Taehyung için son bir umuttu Jungkook'un yaşaması... Eğer o olmazsa bu hayatta tek başına kalacaktı. Doktor iki seçenek olduğunu söyledi. Ya yaşar ya da yaşayamaz...
İşte bundan korkuyordu Taehyung. Onun ölümü. Hastahanenin bir koltuğunda oturmuş Jungkook'un uyanmasını bekliyordu.
Peki ya uyanamazsa? İşte o zaman ne yapacağı bir bilinmedikti. Yoongi Hyung'u gibi oda mı giderdi onun peşinden. Ya da onu düşünerek kendine yıllarca acı çektirerek yaşamayamı çalışırdı.
Sağ tarafına baktığında Jandarma Komutanı Kim Namjoon ve yanında polis Kim Seokjin vardı.
Sol tarafında ise sadece 1 aydır tanıdığı, Jungkook'un en yakın arkadaşı Jung Hoseok... Belki Taehyung gibi saatlerce ağlıyordu.
Yorgunluktan gözleri kapanıyordu Taehyung'un. Ama Jungkook uyanana kadar uyumak istemiyordu. Ama yorgunluğuna yenik düştü ve uykuya daldı Taehyung.
•••
"Taehyung, Taehyung-shi, uyan sevgilim hadi." diye bir ses duydu esmer tenli oğlan. Gözlerini yavaş yavaş açtı. Karşısında sevgilisi Jungkook vardı.
Uyandığı gibi ayağa kalktı oturduğu koltuktan. Ve sarıldı sevgilisine. "Jungkook seni çok özledim, korkuttun beni." demesi ile ağlamaya başladı oğlan. Bir kaç gündür hasretini çektiği beyaz tenli oğlanı çok özlemişti.
"Özür dilerim sevgilim." dedi beyaz oğlan.
"Hıh- n-neden özür d-diliyorsun ki?" demesi ile kollarındaki oğlanın yavaş yavaş kaybolduğunu hissetti. Geri çekildi ve tamamen yok oldu sevgilisi.
•••
"Taehyung... TAEHYUNG UYAN!" yüksek sesli bağırması ile uyandı Taehyung. Ne oluyordu şuan. Gözleri ağır bir şekilde açıldı. Karşısında Hoseok vardı ve hüngür hüngür ağlıyordu. Yoksa...
Hızla ayağa kalktı Taehyung. Hoseok'un omuzlarından tuttu. "Ne oldu Hoseok, Jungkook'a bir şey mi oldu yoksa!" demesi ile karşısındaki oğlana baktı Taehyung. Hoseok ağır hareketlerle kafasını evet anlamında salladı.
"Onu... Onu kaybettik Taehyung."
"N-ne...?"