Bu hikaye 8 Haziran 2015 tarihinden beri yazılmaya başlanmıştır.
Ceyda'dan
Üniversite sonuçlarının açıklanmasının ardından 2 ay geçmişti. 1 gün sonra İzmir'e gidecektim. Ege Üniversitesi Tiyatro ve Oyunculuk Bölümü'nü kazanmıştım. Annem ne kadar Ankara'da okumamı istese de İzmir'i çok istediğimi biliyordu.Çünkü abim Ankara'da okuyordu ve benim de onun yanında olmamı istiyordu.
Ben bunları düşünürken mesaj sesiyle irkildim.
Kimden : Eda
15 dakikadır seni bekliyoruz. Çabuk gel ☻
Nasıl unuttum.Bugün lise arkadaşlarımla vedalaşmak için bir kafeye gidecektim.Yataktan hemen fırladım. Hemen üstüme beyaz bir tişört , altına kot şort giydim. Aynadan kendimi süzdükten sonra odadan çıktım. Merdivenden 2'şer 3'er indikten sonra dolaptan kot montumu aldım. Telefonu kot montun cebine sıkıştırdıktan sonra ayakkabılarımı giydim. Tam çıkıyordum ki annem salondan bana seslendi.
''Nereye gidiyorsun daha kahvaltı yapmadın ?''
''Hemen gelicem. ''
Evden çıkarken şoförümüz Fatih abi beni gördü.
''Nereye gideceksen bırakayım Ceyda.'' Fatih abiyle iki sene önce bu konu hakkında anlaşmıştık.O bana hanım demeyecekti ben de ona annesinin istediği gibi bir kız bulacaktım.Bulmuştum da.Hatta şu an nişanlılar.
''Ben kendim giderim.''
Fatih abiyle konuştuktan sonra yaklaşık 400 metre yürüdüm. Kafeye geldiğimde Eda'yı gözümle aradım. Eda'yı gördüğümde bana el sallıyordu.
Oturdukları yere geldiğimde boş olan yere oturdum. Kahvemi sipariş ettikten sonra Emre'yle göz göze geldik. Emre çıktığım çocuklardan biriydi. Ama o farklıydı. En ciddi ilişkim onunla olmuştu ( ! ). Bana gitme der gibi bakıyordu...gitceğimi bile bile...
''Kahveniz geldi.'' Orta boylu sarışın genç bir kadın bana kahvemi uzattı.Ben kahvemi tam alacakken Emre kahveyi aldı ve içmeye başladı. Bu gıcık hareketleri yüzünden ona aşık olmuştum. Ona sinirli bir şekilde bakarken o sadece gülüyordu. Arkadaşlarımla vedalaştıktan sonra geriye tek bir kişi kalmıştı.Eski sevgilim Emre. Bana kollarını açarken ona doğru yürüdüm.O bana sarıldı ama ben ona sarılmadım. O buna bozulduğu için kollarını bir süre sonra çekti.
Eve geldiğimde daha kapının önüne gelmeden annemin yardımcısı Songül Teyze kapıyı açmıştı. İçeri girdikten sonra hemen odama çıktım. Bavulum hazırdı. Pencereden Ankara manzarasına bakarken aklıma bir fikir geldi. Telefonumu aldım ve Ankara'nın bir kaç fotoğrafını çektim.Fotoğrafa durum olarak Ankara'daki son gün yazdım.
--
Sabah erken kalkmaktan nefret ederdim. Ama bugün uçağa yetişmek için erken kalkmam lazımdı. Saate baktığımda 05.30 du. Uçağım saat 7.30 'daydı.
Kahvaltımı yaptıktan sonra odamdan bavulumu kendim indirdim. Eve son bir kez baktıktan sonra annemin arabasıyla hava alanına gittik.
Ankara-İzmir Uçağı sesini duyduktan sonra annemle kısa bir şekilde vedalaştım. Vedaları hiç sevmezdim. Vedalaştıktan sonra uçağa bindim.
--
Annemin İzmir'de benim için aldığı eve gittikten sonra bavulumu bıraktım. Hemen evden çıktım ve evin önündeki arabayla ( Mini Cooper ) üniversiteye gittim.
Üniversiteye baktıktan sonra 4 yıl burada geçireceğim zamanları düşündüm. Neler olacaktı. Tüm bunları öğrenmek için İLK ADIMI'mı attım.
Selin'den
Kapıdan eve şöyle bir baktıktan sonra burada gitmenin çok da üzücü olmadığını anladım. Burayı sevmiyordum. Aslında burayı değil hayatımı sevmiyordum daha doğrusu yaşamayı. Taksinin şoför koltuğunda bekleyen babamı görünce istemsiz olarak gözümden bir yaş süzüldü. Onu nasıl bırakıp gidecektim.Bu hayatı ne kadar boş bulsam da babamdan ayrılmak benim için birazcık zor olacaktı.
Otogara vardığımızda babamla vedalaştım. Otobüse binmeden önce gözüme gelen saçlarımı elimle geriye doğru attım. Bavulumu muavine verdim. Otobüsün kapısını açıldı. Koltuğuma doğru geçerken otobüsün çok dolu olmadığını fark ettim. 16 numaralı cam kenarındaki koltuğuma oturdum. 2 saat sonra otobüs mola verdi. Ben otobüsten inmek yerine uyumayı tercih etim. 4 saat sonra İzmir' e vardık.
Otogardan çıktıktan sonra dolmuşa bindim. Üniversite'nin önünde indim. Sağ yanımda valizim vardı. Üniversite'ye valizle birlikte girdim. İLK ADIMI'mı attım.