''Uyan geri zekalı uyan!'' diyerek cama vuruşu ile elinde hissettiği acının kendine çare olmadığını anladı Berfun, günlerdir uyumuyoryemek yemiyordu Kağan ile aralarında ki cam parçasının onları ayıra bilme ihtimali onu çılgına çeviriyordu. Neden ona ''Sende herkes gibisin.'' demişti ki sanki neden Kağan'ı sinirlendirmişti ki ve neden o arabaya binmesine yakın ''Ölürsen bile umrumda değilsin artık siktir git hayatımdan lanet olası pislik!'' diye arkasından onun duyabileceği gibi bağırmıştı ki? Bütün suçu kendinde hissediyordu vicdanına giren zehir tüm bedenini ağır ağır yakarak kalbine doğru zehirliyor gibi hissediyordu. Kağan ölürse yapamayacağını biliyordu her şey o salak Öykü gerizekalısının Kağan'ı tekrar kendine istemesi için yaptığı bir oyun yüzünden başlamıştı.Berfun , Kağan'a inanmak istese de Öykü; Berfun'u Kağan ile yattığına ikna etmişti.Bunun sonucunda da Kağan ve Berfun büyük bir kavga etmiş o zehirli sözcükler kızın ağzından zehirli bir ilaç gibi dökülmüş , en sonunda da Kağan kaza yapmıştı.Hastane de olmalarına rağmen hiç bir şeyin doğruluğu kanıtlanmamıştı ama Berfun sadece Kağan'ı istiyordu yanında ona sarılmak onu hissetmek kendini doğru olacağına inandırmak istiyordu.
Kübra koşarak hastaneden içeri girdiğinde bir kez daha yurt dışında olduğuna lanet etti. Kağan onun çocukluk arkadaşıydı ve Berfun onun yaşadıklarını çok iyi biliyor,anlıyordu kim bilir o ne halde diye düşündü danışmada ki kız ''Yoğun bakım ünitesi ikinci kat'' dedikten sonra koşmaya başlayarak çıktı ikinci kata Kübra ve karşısında şişmiş gözlerle belli noktayı izleyen Berfun'u gördü. ''Berfun!'' diyerek yanına geldiğinde zavallı kız çoktan Kübra'ya sarılarak hıçkırarak ağlamaya başlamıştı bile günlerdir ilk defa bu kadar şiddetli çözülmüştü evde anneaanesine belli etmemek için ağlamıyordu , anneanesi zaten kazayı öğrendiğinden beri Berfun'u daha merak eder olmuştu üzülüyordu. Berfun yaşlı anneannesini daha fazla üzmemek içinde bir şey demiyor ,yemeğini onun içine sindirmek için az da olsa yediğine inandırıyordu oscarlık bir oyun çıkarıyordu. Ağlaması durunca tekrar Kağan'a baktı ve bu sefer ellerini yumruk yaparak kendisini sıkabileceği kadar sıktı. Kübra da ağlamıştı güçlü olması gerektiğine inanarak Berfun'un sırtını sıvazladı: ''Hadi gel bir şeyler içelim de anlat olayları bana..'' dedi Kağan'a bakınca odada makinelerle yaşama tutunması onu bir kez daha duygulandırmıştı derin nefes alarak Berfun'un elini sıktı Berfun başıyla onaylayınca dönüp kafeteryaya yavaşça yürümeye başladılar..Ne kadar süre boyunca ordaydılar Berfun bilmiyordu , fark da etmiyordu Berfun için Kağan uykuda olduğu süre boyunca zaten zaman durmuştu yemek yemeyi unuttuğu günler bile olmuştu tek bildiği sigara ve kahve içmek olmuştu iş yerinden kovulmayı bile umursamıyordu zaten patronu,sevdiği adam,aşık olduğu sadece yanında özgürlüğü hissede bildiği insanın onu kovmaya mecali yoktu uyuyor ölümle savaşıyordu..Kübra bütün olanları şok olarak dinlemiş en sonunda ''O Öykü kaşarını öldürücem! Bir Kağan uyansın bir uyansın her şeyi halledeceğim!! Sen merak etme.'' diyerek elini tuttu Berfun'un o sırada Berfun'un gözünden gelen bir damla yaş ''Beni hiç bir zaman affetmeyecek ölmesini istediğimi düşünerek ölüme gitti ama ben-'' dedi Berfun ve konuşamadı,Kübra bir an konuşmayı düşünsene de Berfun'un fikirlerinin değişmeyeceğini biliyordu.Konuşmadı bir süre sonra hemşire Büşra kafeteryaya girdi , Berfun ve Kübra'nın bulunduğu masaya yaklaşarak yavaşça ''Korkularının ışığını açmak ve ya kapatmak mı istersin?'' dedi..