Ucube gibi

40 6 71
                                    

Iker buluşma noktasına doğru yürürken kendini biraz salak gibi hissediyordu,çünkü Puyolun onu görmesi çok muhtemeldi.Bu ihtimalı en aza indirmek için her şeyi yapmış üstüne üstlük simsiyah giyinmişti.

Yürürken biraz düşündü,Puyolda haklıydı sonuçta onu tanımadan bişeyler hissedemezdi ama şöyle bişey daha vardı sadece onu tanıdığı içinde bişeyler hissetmek istemeyebilirdi.Parka yaklaşınca düşüncelerine son verdi şu an sadece Kıvırcığına odaklanacaktı.

Buluşma noktasına geldiğinde Puyolun göremiyeceği bir yere oturdu ve biraz bekledi.10-15 dakika sonra biri konuştu."Madridli geldin mi?" cevap yerine yanındaki çalılığı biraz salladı Iker.Carles ses gelen yere arkasını dönerek oturdu ve anlaşmada olduğu gibi gözlerini bağladı.Madridlinin onu izlediğini bildiği için sadece bekledi.Birkaç saniye sonra sonunda yanına geldi.

"Tabiki konuşmayacağını biliyorum o yüzden muhtemelen deli gibi tek başıma konuşmak zorunda kalacağım." Biraz bekledikten sonra sessizliği evet olarak kabul etti."Saçlarımı elleyebilirsin,dua et bana her gün bir Madridlinin saçıma değmesine izin verdiğim için"

Iker bu söylediğine gülmek istedi ama yapmadı.Sakince elini saçına uzattı,sanki kırılacak bir eşya gibi geliyordu kıvırcığı ona.Hafif şekilde gezdirdi elini saçlarında.Her saniye daha huzurlu hissediyordu kendini Iker,bir insan bu kadar mükemmel olamaz diye geçirdi içinden.Bir insanın het şeyi mükemmel olamazdı doğaya tersti bu.O zaman karşısındaki bu adam neydi?hani kusursuz insan olmazdı?Yalanlarla büyütülmüştü demekki herkes.Kusursuz insan vardı ama sadece bir taneydi,sadece bitanesiydi kusursuz olan.Sadece ait olduğu adamdı mükemmel olan.

"Madridliler çok korkak,daha kendini gösteremiyorsun bana.Niye bu kadar aptalsınız?"
Iker yutkunamadığını hissetti,Puyol çok ciddi konuşuyordu.Ellerini yavaşça saçından ayırmaya başladı.Niye aniden böyle bişey demiştiki?"Unutma Madridli sen ne kadar aptalsan bende o kadar akıllıyım" Yavaş yavaş kötü hissetmeye başlıyordu Madridli,ellerini tamamen çekti.Buraya gelirken kendisini tanımasını hesaba katmıştı ama kurallara uyacağını düşünüyordu.

"Burda gözümü açmayacağım kurallarına uyacağım,ama kim olduğunu kendim çözsem bile sen söyleyene kadarda sana yazmayacağım.Ucube gibi saklanan birini hayatımda istemiyorum." Puyol biraz bekledi,hâlâ kendimni göstermeyince yavaşça ayağa kalktı,arkasını döndü ve göz bandını çıkarttı.

"Yanıma gelebilecek kadar beni severken,kendini göstermeyecek kadar benden korkmayı nasıl başardın?bu kadar aciz olmana acıyorum."

"Ayrıca sana bir dahaki halı sahaya kadar zaman tanıyorum yani 1 haftan var,maçtan yarım saat sonra geri gel sahaya ve unutma ben boş vaktimi bir hiç için harcamayı sevmem heleki bir Madridli için.Son fırsatını değerlendir daha fazla aptallık yapma."

Arkasına bakmadan uzaklaştı Puyol,Iker ise...Şu an bağırarak ağlayabilecek durumdaydı ama önce Carlesin peşine takıldı.Boğazındaki yumruyla evine kadar takip etti kıvırcığını,emindiki ailesiyle falan kavga etmişti yoksa böyle yapmazdı kıvırcığı.Carles apartmana girdi ama Iker odasının ışığı yanana kadar bekledi(5-10 dakika).

Yavaşça eve doğru yürümeye başlamıştı,ama gözü yol üstündeki alkol dükkanına takıldı.Ailesi şu an evde değildi yani 1-2 biradan bişey olmaz diye düşündü.Dükkana girdi açıkcası çok içen biri değildi çeşit bilmiyordu bu yüzden direkt en ağırından istediğini söyleyip 3-5 tane aldı.

Eve geçtiğinde sadece en yakın koltuğa kendisini attı sadece ağlıyordu başka bişey yapamıyordu.Haraket etmek veya başka bişey yapmak,uğruna öleceği adam yüzünden ölmek istiyordu.Bir tanesini açtı biralardan sadece kafasına dikti.Bu akşam yapacakları mantıklı olacak mıydı?hayır.Olmasını ister miydi?hayır.

Tavanı izliyordu,içiyordu,düşünüyordu.Düşünmel istemiyordu çünkü böyle devam ederse beş dakikaya dahi deli olabilirdi.Carlesin mutlu olduğunu sanıyordu,kendisini illaki gösterecekti ama şu bir aydır bu anonim olayı yüzünden kendisine hiçbir şey dememişti,ya şimdi ne olmuştu?Neden ona bunu yapıyordu?Iker bunu gerçekten hak etmiş miydi?Tek yaptığı sevmek değil miydi,sadece Carlese ilgi göstermişti şu ana kadar,kötüyse moralini düzeltmeye,iyiyse onunla mutlu olmuştu.Neredeydi yanlışı?

En sonunda dayanamayıp şişeyi yere fırlattı,sonrasını düşünmedi sadece evi darma dağan etmek istedi.Yerdeki kırıkları takmadan elinde yeni içkisiyle mutfağa ilerledi,çekmeceyi açtı ve gözüne en keskin gelen bıçağı öbür eline alıp koltuğa geri geçti.İstediği asla bileklerini kesmek gibi bişey değildi ama kafasındaki sesi biraz daha bastıracak kadar dikkatini dağıtmalıydı(içkide yavaş yavaş kendisine yardım ediyordu).Bıçağın ucunu bileğine  doğru tuttu ufak bişey yapacaktı,kanamayacak kadar ufak en azından planı buydu....Ama sanırım bıçağı biraz fazla bastırmıştı.Şu an umrunda değildi,zaten başı dönüyordu.Yinede tam sarhoş olmadan bileğini sardı.Sonrasını hesaba katmadı,içti sadece içti.Kusana kadar içti,sabahına kalkamayacak kadar içti,kalkmak istemediği için o kadar içti.Ve ağladı,gözündeki yaşlar bitip kan gelene kadar ağladı.

Sabah okula gitmediğinde Puyol zaten anlayacaktı ama önemi yoktu.Ayrıca her zamanki gibi haklıydı belkide korkaklık yapmıştı,bir ucube gibi kenara saklanmıştı.Daha fazla düşünmek istemedi zaten düşünemedide.














NASIL OLMUŞŞŞŞ

Yaptığına değdi mi?(yarı texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin