Etraftaki uğultu kafamın içindeki sesleri susturmuyordu.' Seni istemiyorum artık Lidya yeter.'Canımın açılmasını önemsemeden sertçe bar tezgahına kafamı koydum.'Onun hakkında bu şekilde konuşamazsın.' Kafamdaki sesleri susturmayı denedim.O seslere rağmen düşündüm. Buraya nasıl geldiğimi bile algılayamıyordum . En son evde Saye'nin bana anlattıklarını dinliyordum. Ya da dinlediğimi sanıyordum.
Saye'nin ısrarıyla üniversiteden çok sevdiğimiz! arkadaşımızın doğum günü partisindeydik. Saye'nin dediğine göre kafam dağılırmış. Bok dağıldı Saye. Yanımdaki sandalyenin çekilmesiyle kafamı sağıma çevirdim. "Lidya hadii güzelimm seni buraya soda iç diye mi getirdimm. Eğlensenee geldiğimizden beri burda oturuyorsun. Kıza bir iyiki doğdun bile demedin.Çok ayıp oldu Lidya'm." Bıkkın bir nefes verdim. " Ne yapayım Saye kendime bir şarap açtırıyım istersen. İçmediğimi biliyorsun sözüm var. Ayrıca soda iyi gelir hazmedemiyorum yoksa. Lütfen git başımdan. "Söylediklerim üzerine gözlerini yumdu bir kaç saniye peki dercesine. Gözlerinde belki 10 saniye belki daha az acıma duygusu gördüm. Bana acıyordu. Hayır düştüğün bu saçma duruma sinirli.
Burda oturucak olmamı kabullenmiş olmalı ki arkasını döndü ve yanımdan uzaklaştı. Arkasından onu seyrettim benim aksime her zaman daha sıcak bir insandı Saye. Her ortamda sevilen, değer gören biri, benim Saye'm. Benim herşeyim.
Ben, Yalnızdım kimsem yoktu Saye'm den başka hiç kimsem yoktu. Onun sığınacak bir ailesi vardı ama benim yoktu. Belki de kimsesizliğimdi nedeni tüm yaşadıklarımın.Herkesin beni tek kalemle silebilmesi belki de bu yüzdendi. Sayeden başka kimsemin olmaması. Canım arkadaşım. Dostum..Tek dayanağım. Benden iki yaş küçük olmasına rağmen bazen annem bazen ablam. Kimseye ihtiyacım yoktu benim belki ama ona vardı. Sayesinde vardım ben. Saye'nin sayesinde...
10 yıl önce...
'Annee' Merdivenlerden hızlıca çıkıyordum. O sıra da da anneme seslenmekten geri durmuyordum tabiki de.'Annee amcamlar geliyormuş. Yengem çaya gelicez dedi. Annene söyle tatlı yapmasın dedi. Benim en sevdiğim tatlıyı yapmış. " Annem televizyondan kafasını çevirip o güzel gözleriyle bana baktı." Annee benim en sevdiğim tatlı nee? Söylesene biliyorsun değil mii? Tabiki biliyorsun sen benim annemsin . "
Yanağındaki o güzel gamzesi belli oluncaya dek gülümsedi." Tabi ki biliyorum annem. Ağlayan kek seversin sen en çok." Ellerimi birbirine çarptım ve annemin boynuna atladım " Bildiinnn bildin canım Annemm. "Annem başımın üstüne bir öpücük kondurup beni indirdi kucağından.Elimden tutup beni mutfağa doğru götürdü. "Hadi o zaman annecim çay koyalım da misafirlerimizi bekleyelim." Kafamı salladım tamam der gibi. Beraber çay hazırladık, amcamlar geldi. Yengemin o güzel kekini yedik.
Sonra bir şey oldu bir telefon geldi amcama. Babam arıyordu. Yıllardır bizi aramayan, bizi ziyarete gelmeyen, ihtiyaçlarımızla dahi ilgilenmeyen babam. Babaannemin kalp krizi geçirdiğini ve yoğun bakımda olduğunu söylemiş amcama. Sonra yengem beni kucağına aldığı gibi arabaya geçtik biz. Babaanneme gidiyormuşuz annem öyle söyledi yol boyu. Ama ben babamı görüceğim için çok heyecanlıyım. Bilmiyordum o zamanlar kimsesiz kaldığım da bile babamın beni istemeyeceğini.
Yengemin sesini duydum düşüncelerim arasında "Hayri azcık yavaş sür kurbanın olayım. Birşey olmayacak Allahın izniyle. Nolur sakin ol." Araba o kadar hızlıydı ki ağaçları sayamıyordum. "Olmaz Ünzile olmaz helallik almam lazım anamdan. Annem o benim ne olmuş olursa olsun annem. Yetişemiyicem kötü dedi. Doktorlar bir gün içinde demiş. Bir gün içinde ölür demiş." Annemi ilk defa bu kadar suskun görmüştüm ben, ilk defa bu kadar mutsuz. Sol koltukta oturuyordu annem ben sağındaydım. Annemin yüzünün arkasından yola bakıyordum. Bir anda ne olduğunu anlamadım yengemin çığlıklarını duydum ve annemin benim üstüme kapandığını hissettim. Sonrası cehennem. Lilda'nın sonu, Lidya'nın cehennemde ki ilk günü..