huzurlu bir uçuş geçirmek isteyen iş adamı Lee minho uçaktayken türbilansdan korkup minhonun üstüne atlayan ansikyetesi olan han jisung ve onun hikayesi
Aşklarım normalde 2 uzun bölüm yazmıştım ama silindiler bu yüzden tekrar yazmaya başladım geciktirdiğim için özür dilerim😔
Bugün seyahat ediyordum normalde 1 saat önce kalkıcaktım ama yanlışlıkla 3 saat önce kalktım hemen yatağımı düzenleyip elimi yüzümü yıkadım aç olmadığım için internette dolaşmaya karar verdim herşey yine aynıydı bir türlü zaman geçmiyordu bir şeyler yapmalıydım belki bu 3 saat içerisinde azda olsa bir şeyler yapabilirdim oturduğum yerden kalkıp camdan dışarı baktım her zamanki beslerim kediler yine kapının önünde duruyordu işim olmadığı için hemen kedilerin yanına inmeye karar verdim yanlarına gitmeden önce yanıma 2 paket mama aldım bu kedileri daha önce de beslediğim için evimde hep mama bulunuyordu hızlı bir şekilde giyinip aşağı indim kediler hala aynı yerinde duruyordu hemen kenardaki mama kaplarına mamayı doldurdum kediler yine sevgilerini göstermek için yanıma doluşuyorlardı bu dünyada sevdiğim bir şey varsa oda kedilerdi kedileri sevdikten sonra biraz etrafta dolaşmaya karar verdim çünkü daha bir buçuk saat vardı fazla acele etmeyi sevmediğim için birazcık dolaşıp evden valizimi alıp uçağa gidecektim etrafta gezinirken aniden ilgimi çeken bir şey gördüm yerde kırmızıya benzer bir sıvı vardı ilk başta boya olacağını düşündüm fakat daha çok yaklaştığımda kan olduğunu gördüm gerçekten çok paniklemiştim biraz daha ileri gittiğimde kanlar çok daha fazla olmuştu çok daha fazla ileri gittiğimde yerde yatan bir adam gördüm bu önceden tanıştığımız bay Lee minhoya benziyordu ama dikkatlice baktığımda minho'nun olmadığını gördüm açıkçası adamı fazla tanımasam da onun için endişelenmiştim şu an içime çok iyi bir şekilde su serpilmişti fazla tanımasam bile hiç kimsenin başına böyle bir şey gelmesini istemezdim hemen ambulansı aradım çünkü adamdan çok fazla kan akıyordu durdurmaya çalıştım ama durduramayacak kadar güçlü kan akıyordu birkaç dakika sonra ambulans sirenlerini duymaya başladım adamın kanaması azalmıştım kafanda kötü bir teori vardı acaba kan yoksulluğumu yaşıyordu bu teoriyi aklında geçirdikten sonra tırsmıştım hiç kimsenin yanımda ölmesini istemezdim ve tabii benden başka kimseyle bu şekilde birisinin ölmesini istemezdi ambulans geldiğini hemen sedeyeye alıp ambulansın içine koydular ben ise sessiz bir şekilde olay yerinden uzaklaşmaya başladım adamın olduğu yer evime çok uzak olmadığı için evime hızlı bir şekilde vardım baktığımda tam bir saat kalmıştı açıkçası bu kadar geç kalacağımı hiçbir şekilde düşünmüyordum valizimi alıp hemen bir taksiye bindim uçak pisti buraya yakın olduğu için az da olsa rahatladım fakat yine de stresliydim acaba uçağı kaçırır mıydım? Bu negatif düşünceleri aklımdan atmaya çalıştım birkaç dakika sonra Uşak pistine varmıştım uçağın ismi okunduğunda tam yetiştirme anladım hemen uçağın ismini okunduğu yere doğru ilerledim hemen koridora gittim koridorda uçağa doğru gidiyorlardı çok şükür ki geç kalmamıştım içime öyle bir su serpilmişti ki çok iyi bir haberdi bu ama birden kalbimi sıkışmaya başladı nedenini hiçbir şekilde bilmiyordum acaba ne oluyordu ansikyetem'mi tutuyordu kalbim ağrıya ağrıya uçağa bindim koltuğuma oturdum yanımdaki oturan kişi daha gelmemiştim ingiltere'ye gitmeyi o kadar istiyordum ama bir o kadar da şu an istemiyordum çünkü kalbim öyle bir sıkışmaya başlamıştı ki durmuyordu sakin kalmaya çalıştım ansikiyatem çok kötü bir şekilde tutmaya başladı herkesin konuşması sesli konuşmalar insanların birbirine çarpması bile herkesten nefret etmeme izin veriyordu sakin bir şekilde kalmaya çalışarak nefes alıp verdim buna bir süre tekrarladım az da olsa ağrım geçmişti yanımdaki koltuğa birisi oturmuştu ben cam kenarında olduğum için ona bakmadım daha çok dışarıya bakmaya çalıştım çünkü içeriye baktın mı herkesin o kötü halini görüyordum bir yarım saat geçtiğinde herkes uyumuştu ve tek ben uyumamıştım neden böyle olmuştu hiç mi uyumamışlardı sanki? Hala yanındakine bakmadan telefonda kelime bir müzik açtım kulaklığımı taktım ve ben de uyumaya çalıştım bir süre sonra kalbim çok kötü bir şekilde sıkışmaya başladı nefes alış verişim çok kötüye gidiyordu neden böyle oldu hiç bilmiyordum hiç stres yapacak bir şey olmamıştı kalbim gittikçe sıkışmaya başlamıştı artık ağrıdan sessiz bir şekilde inliyordum ellerim çok kötü bir şekilde titriyordu yanımdaki galiba benim sesimden uyanmış olacak ki beni izlemeye başladım en sonunda beni izlemeye dayanamayıp benimle konuşmaya başladı -iyi misiniz? Titremekten cevap bile veremiyordum durumum çok kötüye gidiyordu önceki Seferki gibi nefes alışverişimi düzenlemeye çalıştım fakat başarısız oldum yanındaki oturan kişinin birisine benzetmiş oldum sesini de benziyordu acaba kimdi ki birden aklıma birisi geldi tabii ya bu Lee minhonun sesiydi onu hem görünüşünden hem de sesinden tanımıştım bir kaç dakika sonra o da beni tanıdı -jisung iyimisin? Ona cevap vermem mümkün değildi çünkü hala titriyordum kısacası başımla hayır dedim -ufff sadece sakin bir yolculuğumun olmasını istiyordum şansım bu muydu benim? Durumum daha kötüye gidiyordu kötüye gidiyordu anlamış olacak ki hemen birisini çağırdı Hemen yanıma hostes geldi oda kriz geçirdiğimi anlamış olacak ki hemen beni alıp bir odaya getirdi ve su verdi azda olsa sakinleştim ama hala titriyordum -bayım iyimisiniz? Bir cevap vermeden kafamı salladım şuanki durumum az öncekinden daha iyiydi -koltuğunuza gitmek istersiniz ? İsterseniz bir süre daha burda kalabilirsiniz -koltuğuma dönerim Tam kolumdan tutucakken durdurup -kendim gidebilirim . Dedim kadında kafasını sallayıp yine biryere gitti bende hemen koltuğuma gidip oturdum aniden minho konuştu -iyimisin jisung? -evet sorduğun için saol -ansikyeten mi var ? -maalesef evet -kardeşiminde vardı ondan anladım az önce paniklediğim için pek yardım edemedim pardon -sorun değil Kulaklığımı tekrar takıp ıl be your Man (straykids vrs.) Açtım 🥲😭 Ve kendimi uyumaya zorladım ve bir süre sonra gözlerin kapanmaya başladı.... Dün uykuya kalmıştım uçağın inmesine yarım saat kala uyanmıştım minho ise hala yanında uyuyordu ona bakarken bir anda kedi miyavlama sesi geldi şaşırdım nerden gelmiştiki? İyice dinlediğimde bizim koltuktan geldiğini fark ettim minhonun koltuğunun altına baktım koltuğun altında bir çanta vardı ve o çantanın içinde ise kediler vardı şaşırmıştım minhonun kedilerimi vardı? Bu kafamdaki soruları bir kenara bırakıp elimi çantanın yanına uzattım kedilerin nefes alması için delikler vardı parmağımı içine soktum kedi patisini elime değdirdi bu hayatta en sevdiğim şey kediydi ve şuan yanımda 3 tane kedi vardı ve ben onları sevemiyordum 🙃 Bir anda bir ses geldi -jisung ne yapıyorsun orda -ha şey ben o senin kedilerini görmüştüm de onlara bakıyordum -söyleseydin sana verirdim al. Deyip çantayı bana uzattı -seyy ben seni uyandırmak istemediğim için sormadım -peki şuan istediğin gibi sevebilirsin Deyip gülümsedi işte kedileri şimdi elime düşmüştü
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Hemen sevmeye başladım sonnie bana hemen alıştı elimde sürtünmeye başlamıştı ama dori için aynı şeyi sôyleyemem hep tirmalıyordu ama acımıyordu bir anda uçakta anons oldu.......
1007 kelime waow bu biraz fazla olmuş normalde daha az yazardım şansınıza aşkolar yeni bölüm sınırı 10 bunu tamamlayacağınızı biliyorum kendinize iyi bakın
