2.𝑩𝒐̈𝒍𝒖̈𝒎

29 7 2
                                    

Kaskatı kesilmiş bir şekilde çocukluğumun o imkansız efsanesine bakıyordum 𝒃𝒖 𝒌𝒖𝒔̧ 𝒕𝒂𝒎 𝒂𝒏𝒍𝒂𝒎𝜾𝒚𝒍𝒂 𝒃𝒖̈𝒚𝒖̈𝒍𝒖̈𝒚𝒆𝒄𝒊. Ben daha onu onbir yıldır görememenin ve onu şuanda görmenin şokunu yaşarken o bir anda kanatlandı ve arkasına dönerek uçmaya başladı 𝒃𝒖 𝒔𝒆𝒇𝒆𝒓 𝒐𝒏𝒖 𝒃𝜾𝒓𝒂𝒌𝒎𝒊𝒄𝒂𝒎. Onun arkasından hızla koşmaya başladım çamura batan ayakabılarımı üzerime sıçrayan kirli suları umursamadan son sürat o kuşun peşinden koşuyorum ve sonunda o kuş garip bir yerde durdu tam ona yetişicektim ki o kuş hemen o yıkık dökük evin içine girdi. Çatısının yarısı olmayan yıkık dökük harabe eve baktım etrafındaki ağaçlar fazla uzağa geldiğimi açıklıyor. Düşüncelerimi bir kenara bırakıp eve bakmaya başladım. Çatısı rüzgardan
uçuşuyordu rüzgar nedeniyle gelen o tahta gıcırtamaları bile çok korkunçtu evin pencereleri taşlanmış ve param parça edilmiş bir şekilde evin kapısı ise açıktı. Aniden bir ayak sesi duydum ve iki adamın konuşmasını"sence o aptal kuş buradamıdır?"dedi bu adam benim iki katım kadardı kaslıydı ve güçlüydü ama yüzü için o güzel lafları edemicem çünkü bir gözü görmüyor gibi beyazlaşmıştı ve o görmeyen yüzünün üstünde ise bir pençe izi vardı bu yutkunmama sebep oldu çünkü bunu o kuş yapmıştı ama bu yara yeni değildi çok önceden varmış gibi pençe izleri kabuk tutmuştu. Diğer yanındaki adam ise "o burada ise madalyonun asıl sahibi de burada dır o kuş o kızı neden seçti kos koca 𝑨𝒏𝒌𝒂 kuşu neden o kızın koruyucu hayvanı olmayı istedi hiç anlamıyorum"Diyen sarışın adam nefesimi kesti çünkü yanındaki adama göre daha yakışıklıydı o tutam tutam yüzüne düşen sarı saçları o kaslı vucudu o çene şekli ve o kahveyi andıran gözleri çok güzeldi ve bu adam çok yakışıklıydı 𝒅𝒖𝒓 𝒃𝒊 𝒔𝒂𝒏𝒊𝒚𝒆 𝒃𝒖𝒏𝒍𝒂𝒓 𝒏𝒆𝒚𝒅𝒆𝒏 𝒃𝒂𝒉𝒔𝒆𝒅𝒊𝒚𝒐 𝒃𝒊𝒓 𝒂𝒏 𝒐̈𝒏𝒄𝒆 𝒆𝒗𝒆 𝒈𝒊𝒓𝒔𝒆𝒎 𝒊𝒚𝒊 𝒐𝒍𝒖𝒓 𝒚𝒐𝒌𝒔𝒂 𝒚𝒂𝒌𝒂𝒍𝒂𝒏𝜾𝒓𝜾𝒎. Yavaş adımlarla eve girdim kapısı gıcırdayan evin içi dışından beterdi her yer kir ve rutubet kokuyodu çatıdan damlayan yağmur damlaları fazla ses çıkayıroydu. İşte yine o 𝒃𝒐𝒅𝒖𝒓𝒖𝒎𝒂 𝒎𝜾 𝒊𝒏𝒊𝒚𝒐 𝒐. Arkamdan adamların geleceğini bilme korkusu bile yeterdi yavaş adımlarla parmak uçlarıyla yürümeye başladım o bodruma inen klasik korkutucu merdivenleri indim ve o kuşun ağzındaki parşomeni bir kitabın yanına bıraktığını gördüm ve hiç vakit kaybetmeden kitabın üzerinde duran kolyenin içine girdi bu çok garipti. Masanın olduğu yere doğru ilerledim ve masanın üzerinde duran eşyalara baktım gözüme ilk çarpan kolye olmuştu bir saniye bu o kolye bu kolye değil bu bir madalyon! Madalyonu elime aldım üstünde demir bir zincire takılmış kulp gibi şeyi gördüm ve hemen üzerindeki kabartmaya odaklandım madalyon fazlasıyla toz kaptığı için biraz sildim ve kabartmayı incelemeye başladım. Bu kuşun kanat açışı ve onun hemen altında cinsiyeti beli olmayan bir insan ve kuşun kanatları ile elerini önüne doğru uzatan kişiyi inceliyordum ve o elinin altında portala benziyen bir şey gördüm daha fazla bir şey yoktu içimden bir ses kolyeyi takmamı öneriyodu ve iç sesimi dinliyeyip kolyeyi boynuma taktım sonra masanın üstünde yılardır merak etiğim parşomeni aldım elime uç kısımları altından olan ve içinde rulo haline getirilen parşomeni açmaya çalıştım ama açılmadı sanki açmamın vakti değilmiş gibiydi birkaç denemeden sonra vaz geçip çantama koydum parşomeni ve sıra kitaba gelmişti kitabın üzerinde aynı madalyondaki gibi o kuş vardı ve o kuş ile birlikte elerini yukarıya kaldıran insan şeyine baktım ve sanki o kuşu o yönetiyo ve içindeki güçle çıkarıyo gibi görünüyodu tam kitabı açacaktım ki merdivenlerin o kırık sesleri geldi telaşla kitabı çantama koydum ve bir çıkış yolu aramaya başladım ama yoktu hiç bir şekilde yoktu o yol adım sesleri git gide dahada yaklaşınca korkudan titriyordum ve o adamlar içeriye girdi yüzlerinde sinsi bir gülüş belirdi ve bay pençelenmiş    konuştu"bak bak kimler var roy"dedi ne yani bay nefes kesicinin adı roy mu pençelenmişin ardından roy denilen adam konuşmaya başladı"haklısın tom ve boynunda tam da istediğimiz şey olan 𝑨𝒏𝒌𝒂 𝑴𝒂𝒅𝒂𝒍𝒚𝒐𝒏𝒖 var ve tabiki o kuşun ona verdikleri 𝒌𝒊𝒕𝒂𝒑 ve 𝒌𝒂𝒅𝒊𝒎 𝒑𝒂𝒓𝒔̧𝒐̈𝒎𝒆𝒏 şimdi küçük kız o şeyleri bize ver ki sorun çıkmasın"dedi ne demişti o şimdi 𝑨𝒏𝒌𝒂 𝑴𝒂𝒅𝒂𝒍𝒚𝒐𝒏𝒖 mu 𝒌𝒂𝒅𝒊𝒎 𝒑𝒂𝒓𝒔̧𝒐̈𝒎𝒆𝒏 𝒎𝒊 ne saçmalıyo bunlar bide bay pençelenmişin adı tom mu daha kaç kere şok yaşamalıyım. Bir anda garip bir kuş çığlığı yükseldi ve çok tiz bir çığlıktı bu tom ve roy vakit kaybetmeden üzerime yürüdüler ben daha birşey anlamamışken o tiz kuş sesi dahada artı ve bir anda ayaklarım yerden kesildi gözlerimin perdesine mavimsi bir ışık belirdi saçlarımın havalandığını      hisediyorum ve artık vucudumu ben kontrol edemiyorum. Kolarımı yukarı kaldıran bir güç hisetim kolarım yukarıya kaltıkça havalanıyordum ve madalyon gözlerimin önüne geldi kendi yansımamı görebiliyordum bu ne gözlerimden mavi şimşekler gibi bir şey çıkıyordu ve tam da arkamda o kuşun tüm heybetini görüyordum kuş benle bütünleşmiş gibi kanatlarını açmıştı kolarım yavaşça hareket etmeye başladı bir anda garip haraketler yapmaya başladım ve elimin tam düz konumda birleşip birşey yaptıklarını gördüm elerim göğüslerimle aynı konuma geldi elerim düm düz bir şekilde ve tamda elimin bir kaç adım uzağında karanlık bir portal parlıyordu aşağıya baktığımda tom ve royun korktuklarını gördüm sonra kuşun sesi tekrar çıkmaya başladı ve elerimi indirebildiğimi fark etim elerimi bacaklarımın hizasına getirdim ve kendimi gücün eline bıraktım bir anda benim isteğim dışında havada yürüyebildiğimi fark etim ve yavaşça portalın içinden geçtim 𝒃𝒖 𝒐̈𝒎𝒓𝒖̈𝒎𝒅𝒆 𝒚𝒂𝒔̧𝒂𝒅𝜾𝒈̆𝜾𝒎 𝒆𝒏 𝒊𝒚𝒊 𝒅𝒆𝒏𝒆𝒚𝒊𝒎𝒅𝒊 𝒅𝒆 𝒃𝒊𝒓 𝒔𝒂𝒏𝒊𝒚𝒆 𝒑𝒐𝒓𝒕𝒂𝒍,𝒌𝒖𝒔̧,𝒎𝒂𝒅𝒂𝒍𝒚𝒐𝒏 𝒏𝒆𝒍𝒆𝒓 𝒐𝒍𝒖𝒚𝒐 𝒃𝒖𝒓𝒂𝒅𝒂 𝒗𝒆 𝒃𝒆𝒏 𝒃𝒖 𝒑𝒐𝒓𝒕𝒂𝒍𝜾𝒏 𝒏𝒆𝒓𝒆𝒚𝒆 𝒄̧𝜾𝒌𝒂𝒄𝒂𝒈̆𝜾𝒏𝜾 𝒃𝒊𝒍𝒎𝒊𝒚𝒐𝒓𝒖𝒎...

𝑴𝒂𝒅𝒂𝒍𝒚𝒐𝒏-1 𝑲𝒂𝒚𝜾𝒑 𝑷𝒂𝒓𝒄̧𝒂Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin