Oy yorum oy yorum 👾
Jisung lavabodayken ben de diğerleriyle sohbetime devam ediyordum, dönmesini beklerken. Hyunjin küçüklük anılarını anlatıyordu.
"Sonra ben kaydıraktan kayacaktım işte, 15 yaşında falandım. Böyle o sıcak kaydıraktan götüm yana yana kaydım. Sonra arkamdaki çocuk çığlık attı. Anam dedim, noluyor dedim. Bi döndüm götüme..." içkisinden bi yudum aldı.
"tüm kaydırak kan olmuş. Başta çocuk götüm yarıldı yanıp kanadı falan sandı hala bağırıyor, ağlıyor bir yandan da. Yav rahat ol dedim regl olmuşum dedim sustu. Biraz geç başladı benim regl ya." herkes ona gülüyordu. Muhtemelen ciddi olduklarını anlamadılar, 'regl' olayını bir espri olarak tetiklediler.
"ha o çocuk da bu bebek işte." diyerek Jeongin'i gösterdi.
"Sonradan da şu ayı geldi kafama vurdu salak salak konuşma, çocuğun aklına girme diye." diyerek de Felix'i gösterdi. Ben ise uyarırcasına Hyunjin'e yaklaşıp kulağına fısıldadım.
"yerinde olsam şöyle bir ortamda Felix ile uğraşmazdım." o da kulağıma doğru eğildi.
"eteği çok yakışıyor amına koyayım, etkilenmemek için uğraşıyorum sonra sapık sanmasın. Seme değil misin oğlum sen, Taktiklerden haberin yok mu?" diyerek yeniden çekildi.
"senin o taktikler anca sinir bozuyor ama.." diyerek kendi kendime söylendim ve arkama yaslandım. O sırada gözlerim yine lavabonun girişine kitlendi. Neden gelmediğini merak ederek endişelendim ve kaltım.
"ben gelirim birazdan."
"okey." Changbin beni daha fazla ortamı bozmadan kışkışladı. Ben de lavaboya doğru gittim ve kapıyı açıp içeri girdim.
Anında yerinden seken Jisung, muslukların bulunduğu geniş beton kısmında oturuyordu. Başta anlamayarak yüzüme baktı, sonra ise bakışlarını aşağı doğru çekti. Kapıyı bırakıp yanına adımladım, kapı otomatik olarak kendi kendine kapanmıştı. Tek elimi bacağının yanından betona yasladım. Vücut sıcaklığı soğuk betona etki etmişti.
"neden burada oturuyorsun Jisung, ortamı sevmedin mi?" Jisung sağa sola öylece bakarak hafifçe bacaklarını sallıyordu.
"yok, ondan değil..."
Ellerini iki yanına yaslayarak betondan inmek için kendini ileri doğru itti. Ona belinden destek vererek aşağı inmesine yardım ettim. Ardından belini bıraktım. Beli, çok inceydi. Ne zaman dokunsam hissediyordum inceliği.
"biraz... birazcık... böyle minnacık utanmış olabilirim." dedi.
"o yüzden mi 15 dakikadan fazladır burada oturuyorsun?" ellerini önünde birleştirdi ve başını eğdi iki kere.
"özür dilerim, utancımı gidermek için burada biraz oturayım dedim, zamanı fark etmemişim."
"soğuğu üstüne çektiğinde de mi fark etmedin?"
"hmm?" anlamayan gözlerle baktı bana.
"betona o kadar uzun süre oturdun ki soğuğu tamamen üstüne çektin, hasta olmamaya dikkat et." hafiften sırıttığını gördüm, ama tam görmeye izin vermeden kafasını aşağıya eğdi.
"utanma."
"elimde değil."
"hayır, utanma." yere eğdiği başını, çenesini kaldırarak kendi bakışlarımla buluşturdum.
"benim yanımdayken yaptığın, arkadaşlarımın yanındayken yaptığın, kendi kendine yaptığın şeylerin hiçbirinden utanma. Hem utanmana sebep olan özelliklerin ya da davranışların, aslında çok tatlı şeyler." yanaklarının kızardığını hissetmiştim, gözleri titredi heyecanla.
"Çok fazla heyecanlanan bir insansın sanırım, seanslarda nasıl öyleydin?" bakışlarını kaçırdıktan sonra elime vurdu ve çenesini kurtardı benden. İki adım uzaklaştı arkasına.
"ya aynı şey mi sence! Orada.. sonuçta doktorum ben, tabii heyecan yapmayacağım."
"diğer doktorlar da her hastasının şeyine iltifat ediyorlar mı böyle hm? Merak ettim bak şimdi." onunla uğraşıyordum, aksi takdirde deli gibi etkilenecektim.
"ya Minho! Darlamasana beni. Geçti o hallerim işte, hem... etek var." diyerek eteklerinin ucunu tutarak sıkıştırdı avucunun içinde.
"tamam utanma." diyerek küçük bir kahkaha attığım da onun da gülüşü genişlemişti. Dişleri gözükmüştü hafiften.
Ben boğa olduğum için biraz fazla sesli gülmüş de olabilirim bilemiyorum.
"ee, işin var mı burada?"
"dur ellerimi yıkayayım." pıtı pıtı yanımdaki musluğa ilerledi ve sabunu eline sıkıp otomatik muslukta ellerini yıkamaya başladı. O sırada fark ettiğim şey ile gülümsedim.
"eteğinin, sonradan eklenmiş düğmesi açılmış. Dikkat et düşmesin belinden."
"ellerimi yıkıyorum, sonra takarım.." hafif tiz çıkmıştı sesi yine. Bu çocuk çok utangaçtı.
Jisung'un arkasına geçerek sonradan eklenmiş düğmeye götürdüm ellerimle eteği belini hissedecek kadar sıkılaştırdıktan sonra düğmeyi deliğinden geçirdim. Ses etmedi. Eteği bırakıp kapıya doğru yöneldim.
Ellerini çırparak peçete ile kuruladı. Ardından yanıma geldi. Lavabonun kapısını açarak geçmesini işaret ettim ve geçti. Lavabonun küçük koridorundan ilerleyip tam barın önündeylen kolumu kavramıştı eli. Başımı ona çevirdim.
"Minho..." bir şey söylemek ister gibi yüzüme baktığında 'hmm?' dedim sadece. İki adım daha girdi dibime.
O konuşmaya çalışırken gözlerine baktım. Büyülenmemek adına da gözlerimi çevrede gezdirdim, sonra onu gördüm... Tüm sesler kesildi etrafımdaki, sadece o... Kendi dünyama düşmüştüm.
------
JisungTek odaklı bir şekilde bir yere bakan Minho'ya seslendim.
"Minho?" hafifçe bileğini salladım ama yine de tepki alamadım ondan. Sonrasında ise gözlerini takip ederek baktığı yere diktim gözlerimi. Daha doğrusu, kırgın gözlerimi.
Bir kıza hayran bir şekilde bakıyordu. Yeniden yüzüne baktım doğrularcasına, gerçekten... kızı izliyordu sadece. Beni bile unutmuştu.
Kolunu bıraktım yavaşça. Gözlerimi kırpıştırarak başımı çevirdim ve diğerlerinin yanına ilerledim onu orada bırakıp.
Ben... ben onu öpecektim neredeyse. O kadar umutlandırmıştı ki beni...
Döndüğünde onunla göz göze gelmemeye çalıştım. Zaten bana bakmıyordu bile. Sadece yere bakıyordu, düşünerek. Gördüğü kıza feci tutulmuştu sanırım, aynı benim ona tutulduğum gibi... Dönüşte de sessizdim. Arabadayken de, sadece inerken sönük bir teşekkür etmiştim. Ama yine görmezden gelindim sanırım..
Ay noluyo noluyo
Bu biraz kısa olmuş olabilir ama olsun nolcak
Acı çeken pipilerden acı çeken gaylere acı çeken gaylerden acı çeken aşıklara
Bide regl acısı çeken Hyunjin var garibim
Neyse noluyo lan
Düz yazı bitti bu arada, belki bir ara tekrar gelir mis
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acı Çeken Pipiler //Minsung
FanfictionPipi virüsüne yakalanan Minho'yu yakışıklı doktoru kurtarabilecek miydi?? Komik? Hayır hayır. Aptal olaylar şelalesi. -sememin -ukesung (başlarda herkes birbirine sokuyor o yüzden shipler başta belli değil iyi okumalar)