Ceyda'dan
Üniversiteye ilk adımımı atmıştım. Bölümüme doğru yürürken liseden arkadaşım Eren'i gördüm. Lise 3. sınıfta şehir değiştirdiği için 2 yıldır görüşemiyorduk. En yakın arkadaşlarımdan biriydi. Ben ona doğru yürürken beni gördü ve o da bana doğru yürümeye başladı. Bir süre sonra koşmaya başladık ve iki yılın özlemi ile sarıldık.Sarıldıktan sonra Eren'in koluna sertçe bir yumruk attım. Elim o kadarda ağır olmasa da Eren acıyla :
''Ahh ne yapıyosun?'' dedi
''Sen bana haber vermeden Ankara'dan git ve ben bunu Buse'den öğreneyim. Sen bunu hak ettin Eren.'' Buse okulun en gıcık kızıydı.
''Aaa bu cidden ağır olmuş sen bir kez daha vur.'' dedi. Her ne olursa olsun beni güldürüyordu.
''Hangi bölümde okuyorsun?''
''Sencee?''
''Mühendisliik '' diye bağırınca oradaki insanlar bize doğru baktı. Ama ben tabi2 de umursamadım.
''Bingoo!''
''Ben gideyim artık.'' dediğinde dersimin başlamasına yarım saat olduğunu fark ettim. Eren'in bölümüne doğru gidebilirdim. Hem yarım saat sınıfta sıkılırdım. Mühendislik binasının önüne geldiğimizde karnımın acıktığını fark ettim.Kantine doğru koştum. Arkamdan Eren de gelip :
''Lise de de böyleydin sen açılığa dayanamazdın.''
''Dayanamadığım iki şey var : açlık ve uy- '' derken Eren sözümü kesti.
''Uykuu.''
"Kantinden kaşarlı tost aldıkan sonra anfiye doğru gittik. Boş olan bir yere oturduk. Tostumu yemeye başladım.
''Velim gibi yanımdan kalkmayacak mısın ?''
''Evet kalkmayacak mısın ?'' dedi tanımadığım bir ses. Arkamı döndüğümde kumral, ela gözlü ve uzun birini gördüm. Çok yakışıklıydı. Ama yakışıklı olması bana sökmez.
''Sana ne?''
''Çünkü orası benim yerim''dedi.
''Kalkmıyorum.'' dediğimde ben ne olduğunu anlamadan kolumu sıkıca kavradı. Sonra da kendine doğru çekti. Aramızda 3 cm vardı. 2 dakika böyle kaldıktan sonra yanımdan hızla geçti ve yerine oturdu. Bende arkama bakmadan anfiden çıktım ve biraz yürüdükten sonra Tiyatro ve Oyunculuk binasının önüne geldim . Anfiye girdikten sonra herhangi bir sıraya oturdum. Sıraya oturduktan sonra telefonumu kontrol ettim. Kaan'dan 2 mesaj vardı.
Kimden: Eren
Susup seni savunmadığım için özür dilerim.
Kimden:Eren
Ama kabul et Kuzey hoş çocuk. :)
Kime:Eren
Özrünü kabul etmiyorum.
Kime:Eren
Ayrıca onun isminin Kuzey olduğunu nereden biliyorsun?
Erenle mesajlaşırken sınıfa öğretmen girdi ve telefonum da elimden kayıp düştü. Telefonumu almak için eğilirken kumral orta boylu bir kız bana telefonu uzattı.
''Vaay telefon güzelmiş.''
''Evet.''
''Böyle bir telefonum olsaydı düştüğünde yas tutardım.''
''Abartma''
''Telefonumu göstermemi ister misin ?'' dedi. Telefonu çıkarttı. Gösterdiği telefon nokia 2222 idi.
''Çok şirinmiş. '' dedim.
''Siz zenginler zaten kötü olan şeylere şirin dersiniz.''dedi.
'' Zengin olduğumu nereden biliyorsun ?''dedim.
''O telefon, o bluz ve o pantolon bir fakirde olmaz çünkü.''
''Ben şirin olduğu için şirin dedim kötü olduğu için değil.'' Bunu söyledikten sonra telefonumu ve çantamı alıp bir ön sıraya geçtim.
'' Kusura bakma senin havalı zenginlerden olduğunu düşünmüştüm.'' dedikten sonra yanıma geldi.
''Havalı zenginler nasıl oluyormuş?''
''Kötü olan şeylere şirin diyen , fakirlere bir çöp gibi bakan ve onları ezenler.''
''Anladım ama her zengini öyle sanma mesela ben öyle biri miyim ?''
Biz böyle konuşurken öğretmen bizi sert bir şekilde uyardı. Daha ilk dersten öğretmenin gözünden düşmüştük. Notlarımızı kırabilirdi bu yüzden en kısa zamanda kendimizi affettirmemiz lazımdı.
''Özür dileriz hocam.'' dedi konuştuğum kız.
Ders bittikten sonra onunla tanışmayı düşündüm.
''Ben Ceyda. Havalı sandığın ama havalı olmayan kız.'' dedim gülerek. Ben böyle diyince o da adını söyledi.
''Selin''
Artık tanışmıştık. Üniversitede tanıştığım ilk kişiydi.
Vote ve yorumlarınızı bekliyorum. Okuduğunuz için teşekkürler.