımız-" kadın adamın bile ummadığı bir anda, ummadığı birşey yaptı. Yüksek sesle bağırması ikisinide şaşkına sokmuştu.

"BENİM BİR KIZIM YOK,SEN İSTİYORSAN SENİN KIZIN OLABİLİR AMA BENİM DEGİL!" diye çıkışınca adam irkti ve hafif geri çekildi fakat elleri hala yerlerindeydi. Kadın devam etti konuşmasına. "BEN O KIZI İSTEMİYORUM,BEN SUAN ÇOCUK İSTEMİYORUM. GİTSİN,İSTEMİYORUM" kadının sesi hala alçalmamıştı,adamın yavaş yavaş gözleri dolmaya başlamıştı,dolu gözlerle baktı karısına,biricik sevdiğine sonra ise yanağında ki eli ile okşadı yanağını hafifçe ve,

"Tamam,halledeceğim" dedi. Ama kendi sesini kendi bile duyamamıştı,bunu dediği anda yanaklarına bir göz yaşı yavaşça süzülmüştü. Kadın başını salladı,

"Git onu camiiye biryere bırak,bebek sesi cekemeyecegim. Sakin getirme yanıma!" Diyen kadın yüzünden adamın yanaklarına bütün gözyaşları yavaşça hücum etti. Adam başını salladı ve yavaşça karısının yanından ayrıldı. Odanın kapısına doğru ilerledi ve kapıyı yavaşça kapatıp önünde derin bir nefes verdi.

Ağlıyordu,hayatında ilk defa bukadar çok ağlıyordu. Elleriyle yüzünü sıvazladı,ve lavaboya doğru ilerledi. Lavabodaki bir kaç adamın konuşmasını önemsemedi, yüzünü yıkamaya başladı. Nefessiz kalıyordu,dünya ona çok dar geliyordu şuan. Bir yanda karısı,bir yanda ise hep hayal ettiği kızı. Ne yapacaktı hiç bir fikri yoktu. Büyük bir arafta kalmıştı. Ellerini tezgaha yaslayıp yüzüne baktı,biraz daha iyi durumda hissedince lavabo kapısına doğru ilerledi ve çıktı. Her zaman olduğu gibi gene çok sakindi,hiç agrasif bir adam olmamıştı zaten,ama bu olay onu dahada yumuşak yapıyordu. Yavaşça kızının olduğu odaya ilerledi. Eşi bebeği yanında istememişti,biraz zaman gereklidir diye üstelememiş,bebeği başka bir odaya koymalarını rica etmişti. Odanın kapısına yaklaştı, yavaşça tıklattı ve içeriden bir kadın hemşire çıktı. Hemşire gülümsedi ve küçük kızı getirip babasının kucağına verdi ve odadan çıktı. İlk defa tutmuyordu kızını. İlk doğduğu zamanda kucağına almıştı,ama bu sefer daha bir sevgi doluydu. Bir baba gibi...

Kızının alnına ufacık bir öpücük kondurdu,kokusunu içine çekti ve yanaklarına doğru süzülen bir göz yaşına engel olamadı,fısıldadı kızına doğru.

"Babacığım,canım kızım,mis kokulum. Senden bir süre ayrılmak zorundayız,ama merak etme çok yakın zamanda eminim tekrar bir araya geleceğizdir. Bu bir ayrılık değil,sadece bir kabulleniş. Seni çok seviyorum.." eşinin bebeğini kabullenecegine inanıyordu ve sadece bu umuda sarılıyordu. Tekrar bir öpücük kondurmuştu küçük bebeğin yanağına. Yavaşça ilerledi ve küveze yerleştirdi yavrusunu. Yüzünden minik ama samimi bir gülüş oluştu bebeğinin yanağını okşarken,ondan bir parçaydı,onun kanından,ona benzeyen,elleri kolları olan küçük bir varlıktı. Tekrar teşekkür etti Allah'a,çok şükür sağlıkla kucağına alduğı için. Dikkatle inceledi yavrusunu, küçücük elleri vardı,ellerini okşadı, küçücük ayakları vardı, ayaklarını okşadı. Tekrar derin bir koku çekti içine kızından ve yavaşça oradan ayrıldı. Çok güzel baba olacağına inanıyordu hala ve ölene kadar da buna inanacak ve uygulayacaktı...

ERTESİ GÜNÜ;

Kollarında bebeğiyle,kucağında çantasıyla merdivenlerin çıkıyordu adam, çıktı çıktı çıktı. Sonunda hedefine varmıştı,dairenin kapısını çaldı iki kere. Neredeyse 1,67 boylarında bir kadın duruyordu karşısınd,aniden içeriden bir adam çıktı,1.78 civarı heybetli bir adam duruyordu karşısında. Birbirlerine okadar çok benziyorlar ki,  kadın ikisinede baktı,
"Hoşgeldin abi," dedi,bir ona bir kucağındaki bebeğe bakıyordu kadın,adam başını hoşbulduk dercesine salladı adam koyu kahve gözlerini bir kaç kere yumusturdu ve bir karşısındaki adama ve elindeki ne baktı.

"Abi?" Dedi şaşkın bir ifadeyle kapıyı açan adam.

"Müsaden varmı?" Diye sordu kucağındaki bebek huysuzlanmaya başlamıştı. Kapıdaki adam içeriyi göstererek geri çekilmişti ki bebek hemen susmustu, sıkılmıştı anlaşılan.

Adamlar içeri girdi,büyük holden geçip geniş oturma odasındaki oturma grubuna oturdular,

"Abi bu bebek kim, senin bebeğin mi?" Diye sormuştu, karşısındaki cevap verdi.

"Sorma Aslan sorma,yengen istemedi bebeği,git bir camiiye bırak dedi,zaten ondan ayrılmaya gönlüm el vermiyordu,birde camii avlusuna bırakmak istemedim şuncacık sabiiyi." Kardesi ve hanımının 2 yıldır çocukları olmuyordu,ne denedilerse yapamamışlardı,fakat içlerinde hep bir çocuk sevgisi vardı,abisi Halis'te bunu bildiği icin bebeği kardeşine götürmek istemişti,ondan uzakta olmak istemiyordu. Gözleri kardeşi ve hanımının arasında mekik dokurken herkes suskundu,kadın ayağa kalktı,kumral saçlarını geriye savurdu ve bebeği kucağına almak istedi, Halis kafasını olumlu anlamda salladı,kadın bebeği kucağına aldı ve kokladı. Yerine geçti.

"Abi ne demek o?" Dedi Aslan, hiç birsey anlamamıştı,abisi başını önüne eğdi ve,

"Ona koruyucu aile olurmusunuz?" Diye mahcup bir şekilde sordu. İksininde gözleri Halis'e döndü. Aslan bu soru karşısında şaşkındı ama cevap verdi,

"Abimden bir parça benimde bir parçamdır. Biz zor gunlerimizde beraber olduk, sırt sırta verdik ve gene böyle yapacağız. Tabikide oluruz,yeğenim için canım feda benim." Dedi Aslan,Halis kafasını aşağı yukarı salladı,kadın ile sessiz kaldı. Ama oda içten içe sevinmişti,her şeye...

"İsmini koyabilirmiyim?" Diye sormuştu Halis,bebeğinin ismini bari o koysundu. Aslan gülümsedi ve başını salladı, "Ahsen olsun" dedi gülümserken, "Adı da kendi gibi güzel olsun.." Ahsen'di adı,o camii avlusuna bırakılmak istenen bebek,Ahsen..

BAŞLANGIÇHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin