❄️ D. Tanıtım 2❄️

229 29 4
                                    


Selam canlarım♥️
Yeni hikayemin geçmişi anlatan bir sahnesinden alıntı bırakıyorum.

Görüşlerinizi benimle paylaşın lütfen.

Ve bu hikayeyi bir aksilik olmazsa tamamlayıp bütün bölümleri aynı gün yayınlamak istiyorum.

Bu da Sonbahar şekeri olacak.

❄️❄️

Uzun, karanlık, sabahı ufukta görünmeyen bir gece. Üzerinde kızıl hilalin parladığı karanlık bir orman. Karların arasında bata çıka soluksuz koşan bir kurt sürüsü.

Her birinin gözü etrafı kolacan ederken aldıkları kokuyu takip ediyorlardı...

Eli büyük karnında yalın ayak koşan kadındı bu sürünün hedefinde olan.

" Ahh! " Dedi kadın çıplak ayağının takıldığı dal parçasıyla düşerken. Son anda tutundu yanındaki ağaca karnını korumak için.

Durdu, bir eli ağaçta bir eli karların içinde dizlerinin üzerinde. Yorulmuştu. Hem de çok. Kolay değildi karnı burnunda karanlık bir ormanda karların arasında koşmak. Ama yapmak zorundaydı. Canı için... Canının içinde sakladığı canı için.

Tükenen takatiyle yanını ağaca dayayarak oturdu. Soğuk hava yüzünden sıcak nefesi buhar olup havaya karışırken omuzundaki şala daha sıkı sarıldı. Zira ûzerindeki uzun beyaz geceliği inceydi. Korumuyordu soğuktan.

Bir kaç nefeslik dinlenirken, duramam! Dedi. Peşimdeler! Kolunu ağaca dayayarak ayağa kalkarken bir anda kasığına giren acıyla dişlerini sıkarak inledi. Çok keskindi acı. Korkuyla, olamaz! Dedi.
Daha erken!
Lütfen! Lütfen bebeğim!

Elinde tuttuğu yakut taşlarla süslü küçük hançere baktı. Sıkı sıkıya kavradı. Yaklaşırlarsa kendini ve bebeğini koruyabilecek tek şeydi elindeki. Sevdiği adamdan kalan tek şey.

Kolunu ağaca dayayarak yerinden zorlukla kalktı. Yeniden hissettiği ağrıyla saniyelik kasıldı. Gözleri doldu. Başını gökyüzüne kaldırarak kızıl hilale baktı. Bebeği bu gece mi doğacaktı?

Bu gece olmaz bebeğim, bu gece olmaz!
Bu gece doğarsan yaşatmazlar seni, lütfen!

Dedikten sonra çıplak ayaklarına yüklendi kadın yeniden. Koşmaya başladı. Dakikalarca koştu peşindeki sürüye yakalanmamak için ormanın derinliklerine doğru. Lakin kasıklarında ki devam eden acı dayanılmaz hâle gelince nefes nefese durmak zorunda kaldı. Sol eli karnının altında, hançeri tutan sağ eli yanındaki ağaca dayalı durmak zorunda kaldı. Canı oldukça fazla yanıyordu.
Bebeği yola çıkmıştı artık ve kızıl hilalin altında doğacaktı sürünün kaderini belirleyecek olan bebek.

Çaresizce yere bıraktı kendini. Gözlerinden sicim gibi akan gözyaşlarıyla geriye yaslanırken geceliğinin altındaki çamaşırını çıkardı.

Kasıklarına giren sancı ile ıkınmaya başladığında gözlerindeki yaşlar dahada boşaldı. Titreyen elleriyle bacaklarını sıkarken dudaklarını birbirine bastırdı bağırmamak için. Sesini duyarlarsa anında bulurlardı kadını. Korktu. Kendi için değil doğacak bebeği için korktu.

Arka arkaya giren amansız sancılarla acısı arttıkça artarken doğum başladı nihayet. Hissedebiliryordu artık bebeğini. Birazdan dünyaya gelecekti.

O anda duydu kulağına gelen sesleri. Aldığı kokuyla panikle kaldı olduğu yerde. Etrafına bakındı. Artık kaçabileceğini bir yer kalmamış hainler sürüsü onu bulmuştu.

Derin ve sık nefesler alıp verirken etrafına bakınmaya devam etti. Karanlığın içinden bir bir çıkan kurtları görünce gözlerindeki yaşlar daha da arttı.

Gelen sancılar devam ederken kurtlar adım adım yaklaşarak kadının etrafına sıralanarak daire içine aldılar. Liderleri olan, parlak gözlerini kadına dikip hırlarken kadın hem hızlı nefesler alıyor hem öfkeyle bakyordu karşısındaki kara kurda.

Kurtlardan bir diğeri hırsla kadının üzerine atılırken lider olan bir anda önüne geçip postundan ısırarak yakaladı boynundan.

Hırpalanan dişi kurt kendini yere bırakıp pes ettiğini belli ederken kadın alaylı şekilde gülümseyerek izledi hâlini. Bu sırada gelen son ve kuvvetli sancıyla önce bir çığlık yankılandı ormanda. Ardından gelen bebek ağlama sesi. Kendini geriye bıraktı kadın yorgun. Doğmuştu bebeği. Minik kız bebek buz gibi karın içine doğmuştu. Hissettiği soğuk yüzünden can havliyle ağlıyordu.

Yorgun haliyle yerinde doğruldu kadın. Omuzumdaki şalı alıp bacaklarının arasındaki bebeğe uzandı. Önce üzerindeki eşinden kurtuldu. Sonra elindeki hançer ile göbeğini kesti bebeğinin. Ardından şala sardı hızlıca. Kucağına aldığında etrafındaki kurtların hırlayarak adım adım üzerine geldiklerini görünce sıkıca sarıldı ağlamakta olan bebeğine. Hâlâ nefes nefeseydi. Elindeki hançeri sıkıca tutup karşısındaki kara kurda doğru kaldırdı.

" Uzak durun!"

" Bu gece öleceksiniz. Birleşme asla gerçek olamayacak."

Kara kurt nihayet konuşmuştu.

" Beni öldürmeden ona asla dokunamazsınız! "

" O zaman önce sen Aselis! "

Arkasındaki kurtlara bir bakış attı kara kurt. İşareti alan kurtlar saldırıya geçmişlerdi ki bir anda başka kurtlar girdi alana. Bir saniye bile oyalanmadan etrafındaki kurtlara saldırırlarken, içlerinden boz renkli bir tanesi hızla kadının yanına koştu. Önce kucağındaki bebeğe baktı şaşkın, sonra başıyla selam verdi.

" Affedin geciktim."

Kucağındaki bebeğine ve boynundaki hilal şeklindeki doğum lekesine baktı kadın. Sonra sıkıca sarıldı, öptü.

Yanındaki kurda doğru uzattı.

" Onu güvende olacağı bir yere götür. "

" Ama. "

" Hadi hemen git."

Kurt bebeğin kundağını dişlerinin arasına kıstırarak arkasını dönüp uzaklaşırken kara kurt boğuştuğu kurttan çevirdiği başıyla arkasına bakınca olanları farketti. Tek bir pençe darbesiyle rakibinden sıyrılarak bebeğin peşine düşecekken kadın çıktı karşısına. Yorgun bedenine rağmen elinde hançer meydan okuyordu.

&&

Ağzında kundak bulunduğu yükseklikten aşağı baktı boz renkli kurt. Gördüğü şey yüreğini parçaladı. Aselis boylu boyunca yerde yatıyor kara kurdun dişleri boynuna geçmiş kanı karların üzerine ve bedenine boşalırken boşluğa takılı bakışları bebeğini görüyordu sanki.

DÖNÜŞ-ÜM ( TAMAMLANDI ✔️ )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin