❄️ D. Tanıtım 1 ❄️

425 40 12
                                    

WATTPAD DEKİ SORUNLAR SEBEBİYLE HİKÂYENİN BÖLÜMLERİ KALDIRILDI.

1. BÖLÜMDEN SONRAKİ BÖLÜMLERİ KİTAPPAD UYGULAMASINDA Kİ HESABIMDA BULABİLİRSİNİZ.

Kitappad hesabım: azamet_29_2

Kitappad hesabım: azamet_29_2

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Selam canlarım.
Yeni kurgumdan merhabalar.
Umarım beğenilir. 🌸🌸

❄️❄️❄️

Başımı cama yaslayıp gözlerimi kapatarak bir süre o şekilde hem gözlerimi hem de bedenimi dinlendirmeye çalıştım. Aradan ne kadar geçti bilmiyorum ama durak anos sesiyle açtım gözlerimi.

Durağı kaçıracam korkusuyla apar topar yerimden kalktığımda hâlâ hareket eden araç yüzünden bir an sendeleyince yandaki koltuktan tutundum düşmemek için.

Dakika geçmeden durdu otobüs. Yarı uykulu indim iki basamağı. Yediğim soğukla kendime gelmeye çalışırken bulanık şekilde gördüğüm otobüs hızla uzaklaşmaya başladı.

Neredeyse durağı kaçıracak bu saatte ve bu soğukta birde geri dönmeye çalışacaktım. Şanslıydım sanırım. Önce ellerimle gözlerimi ovuşturdum. Görüntü biraz daha netleşirken etrafıma bakındım sonra. Issız yolda karşıya geçip eve doğru yürümeye başladım. Yürüdüm yürüdüm. Ama garip bir şeyler vardı. Yol aynı yola benzerken evime giden sokağa bir türlü gelememem garipti.

Olduğum yerde durup etrafıma bakındım. Acaba yanlış bir yerde mi indim diye düşünürken o sırada gördüğüm büyük parkla, aptal kafam! Erken inmişim! Dedim. Sonra da evime giden yolu kısaltmak için parktan geçmeye karar verip girişinden içeriye daldım.

Hızlı adımlarla arka taraftaki çıkışa doğru yürümeye devam ettim. Ama mesafe bir türlü bitmezken ağaçlar daha da sıklaşmaya başlıyordu sanki yada hissettiğim korkuyla bana öyle geliyordu. Zira başıma yeni gelen aklımla gece yarısı bir parka girmenin ne kadar yanlış olduğunu karşımdaki iki ayyaşla anlamış oldum.

Anında yolumu değiştirip hızlandığımda arkamdan gelen ıslık sesiyle dahada korkup dahada hızlandım. Salak kafam neden bu saatte tek başına girersin parkın içine.

Allah'ım! Dedim kulaklarımda atan kalbimin sesiyle.

Allah'ım bana yardım et ne olur.

Sıkıca yapıştığım çantamla koşar adım ilerlerken arkamdan gelen sesler beni takip ediyordu. Hissettiğim korkudan dolan gözlerimle etrafıma bakınırken yardım isteyecek birilerini aradı gözlerim, ama yoktu. Artan korkumla koşmaya başladım bu kez. Koştum, koştum, koştum.
Bir an önce burdan çıkmak istiyordum. Tam çıkışa yaklaşmıştım ki bir anda önüme çıkan şeyle korkum iki kat, olduğum yere çakılı kaldım. Kollarım iki yanıma düşerken ellerim yumruk karşımdaki bir çift parlak göze bakıyordum.

Bu.. Bu neydi? Bir köpek mi? Hayır hayır. Bu büyüklükte bir köpek olamazdı. Boyu ve üzerime doğru yürüyüşü ve hırlayışı. Bu bir... Bir... Kurt! Mu?
Hem de bu şehirde.
Bu gerçek olamaz. Dedim kendi kendime. Etrafımda gezdirdim gözlerimi yeniden. Olamaz!
Kesin yine bir kâbusun içindeydim. Duyduğum hırlama ile korkum dahada artarken ağaçlar arasında bir kurttan kaçtığım rüyalarımı hatırladım ve korkuyla uyanışlarımı.
Bu bir rüya olmalıydı ve birazdan yatağımda korkuyla kanter içinde uyanacaktım yine.

Yani öyle olmasını istiyordum.
Ne olur öyle olsun. Karşımdaki hayvan üzerime doğru yürümeye başladığında ben de geri geri yürümeye başladım.

O koca kurt parkın içindeki lamba direğinin altına geldiğinde gördüğüm netlikle ellerim dudaklarım da bir çığlık attım. Ardından yalvarmaya başladım boğuk sesimle.

Allah'ım ne olur uyandır beni!
Ne olur uyandır beni!
Ne olur uyandır beni!

Hayır uyanamıyorum. Gerçek... Gerçek mi!

Duyduğum hırlama ve gördüğüm dişlerle aklım başıma gelirken bu kez sesli şekilde bir çığlık atarak arkamı döndüğüm gibi koşmaya başladım.

Bir yandan koşarken bir yandanda arkama bakıp gelip gelmediğini kontrol ediyordum. Ama bir anda takılan ayağımla kendimi yüz üstü yerde buldum. Acıyan dizlerimi ve avuç içlerimi umursamadan yerimde doğrulup oturarak hızla arkamı dönüp hâlâ orada mı diye kontrol ettim. Ama yoktu. Gitmişti galiba. Derin bir nefes alırken akan gözyaşlarıma engel olamadım. Çok korkmuştum. Gözlerimi silerek önüme döndüğüm de bu kez aynı çığlığın daha büyüğünü attım gecenin karanlığında çınlayan.

Olamaz tam karşımdaydı bu kez ve keskin gözleriyle bana bakıyordu. Korkuyla yutkunduktan sonra acıyan ellerimi yere dayayıp kalçalarımın üzerinde geriye doğru sürünürken lütfen! Dedim yalvarırcasına.

Lütfen bana zarar verme. Ben sana birşey yapmadım. Acıyan elim ıslak yerde kayınca kendimi sırt üstü yerde buldum. Korkuyla titreyen ellerimi anında çapraz şekilde yüzüme siper ederken gözlerimi kapattım. Dişlerimi sıkarak bir kaç dakika öylece beklerken akan gözyaşlarım durmadan süzülüyor soğuk yüzünden ıslak yanaklarım yanıyordu. Gözlerimi açamasamda burada, yanımda olduğunu biliyordum. Çünkü nefesini duyuyordum. Lütfen dedim yine mırıltılı şekilde ama ağlayarak. Lütfen git.

Allah'ım ne olur uyandır beni. Uyanmak istemiyorum. Korkuyorum ne olur.

O sırada yanı başımda hissettim kürklü bedenini. Ardından yüzüme değen nefesini. Kaskatı kesilirken ve korkudan ölmek üzere hissederken ıslak burnunu tam boynumda, örülü saçlarımın arasında hissedince tiz bir çığlık daha attım ama bu kez kendim bile zor duydum. Hızlı hızlı nefeslerle uyanmayı beklerken az sonra geri çekildi.

Artık ne sesi, ne nefesi nede kendini hissediyordum. Gözlerimi yavaşça aralayıp etrafıma bakınırken hıçkırıklarım arka arkaya koptu. Hayatımda hiç bu kadar korktuğumu hatırlamıyordum. Soğuk ve korkuyla titreyen ellerime bedenim eşlik etmeye başladığında şuurumun bulandığını hissederken olduğum yerde kaldım. Gözlerim gri gökyüzünde, üzerime yağan karın altında kendimi karanlığa bıraktım.

❄️❄️❄️

Korkuyla yerimde sıçrayarak açtım gözlerimi yine. Yine kanter içinde uyanmıştım. İlk iş etrafıma bakındım. Kendi evimde kendi odamda olduğumu anlayınca rahat ve derin bir nefes çekip bıraktım.

Kâbus... Dedim rahatlamış şekilde.
Yine kâbus gördüm. Ve neyseki kâbustu. Gözlerimi kapatıp derin bir nefes daha çektim içime. İlk işim bir psikolog bulup gitmek olacak dedim yataktan kalkarken. Ama hissettiğim acıyla gözlerim boşlukta kala kaldım. Çünkü korktum acıdığını hissettiğim dizime ve ellerime bakmaya. Neden acı duyuyordum ki. Yavaşça hareket edip geriye döndüm. Odama, yatağıma baktım.

Evet evimdeydim. Kendi odamda kendi yatağımda uyanmıştım. Peki ya bu hissettiğim neydi. Neydi bu acı.

Başımı yavaşça önüme eğdim. Üzerimde aynı kıyafetler vardı. Kot pantolonum yırtık ve kanayan bir diz. Anında ellerimi açıp avuçlarıma baktım. Yüzülmüş kanayan ve kuruyan avuç içlerimi görünce şok oldum.

Kabus değilmiş.

DÖNÜŞ-ÜM ( TAMAMLANDI ✔️ )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin