5.𝑩𝒐̈𝒍𝒖̈𝒎

22 5 20
                                    

Kafam çok karışıktı rüyamda duyduklarımı idrak etmeye çalışıyordum ama bu imkansıza yakındı aklım hayla o sözle meşguldü '𝒚𝒐𝒌 𝒐𝒍𝒖𝒔̧𝒖𝒏 𝒗𝒂𝒓 𝒐𝒍𝒖𝒔̧𝒖'çok garipti bu sözler ve aklımı kurcalayıp duruyordu, kadının dediklerine odaklanamıyordum. Kadının sesi çok tanıdıktı ama yüzünü seçemiyordum vucudu siyahlar içindeydi ve dediği üzere o kuş yani 𝑨𝒏𝒌𝒂 kuşu ona boyun eğiyordu o kuşun beni seçmesinin amacı ise kaybetiği madalyonu bulmam dı ve şüphelendikleri kişi ise bu diyarın yani '𝑲𝒂𝒓𝒂𝒏𝒍𝜾𝒌𝒍𝒂𝒓 𝒅𝒊𝒚𝒂𝒓𝜾'nın prensi aslında haklı olabilir çünkü kralın oğlunun gizemli bir şekilde babasından yani '𝑶̈𝒍𝒖̈𝒎𝒍𝒆𝒓 𝑲𝒓𝒂𝒍𝜾'ndan bile daha güçlü olduğunu söylüyordu ve garip olan şu ki bir oğul babasından güçlü olamaz yan bir hile var ortada yanda büyülü bir eşya ama o eşya her neyse babasını bile alt edebilicek güçte, kadın parşomen ve kitaptan da bahsetmişti, parşomenin madalyonun olduğu evrende açılabiliceğini söylüyordu ve o kuşun tüm evrenleri gezip sadece buraya bakmadığını söylemişti, o kuş fazla yorulmuş olmalı ki beni seçmişti aslında beni önceden seçmişti çok öncelerden çünkü hatırladığım kadarıyla yedi yaşımda iken beni görmeye geliyordu ve artık gelmemişti bilmiyorum kafam çok karışıktı. Gözlerimi hafif açtığımda bir yatakta uzanmış olduğumu hisettim çok rahat bir yataktı bu, gözlerimi açtım ve uyuduğum yatağın üstünde oturdum etrafıma bakınmaya başladım, etrafımda pahalı gözüken eşyalar vardı pahalı olan dolaplar, pencereler,kapılar, ve daha bir çok şey kapıya doğru baktığımda kırmızı ve gösterişli bir kapı olduğunu gördüm, etrafım fazla karanlık değildi net görebiliyordum yatığım yatağın üstündeki şekili tüler ve tavanda asılı olan şık avizeye baktım birden bulunduğum odanın kapısı açıldı ve içeriye uzun boylu,siyah dağınık saçlı, ve kahverengi gözlü biri girdi sol omzunda az da olsa görünen yılan benzeri dövmesi kaslı vucuduna çok yakışıyordu burnunun sağ tarafında bir demir gibi birşey vardı giydiği siyah gömeliğin yakası açıktı ve kaslı vucuduna çok yakışıyordu altına giydiği siyah ütülü pantolonu ona çok iyi uymuştu onu hayranlıkla izlemeyi bırakacaktım ki göğsünde gördüğüm madalyon benzeri şey dikatimi çekti 𝒆𝒗𝒆𝒕 𝒉𝒂𝒌𝒍𝜾𝒍𝒂𝒓𝒅𝜾 𝒃𝒖 𝒎𝒂𝒅𝒂𝒍𝒚𝒐𝒏𝒖𝒏 𝒌𝒂𝒚𝜾𝒑 𝒚𝒂𝒓𝜾𝒔𝜾...sesizce yutkundum bana hayranlıkla bakan adamı süzmeyi bıraktım ve gözlerine baktım, gözleri kahve renginin açık ve koyu tonlarındaydı çok etkiliyeci bakıyordu bana, bunu yapması gülümsememe neden olmuştu gülüşümü gören adam hafif bir tebesüm etti ve geri tebesümünü sildi, istemsizce yapmıştı bunu, ona hayranlıkla bakmayı bırakıp konuşmaya başladım 'ben neredeyim? siz kimsiniz? burası neresi ? benim bir suçum yok lütfen bana zarar vermeyin'diyerek yalvardığımda o kahvelerinde bir merhamet duygusu gördüm ve konuşmam bittince söze daldı o yakışıklı 'ben Aren ölüm kralının velihatıyım ve burasıda '𝑻𝒂𝒏𝒓𝜾𝒍𝒂𝒓 𝑺̧𝒂𝒕𝒐𝒔𝒖' bulunduğun yatak ise benim yatağım her ay yaptığım halk buluşmasında halkımın senin başında toplandığını gördüm ve hemen yanına geldim karın bölgende oluşan morluklar yüzünden keskin bir acı hisedip bilincini kaybetmiştin bende vakit kaybetmeden seni kraliyetin en iyi doktorlarına götürdüm çünkü karın bölgene gelen sivri kayalardan biri böbreğine zarar vermiş olmalıydı, vaktimin olmadığını bildiğim için seni kucaklayıp atımla birlikte geldik doktorlarımızın bir sorun olmadığını sadece karnına gelen kayaların böbreğinde küçük bir acı oluşmasını sağladıklarını ve dinlenmen gerektiğini söylediler bende şatoda benim gözetimim ve iznim olmadan kimsenin giremiyiceği tek yerlerden olan odama getirdim düştüğün çalılıklardan dolayı kıyafetlerin yırtılmıştı bende bir kadın hizmetlime seni benim kıyafetlerimden birini giydirmesi için çağırdım işini bittirince çıkmıştı senin rüyanda sayıkladığını bana söyledi bende yanına geldim' diyen yakışıklı çocuk benim için her şeyi yapmıştı, hiç yalan yoktu sözlerinde ve kahveleri benim için parıldıyordu 𝒂𝒅𝜾 𝒂𝒓𝒆𝒏 𝒅𝒊 𝒅𝒆𝒎𝒆𝒌 𝒄̧𝒐𝒌 𝒈𝒖̈𝒛𝒆𝒍 𝒃𝒊𝒓 𝒊𝒔𝒊𝒎𝒅𝒊 𝒃𝒖. Onu daha bekletmeden gülümseyip 'teşekür ederim her şey için ben Athena' dedim demek bedenime bakmamıştı hizmetlisini göndermişti eğer bu bilgiyi vermeseydi kahrolurdum 𝒉𝒊𝒄̧ 𝒃𝒊𝒓 𝒆𝒓𝒌𝒆𝒈̆𝒊𝒏 𝒗𝒖𝒄𝒖𝒅𝒖𝒎𝒂 𝒃𝒂𝒌𝒎𝒂𝒔𝜾𝒏𝜾 𝒊𝒔𝒕𝒆𝒎𝒆𝒎. Arenin yüzünde bir gülümseme oluştu ve konuştu 'Athena demek zeka,sanat,strateji,ilham ve barışın tanrıçası ha güzel bir isim ama bu diyarlara barış yaramaz' sesi kederli çıkan çocuğa tebesüm ettim. Ardından 'sen buralarda yenisin ilk defa görüyorum seni nasıl geldin buraya?' Dediğinde ne yapacağımı bilemedim eğer pat diye tüm herşeyi
söylersen boynumdakini alır. İç çekerek 'anlatmasam derin ve uzun bir hikaye'
kederle söylediklerim için konuyu değiştirdi 'senin için hazırlatığım kıyafetler dolapta babam misafirini bu akşam yemeğinde görmek istiyor ' dedi başımı tamam dercesine saladım ve gülümseyip giyinmem için odadan çıktı. Çok anlayışlıydı ve bunu sevmiştim fazlada yakışıklıydı 𝒃𝒖𝒓𝒂𝒅𝒂 𝒖𝒛𝒖𝒏 𝒔𝒖̈𝒓𝒆 𝒌𝒂𝒍𝜾𝒄𝒂𝒎 𝒅𝒆𝒎𝒆𝒌𝒊 𝒐 𝒎𝒂𝒅𝒂𝒍𝒚𝒐𝒏𝒖 𝒐𝒏𝒅𝒂𝒏 𝒂𝒍𝒎𝒂𝒍𝜾𝒚𝜾𝒎 𝒕𝒂𝒃𝒊 𝒂𝒏𝒌𝒂𝒏𝜾𝒏 𝒔𝜾𝒏𝒂𝒗𝜾𝒏𝜾 𝒃𝒊𝒕𝒕𝒊𝒓𝒅𝒊𝒌𝒕𝒆𝒏 𝒔𝒐𝒏𝒓𝒂 𝒃𝒂𝒌𝒂𝒍𝜾𝒎 𝒏𝒆𝒍𝒆𝒓 𝒈𝒆𝒍𝒊𝒄𝒆𝒌 𝒃𝒂𝒔̧𝜾𝒎𝒂...Kafam çok karışıktı rüyamda duyduklarımı idrak etmeye çalışıyordum ama bu imkansıza yakındı aklım hayla o sözle meşguldü '𝒚𝒐𝒌 𝒐𝒍𝒖𝒔̧𝒖𝒏 𝒗𝒂𝒓 𝒐𝒍𝒖𝒔̧𝒖'çok garipti bu sözler ve aklımı kurcalayıp duruyordu, kadının dediklerine odaklanamıyordum. Kadının sesi çok tanıdıktı ama yüzünü seçemiyordum vucudu siyahlar içindeydi ve dediği üzere o kuş yani 𝑨𝒏𝒌𝒂 kuşu ona boyun eğiyordu o kuşun beni seçmesinin amacı ise kaybetiği madalyonu bulmam dı ve şüphelendikleri kişi ise bu diyarın yani '𝑲𝒂𝒓𝒂𝒏𝒍𝜾𝒌𝒍𝒂𝒓 𝒅𝒊𝒚𝒂𝒓𝜾'nın prensi aslında haklı olabilir çünkü kralın oğlunun gizemli bir şekilde babasından yani '𝑶̈𝒍𝒖̈𝒎𝒍𝒆𝒓 𝑲𝒓𝒂𝒍𝜾'ndan bile daha güçlü olduğunu söylüyordu ve garip olan şu ki bir oğul babasından güçlü olamaz yan bir hile var ortada yanda büyülü bir eşya ama o eşya her neyse babasını bile alt edebilicek güçte, kadın parşomen ve kitaptan da bahsetmişti, parşomenin madalyonun olduğu evrende açılabiliceğini söylüyordu ve o kuşun tüm evrenleri gezip sadece buraya bakmadığını söylemişti, o kuş fazla yorulmuş olmalı ki beni seçmişti aslında beni önceden seçmişti çok öncelerden çünkü hatırladığım kadarıyla yedi yaşımda iken beni görmeye geliyordu ve artık gelmemişti bilmiyorum kafam çok karışıktı. Gözlerimi hafif açtığımda bir yatakta uzanmış olduğumu hisettim çok rahat bir yataktı bu, gözlerimi açtım ve uyuduğum yatağın üstünde oturdum etrafıma bakınmaya başladım, etrafımda pahalı gözüken eşyalar vardı pahalı olan dolaplar, pencereler,kapılar, ve daha bir çok şey kapıya doğru baktığımda kırmızı ve gösterişli bir kapı olduğunu gördüm, etrafım fazla karanlık değildi net görebiliyordum yatığım yatağın üstündeki şekili tüler ve tavanda asılı olan şık avizeye baktım birden bulunduğum odanın kapısı açıldı ve içeriye uzun boylu,siyah dağınık saçlı, ve kahverengi gözlü biri girdi sol omzunda az da olsa görünen yılan benzeri dövmesi kaslı vucuduna çok yakışıyordu burnunun sağ tarafında bir demir gibi birşey vardı giydiği siyah gömeliğin yakası açıktı ve kaslı vucuduna çok yakışıyordu altına giydiği siyah ütülü pantolonu ona çok iyi uymuştu onu hayranlıkla izlemeyi bırakacaktım ki göğsünde gördüğüm madalyon benzeri şey dikatimi çekti 𝒆𝒗𝒆𝒕 𝒉𝒂𝒌𝒍𝜾𝒍𝒂𝒓𝒅𝜾 𝒃𝒖 𝒎𝒂𝒅𝒂𝒍𝒚𝒐𝒏𝒖𝒏 𝒌𝒂𝒚𝜾𝒑 𝒚𝒂𝒓𝜾𝒔𝜾...sesizce yutkundum bana hayranlıkla bakan adamı süzmeyi bıraktım ve gözlerine baktım, gözleri kahve renginin açık ve koyu tonlarındaydı çok etkiliyeci bakıyordu bana, bunu yapması gülümsememe neden olmuştu gülüşümü gören adam hafif bir tebesüm etti ve geri tebesümünü sildi, istemsizce yapmıştı bunu, ona hayranlıkla bakmayı bırakıp konuşmaya başladım 'ben neredeyim? siz kimsiniz? burası neresi ? benim bir suçum yok lütfen bana zarar vermeyin'diyerek yalvardığımda o kahvelerinde bir merhamet duygusu gördüm ve konuşmam bittince söze daldı o yakışıklı 'ben Aren ölüm kralının velihatıyım ve burasıda '𝑻𝒂𝒏𝒓𝜾𝒍𝒂𝒓 𝑺̧𝒂𝒕𝒐𝒔𝒖' bulunduğun yatak ise benim yatağım her ay yaptığım halk buluşmasında halkımın senin başında toplandığını gördüm ve hemen yanına geldim karın bölgende oluşan morluklar yüzünden keskin bir acı hisedip bilincini kaybetmiştin bende vakit kaybetmeden seni kraliyetin en iyi doktorlarına götürdüm çünkü karın bölgene gelen sivri kayalardan biri böbreğine zarar vermiş olmalıydı, vaktimin olmadığını bildiğim için seni kucaklayıp atımla birlikte geldik doktorlarımızın bir sorun olmadığını sadece karnına gelen kayaların böbreğinde küçük bir acı oluşmasını sağladıklarını ve dinlenmen gerektiğini söylediler bende şatoda benim gözetimim ve iznim olmadan kimsenin giremiyiceği tek yerlerden olan odama getirdim düştüğün çalılıklardan dolayı kıyafetlerin yırtılmıştı bende bir kadın hizmetlime seni benim kıyafetlerimden birini giydirmesi için çağırdım işini bittirince çıkmıştı senin rüyanda sayıkladığını bana söyledi bende yanına geldim' diyen yakışıklı çocuk benim için her şeyi yapmıştı, hiç yalan yoktu sözlerinde ve kahveleri benim için parıldıyordu 𝒂𝒅𝜾 𝒂𝒓𝒆𝒏 𝒅𝒊 𝒅𝒆𝒎𝒆𝒌 𝒄̧𝒐𝒌 𝒈𝒖̈𝒛𝒆𝒍 𝒃𝒊𝒓 𝒊𝒔𝒊𝒎𝒅𝒊 𝒃𝒖. Onu daha bekletmeden gülümseyip 'teşekür ederim her şey için ben Athena' dedim demek bedenime bakmamıştı hizmetlisini göndermişti eğer bu bilgiyi vermeseydi kahrolurdum 𝒉𝒊𝒄̧ 𝒃𝒊𝒓 𝒆𝒓𝒌𝒆𝒈̆𝒊𝒏 𝒗𝒖𝒄𝒖𝒅𝒖𝒎𝒂 𝒃𝒂𝒌𝒎𝒂𝒔𝜾𝒏𝜾 𝒊𝒔𝒕𝒆𝒎𝒆𝒎. Arenin yüzünde bir gülümseme oluştu ve konuştu "Athena demek zeka,sanat,strateji,ilham ve barışın tanrıçası ha,güzel bir isim ama bu diyarlara barış yaramaz"sesi kederli çıkan çocuğa tebesüm ettim. Ardından "sen buralarda yenisin ilk defa görüyorum seni nasıl geldin buraya?" Dediğinde ne yapacağımı bilemedim eğer pat diye tüm herşeyi
söylersen boynumdakini alır. İç çekerek "anlatmasam derin ve uzun bir hikaye"
kederle söylediklerim için konuyu değiştirdi "senin için hazırlatığım kıyafetler dolapta babam misafirini bu akşam yemeğinde görmek istiyor "dedi başımı tamam dercesine saladım ve gülümseyip giyinmem için odadan çıktı. Çok anlayışlıydı ve bunu sevmiştim fazlada yakışıklıydı 𝒃𝒖𝒓𝒂𝒅𝒂 𝒖𝒛𝒖𝒏 𝒔𝒖̈𝒓𝒆 𝒌𝒂𝒍𝜾𝒄𝒂𝒎 𝒅𝒆𝒎𝒆𝒌𝒊 𝒐 𝒎𝒂𝒅𝒂𝒍𝒚𝒐𝒏𝒖 𝒐𝒏𝒅𝒂𝒏 𝒂𝒍𝒎𝒂𝒍𝜾𝒚𝜾𝒎 𝒕𝒂𝒃𝒊 𝒂𝒏𝒌𝒂𝒏𝜾𝒏 𝒔𝜾𝒏𝒂𝒗𝜾𝒏𝜾 𝒃𝒊𝒕𝒕𝒊𝒓𝒅𝒊𝒌𝒕𝒆𝒏 𝒔𝒐𝒏𝒓𝒂 𝒃𝒂𝒌𝒂𝒍𝜾𝒎 𝒏𝒆𝒍𝒆𝒓 𝒈𝒆𝒍𝒊𝒄𝒆𝒌 𝒃𝒂𝒔̧𝜾𝒎𝒂...

𝑴𝒂𝒅𝒂𝒍𝒚𝒐𝒏-1 𝑲𝒂𝒚𝜾𝒑 𝑷𝒂𝒓𝒄̧𝒂Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin