2

3 1 0
                                    

___________________________________________

Tehlikemin farkındayım ama bu bana zevk veriyor.

___________________________________________

Bir ara sokağa gelip kendimi emliyetli kollara bıraktım. Ne düşlersem hava o şekli alıyordu.

Bu duruma gelmek için çok çalıştım. Elementim hakkında ne kadar bilgi edinirsem kontrolü de bir o kadar kolay oluyordu. Ne de olsa bilgi herşeydir.

Derin bir uykuya dalmıştım yine. Elementime olan güvenim tamdı. Bu hem gelişmeme yardım ediyordu hem de korunmama.

Rüya görüyordum. Rüya gördüğünü, rüya halindeyken fark eden sınırlı insanlardanım.

Havada görünmez bir platform üstünde yürüyordum. Ormanlık bir alandaydım. Bu rüya bir yerden tanıdık geliyor. Sanki... sanki dejavu gibiydi. Hayvanlar sakince yanıma geliyorlardı. İlerde parlayan bir ışık var. Ne olduğunu merak ediyorum. Belkide oraya gitmeliyim. Ben yürürken hayvanlar da peşimden yürüyorlardı. Işık daha çok parlıyordu. Sanki ben ilerledikçe büyüyordu?

Işığa ulaştım ama hayvanlar artık takip etmiyorlardı oldukları yerde kıpırdamadan durduklarını anlayabiliyorum. Yürüselerdi havada oluşan kıpraşmalardan anlardım. Elimi tam ışığa uzattığım anda sıçrayarak uyandım.

Düşme hissi... Uyanırken bundan daha korkunç bir şey yoktu bence. Yeteneğime ne kadar güvensemde beynim güvenmiyor herhalde. Bir ara uykudan uyanırken boşluk hissetmeyi araştırmıştım ve bunun beynimizin vücudumuzun öldüğünü sanıp vücuda uyarılar göndermesiyle olduğunu öğrenmiştim. Evet, beynim kesinlikle yönettiği elemente güvenmiyor...

Neyse okula gitme vakti. Beynime belki de beni uyardığı için teşekkür etmeliydim. Ara sokaklardan geçip stüdyo evime girdim. Okul kıyafetlerimi ve çantamı alıp evden çıktım. Kapımı kitlemeyi unutmadım tabiki. Ne kadar hava evimi koruyor olsada küçük bir önlem sonuçta sadece kendimi rahatlatma yöntemi.

Ve tabikide okula gidiyorum. Okulun kütüphanesi çok geniş ve kapsamlı. Okula sırf kütüphanesi için gidiyorum denilebilir. Tabiki halk kütüphaneleri de var ama orda genelde çocuk kitapları yoğunlukta oluyor.

Sıradan bir lisede okuyorum. Lise 3. sınıftayım. Seneye üniveste sınavım var pek endişelendiğim söylenemez açıkcası. Her nasıl oluyorsa birkaç defa okuduğum bir şeyi unutmuyorum. Bunun yanında fotografik hafızam olması benim için büyük bir şans.

Kendi kendime düşünürken sınıfa varmış sırama oturmuştum bile. Popüler yada göze batan biri olduğum söylenemez. Daha çok sınıftaki görünmez kızım. Bu beni rahatsız etmiyor.

Açıkcası benimle konuşmamaları beni rahatlatıyor. İnsan ilişkileri fazla karmaşık ve çözümlenemez bir şey benim için. Aynı okyanusları araştırmak gibi. Güzel görünüyor ama aslında korkunç. Okyanusta sazan da var, balina da...

Ders devamsızlığı hiç yapmadım. Sayısal dersleri seviyorum. Bu kesinlikle tuhaf bir şey değil.

Ben hava elementini kullanabiliyorum. Onu daha iyi kavrayabilmem için bu konuları bilmem gerekiyor. Onu daha iyi anlayabilmem için. Daha iyi hayal edebilmem için.

Dersler bittiğinde çoktan 3'ü geçmişti bile. Kütüphaneye gidip birkaç fizik kitabı aldım ve çalışmaya başladım. Terimezberlemek çok zor. Onun dışında formülü yazıp verileri ekliyorsun fizik aslında bu kadar basit. Matematikle de aynı sayılır. Kimya ve biyoloji ayrı bir ilgi ister sadece.

Okul kütüphanesi 19.00'da kapanırken halk kütüphanesi 17.30'da kapanıyor. Bu sevmem için daha büyük bir etken.

Kütüphanenin kapanış duyurusu yapıldığında kitaplarımı topluyordum. Oturmadan iyi ki kayıt ettirmişim. Toplanıp eve doğru yürümeye başladım. Eve gitmem için iki otobüs değiştirmem gerekiyor ama yürümek daha iyi hissettiriyor. İşinden çıkan insanların homurtusunu ve yaşlıların sızlanmalarını duymaktan daha iyi kesinlikle.

Hem sürekli spor yaptığım için bu yürüyüş beni zorlamıyor. Hava element kullanırken öğrendiğim bir şey var. Sağlıklı bir beden daha güçlü bir kullanım ve kontrol veriyordu.

Yanımdan geçen rüzgar fısıldadı:
"Biri var... tuhaf... ama kan kokmuyor... uzakta... ama yakında da... geliyor arkamızdan... güçlü değil bizim kadar... seni korurum... her zaman... "

Rüzgar beni korur. Her zaman... Havayı seviyorum. Rüzgar, kasırga, hortum, fırtına, bulut, yağmur, kar, dolu... Hepsi onun çocukları. Ben böyle düşünüyorum en azından. Havayı her zaman bir anne gibi gördüm, onları da çocukları gibi...

Ben de rüzgara fısıldadım:
"O zaman eve gidelim. Birlikte... O adamı sonra düşünürüz. "

Yavaşça rüzgar etrafımda döndü ve beni kendisine karıştırdı. Ben buna form değiştirme diyordum. Kendimde bu forma girebilirim ama bu enerji harcamama sebep oluyor. Bunun yerine bunu rüzgardan istiyorum. Beni hiç reddetmedi. Ayrıca sonsuz enerjiye sahip bir varlık.

Birkaç saniye sonra eve varmıştım.

Onu seversen o da seni sever. Hava bir annedir, bize yaşam verip şevkatle okşayan. Onu hiçbir zaman reddetmedim. Oda beni reddetmeyip çocuklarına kardeş yaptı. Bunun için ona minnettarım. Onun isteği benim isteğimdir, onun dileği benim dileğimdir, onun amacı benim amacımdır.

HAVA'NIN KIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin