Bugün, o gündü. Çaresizliğin, umudun, heyecanın, korkunun günü... İsim sahiplerinin ve isimsizlerin hayatlarının bir bilinmezlik olmaktan sıyrılacağı, sisli yolun ardındaki sis perdesinin kalkacağı, gözlerin önündeki siperlerin çekileceği ve gelecek adı verilen yabancının herkese tanıtılacağı gün... Kader Günü.
Konferans odası isim sahiplerinin karışık duygularıyla bulanmış, fısıltılarla uğulduyordu. Müdür Pan kürsüye çıktığı anda ise tüm sesler susmuş, gözler Müdür'e dönmüştü. Müdür Pan sakince gözlerini önündeki kalabalık öğrenci grubu üzerinde gezdirdi. Özellikle küçük olan öğrencileri pek tanımıyordu ama arada özel olarak ilgilendiği birkaç öğrenciyi görmek gözlerinin bir baba edasıyla parlamasına sebep oluyordu.
Hafif bir iç çekmeyle sözlerine başladı. "Hepinizi burada görmek beni de en az sizin kadar heyecana sürüklüyor." Nazik bir gülümsemeyle sözlerini taçlandırdı. "Kendimi hep bir müdürden ziyade bir baba olarak görmüşümdür. Öğrencilerime de bu sevgiyle yaklaşmışımdır. Ve şimdi bu sevgi sayesinde kırkıncı ve belki de son Kader Günü'mü yaşıyorum." Bir alkış tufanı ve hüzün naralarıyla sözleri bölündüğünde şaşırdı ama hızla toparlanıp öğrencilere gülümsemeye devam etti.
Müdür Pan'ın gidişine üzülenler olsa da onun halefini merak edenler de bir o kadar fazlaydı. Sertofya'da müdürler arası geleneklerden biri haleflerini çocukken kaderini yaşamış insanlardan seçmekti. O kişiler normal bir öğrenci gibi Sertofya Kalesi'nde kalmaya devam ederken bir yandan da Müdür olmak için eğitilirlerdi. Şimdiye kadar Müdür Yardımcısı Bell haricindeki eğitmenler de dahil kimse Müdür Pan'ın halefini görmemişti. Üstü kapalı bir emeklilik duyurusuyla birlikte herkes halefini de tanıtacağını düşünüyordu.
Ancak bu düşünce Müdür Pan'ın konuşmasının devamını duyduktan sonra geldiği hızla gitti.
"Bu kırk senede çok değerli öğrencilerle tanıştım, çok onurlu kaderler gördüm. Gözlerimi kapatıp sessizliği dinlediğimde konferans salonunda yankılanan heyecanlı uğuştularını hala duyar gibi oluyorum. Gözlerimi açtığımdaysa sizlerin yerinde kendi gençliğimi görüyorum..." Birkaç öğrenci kendi aralarında bu konuşmayla ilgili dalga geçerken birkaçına çoktan bir uyku hali hakimdi. Hepsi kader kitaplarını alıp buradan gitmek istiyordu.
Müdür Pan da bunu fark ettiğinde başını hafifçe iki yana salladı. "Sanırım fazla konuştum." Bunu dedikten sonra hafif bir el hareketiyle hizmetçi perilerin tüm perdeleri kapatmasını ve ışıkları söndürmesini sağladı, ardından Müdür Yardımcısı Bell, elinde büyük bir kaseyle geldi. Kase kulak tırmalayan hafif bir melodi yayıyordu, hiçbir yerin aydınlanmasına yaramayan loş bir ışığı vardı. Bunlar yıldız tozlarıydı. Küçük öğrenciler başta olmak üzere pek çok kişi kaseye hayranlıkla bakarken kulakları hassas olan bazı öğrenciler oturdukları yerde rahatsız bir şekilde hareketlendiler.
"O zaman kader töreni ve yıldız tozu kutsaması başlamasın!" Müdür Pan'ın sesi salonda yankılandığında yıldız tozlarının sesi de yükseldi ve ona eşlik etti. Salondaki herkes rahatsız bir şekilde yüzünü buruştururken Müdür Pan listedeki ilk ismi çağırdı.
Heidi oğlu Henry. Sıradan görünüşlü ve ortalama öğrenciydi. Ne çok göz önünde olan ne de dışlanan birisiydi ve ortalama hayatından her zaman mutluydu. Ancak şimdi tüm gözler onun üzerindeydi. Kader kitabına sahip olmak üzere olan ilk öğrenci...
Henry gergin görünmemeye çalışarak kürsüye doğru ilerledi ama bu kadar insan merakla ona bakarken heyecanlanmamak pek zordu. "Nefes al, nefes al... Kader kitabını alacak tek insan sen değilsin, sorun yok." diye tekrarlıyordu içinden.
Kürsüye çıktığında Müdür Pan ona nazik bir şekilde gülümsedi. Henry ilk çıkan kişi olduğu için ne yapacağından bilgisiz bir halde önünde duran kitabı inceliyordu. Kesinlikle çok güzel bir kitaptı. Deri ciltli, köşelerinden damar gibi ayrıntılar çıkıyordu ve en ortasında yarım bir küre duruyordu. O kadar odaklanmıştı ki Müdür Pan elini omzuna koyduğunda irkildi. "Buraya çıktığınızda elinizi kitabın üstündeki daireye koyun, gözlerinizi kapatın, adınızı söyleyin ve bekleyin. Herkesin kaderinin ortaya çıkma süresi kendisine özeldir. Bittiği zaman anlayacaksınız."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıldız Tozu Serisi | Maduna
FantasyBurası sizin çok severek okuduğunuz peri masallarının doğduğu yer: Sertofya. Geleceğin kralları, çılgın bilim adamları, prensesler ve onların kurtarıcısı prensler, kendi kaderlerini çizecek kadar güçlü kadınlar, acizlikleriyle bir romantizme kurban...